Kadir Gecesi'ni nasıl ihya edelim?..

Abone Ol

Elhamdülillâh bir Kadir gecesi ne daha kavuştuk. Gerçekten hem fert ve hem de ümmet olarak, ALLAH Teâlâ nın sınırsız afv ü mağfiret, yardım ve bereketinden istifade etmek üzere, bu mübarek geceye erişmenin heyecan ve mutluluğunu yaşıyoruz. Kadir gecesi; iman, ibadet ve düşünce bakımından insanın kendisini yenilemesi, geçmişini muhasebe etmesi, geleceğini planlaması ve ümitlerini tazelemesi için önüne konulan büyük bir fırsattır. Binaenaleyh bu fırsatı çok iyi değerlendirmemiz gerekir. Bu mübarek gecede, ALLAH Teâlâ nın emir ve yasakları doğrultusunda; Hz. Peygamber (S.A.V.) in tavsiyeleri ışığında ruhumuzun gelişmesi ve olgunlaşması için düşünce ve davranış biçimlerimizi gözden geçirmeliyiz. İçimizdeki manevi duyguların sesine kulak vererek, günahlarımıza tevbe etmeyi, kendimiz, ailemiz, ülkemiz ve bütün Müslümanlar, insanlık için ALLAH Teâlâ ya dua ve niyazda bulunmayı ihmal etmeyelim.

Diğer kutlu zamanlar gibi Kadir gecesi de, hayatımızın çok hızlı seyreden akışı içinde geçmişimizi değerlendirerek gafletle geçen günlerimizi sorgulama, unutarak ve bilmeyerek işlediğimiz hatalara tevbe edip af ve bağışlanma dileme zamanıdır.

Mükâfatların sınırsız olarak verildiği bu gece, kalplerimizin, duygu ve davranışlarımızın her türlü kötülükten arınması, iyi ve güzel davranışlarımızın çoğalıp kötü davranışlarımızın azalması, dinimiz hakkında sağlıklı ve doğru bilgimizin artması, aramızdaki sevgi ve bağışlamanın hepimizi kucaklaması için yeni adımlar atma imkanıdır.

Ramazan Ayı nın manevi ikliminde bir ay süren feyizli ve yoğun ibadetlerimizin, ruhumuz üzerindeki tesirlerini yakından hissedebilmek, yeni manevi hamlelere ve nefsi mücadelelere hazırlanmak için, bu gece büyük bir fırsattır. Bu nedenle manen bin aydan daha hayırlı olduğu müjdelenen, dolayısıyla, yaklaşık 84 yıllık bir insan ömrüne bedel olan bu geceden gerektiği şekilde istifade etmeliyiz. Geçmiş hata, kusur ve günahlarımızdan pişmanlık duyarak bunları bir daha işlememeye söz vermeli, söz ve fiillerimizin Kur an-ı Kerim ve Sünnete uygun olup olmadığının muhasebesini yapmalıyız. Dargınlık, kırgınlık, kin ve nefretin yerine sevgiyi, saygıyı, hoşgörüyü, dostluk ve kardeşliği hâkim kılmalıyız. Yetimlerin, kimsesizlerin, fakir ve muhtaçların yüzünü güldürmeli, onlara yardım elimizi uzatmalıyız.

Kur an-ı Kerim in inmeye başladığı bu gecenin, biz müslümanlar nazarındaki yüce kıymeti de hiç şüphe yok ki sonsuzdur. Binaenaleyh bu mübarek gecede, Kur an-ı Kerim in inmeye başlamasıyla insanlığı küfürden imana, dalâletten hidayete, cehaletten ilme, zulmetten nura, düşmanlıktan kardeşliğe götüren en büyük dünya inkılabının vuku bulduğunu düşünerek, bu geceyi huzur ve huşu içerisinde ihya etmeye çalışmalıyız. Ebû Hureyre (R.A.)den rivayete göre Hz.Peygamber (S.A.V.) efendimiz:

"Her kim iman ederek ve mükafatını sadece ALLAH Teâlâ dan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları mağfiret olunur. Ve yine her kim de faziletine iman ederek ve mükafatını sadece ALLAH Teâlâ dan bekleyerek Kadir Gecesi nde kalkar, namaz kılar, ibadet ederse geçmiş günahları mağfiret edilir" (Buhari; Salatu t-Teravih; 2; No: 1910; 2/709) buyurmuşlardır.

Kadir Gecesi nin gününü de gecesi gibi ihya etmek gerekir. Çünkü onun da fazileti gecesi gibi büyüktür. Enes b. Malik (R.A.)den rivayete göre Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimiz:

"Dört gece vardır ki, geceleri gündüzleri, gündüzleri de geceleri gibi faziletlidir. O gün ve gecelerde ALLAH Teâlâ, yağmur ve bereketi bol ihsan eder, insanları cehennemden azad eder, çok miktarda ihsanda bulunur. Bunlar: Kadir Gecesi ve sabahı, Arefe gecesi ve sabahı, Berat gecesi ve sabahı, Cuma gecesi ve sabahı" (Ali el-Muttaki, Kenzu l-Ummal, No: 35214; 12/322,) buyurmuşlardır.

Kadir gecesinde, "Radyo, televizyon seyredeceğim, evde takip edeceğim." filân diye düşünmeyin, mutlaka bir camide olun! Çünkü camide olmak ile evde olmak arasında çok büyük farklar var... Camide kılınan namaz, evde kılınan namazdan yirmiyedi kat daha sevaplı, eğer mescid ise... Cuma namazı kılınan büyük cami ise, elli kat sevaplı... Bir de camiye giderken, gelirken attığın her adımdan insanın bir günahı affoluyor, bir hasene kazanıyor, bir derece de terfi ediyor, rütbesi yükseliyor.

Onun için Kadir Gecesi nde dikkat etmeniz gereken şeylerden birisi yatsı namazında mutlaka camide olacaksınız. Sabah namazında da mutlaka camide olacaksınız. Çünkü: "Sabah ve yatsı namazlarını camide kılarak, cemaatle edâ ederek geceyi geçiren kimse, bütün geceyi ihyâ etmiş olur." diye hadis-i şerif var. Onu kaçırmamak lâzım!

Binaenaleyh yapacağımız ibadet ve duaların muhakkak kabul olunacağına ve ALLAH Teâlâ nın biz kullarına olan ikram ve izzetinin bol olacağına inanarak Kadir Gecesi ve gündüzünü şöylece ihya etmeye çalışmalıyız:

Tevbe etmeli

Bu mübarek gece kusur ve günahlarımızdan tevbe ve istiğfarda bulunmalıyız. En azından bir tesbih "Estağfirullah" demeliyiz. Diğer kutlu zamanlar gibi Kadir gecesi de, özümüze dönerek gaflet içinde geçen günlerimizi sorgulama, unutarak ve bilmeyerek işlediğimiz hatalara tevbe edip bağışlanma dileme, kendimizi ve irademizi yenileme zamanıdır. Mükâfatların sınırsız olarak verildiği bu gece, kalplerimizin, duygu ve davranışlarımızın her türlü kötülükten arınması, dinimiz hakkında sağlıklı ve doğru bilgimizin artması, aramızdaki sevgi ve bağışlamanın hepimizi kucaklaması için yeni adımlar atma imkanıdır. Tevbe, günahla kirlenen ruhumuzu yıkamanın ve yeniden dirilişin ifadesidir, tevbe ruhu arındırmanın en güzel yollarından biridir. Unutmayalım ki, Cenab-ı Hakk ın bu gece ve gündüzündeki bu büyük rahmeti, mağfireti ve bağışlaması hiç şüphe yok ki ona talib ve lâyık olanlar içindir.

Tevbe, sadece belli günahları işleyenlerin başvuracağı bir af kapısı değil, herkesin yapması gereken bir ibadettir. Ruhu arındırmanın en güzel yollarından biridir. Kur an-ı Kerim, ameli ne olursa olsun, istisna koymaksızın herkesi tevbeye davet etmektedir.

Kadir gecesinde -dört sınıf hariç- bütün Müslümanların af edildiği rivayet edilir. Bu dört sınıf tevbe etmedikleri takdirde bu gecenin feyzinden istifade edemezler.

Bunlardan birincisi, içki içmeye devam edenlerdir. Bilindiği gibi İslam dini içkinin, bütün kötülüklerin anası olduğunu bildirerek Müslümanları on beş asırdan beri bu zehirli hayattan şiddetle menetmiştir.

İslam dininde sarhoşluk veren her şey içkidir. Her içki de haramdır. Çoğu sarhoşluk verenin azı da haramdır. Öyleyse ondan da kaçınmak gerekir. Sarhoş eden maddeler insanlık için büyük bir beladır. Bu yüzden nice servetler, sıhhatler heder olur, nice aileler mağdur ve perişan olur. Ve nice kıymetli zamanlar sarhoşluk halinde zayi olup gider. Bu sebeple içkiye müptela olanlar hemen tevbe etmelidirler.

İkincisi, ana-babalarına asi olanlardır. Bunlar da tevbe etmedikleri takdirde Kadir gecesinin feyzinden nasip alamazlar. Bilindiği üzere ana-baba hakkı çok büyüktür. Varlığımıza vesile olan onlardır. Bizleri en zayıf ve en çok yardıma muhtaç olduğumuz bir zamanda besleyen ve koruyan yine onlardır. Öyleyse nasıl olur da şimdi biz, onlara haksız yere karşı gelir ve onların gönüllerini incitecek şekilde hareket ederiz.

Bilirsiniz ki, ana-babaya öf demek bile dinde yasaktır. Onların haklarında "Ya rabbi! Anama, babama rahmet et, nasıl ki onlar beni çocuk iken besleyip büyüttüler." diyerek dua etmek gerekir.

Ne yazık ki, son asırlarda toplum ahlakı bozulmaya yüz tutmuş, aile hayatı düzen ve dayanışmasını kaybetmiş, ana-baba haklarına riayet edenler azalmıştır. Bir zatın dediği gibi:

Üçüncüsü, sıla-ı rahmi kesenlerdir. Yani, akrabanın hakkına riayet etmeyen, onları imkan olduğu halde arayıp sormayan kimselerdir. Bunlar da tevbe etmedikleri takdirde Kadir gecesinin feyzinden mahrum olurlar.

Toplum hayatının ilk müessesesi aile                ve akrabalardan oluşur

Bilindiği gibi, insanlar toplu halde yaşarlar. Aralarında yardımlaşma ve dayanışma vardır. Bu toplum hayatının ilk müessesesi de aile ve akrabalardan oluşur. Bunların arasında sevgi ve muhabbet olmaz, yardımlaşma ve dayanışma fikri bulunmazsa, toplumun -birbirine yabancı olan- diğer fertleri arasında bu gibi insani ve ahlaki vazifelerden nasıl eser bulunur.

Halbuki günümüzde birçok kimse akrabalık hakkına riayet etmiyor, akrabasının sevinç ve kederini paylaşmıyor. Sadece kendi zevk-ü sefasına ve çıkarlarına bakıyor. Bütün bunlar islamiyet in aşıladığı yüksek ahlaktan mahrum olmanın bir neticesidir.

Dördüncüsü, Din kardeşiyle üç günden fazla dargın durup görüşmeyenlerdir. Bunlar da tevbe etmedikleri takdirde bu feyizden istifade edemezler. Bilindiği gibi, Müslümanlar arasında son bulması mümkün olmayan bir kardeşlik vardır. Bütün Müslümanlar birbirini sevmek ve iyi geçinmekle sorumludurlar. Kişi insanlık gereği din kardeşinden kötü bir muamele görebilir. Ancak bu durumun onun kalbinde kin ve düşmanlık eseri bırakmaması için aralarındaki sevgi ve muhabbetin kesilmemesi gerekir. Böyle bir olay meydana geldiğinde af edip, bağışlayarak karşılık vermelidir. Asıl insanlık bu durumda belli olur ve gerçek İslam ahlakı bu halde kendini gösterir. İslam toplumunun birlik ve beraberliği saadet ve mutluluğu büyük bir kuvvet ve azamete sahip olması ancak bu durumda mümkün olur.

2- Salat ü selâm okumak. Peygamberimiz (S.A.V.) e hiç olmazsa bir tesbih salat ü selâm okumalıyız. Can ü gönülden, "Es-salatü ve s-selamü aleyke ya Resûlellah" demeliyiz.

3- Kur an-ı Kerîm okumak veya dinlemek. Kur an-ı Kerîm in inmeye başladığı böyle mübarek bir gecede yapacağımız ibadetlerin en önemlisi: Kur an-ı Kerim i okumak, dinlemek ve anlamı üzerinde düşünmektir. Çünkü Kur an-ı Kerîm Cenâb-ı Hakk ın insanlığa son mesajıdır. O nun iyi anlaşılması ve uygulanması halinde insanlık mutlu olacaktır.

4- ALLAHü Teâlâ ya tam bir huşu içinde dua ve niyazda bulunmalıyız. Çünkü dua, rahmet kapılarının anahtarı, ibadetlerin özüdür, yalnızlaşan insanın sınırsız ve sonsuz kudret sahibi olan ALLAH a yakarışı ve ona sığınışıdır, insanın yaratıcısına yaklaştığı en vasıtasız andır. Dua, sınırlı, sonlu ve aciz varlık olan insanın, sınırsız ve sonsuz kudret sahibi Rabbisi ile kurduğu bir köprüdür, Kadir-i Mutlak ı imdada çağırmasıdır. Dua, kulluk esprisi içinde ve sıradan isteme anlamlarının ötesinde, ALLAH Teâlâ nın Rablık ve  ilahlık hakikatine en  köklü  bir sığınma  hadisesidir.

"De ki: Kulluk ve duanız olmasa,  Rabbim size ne diye değer versin ki!" (Furkan sûresi: 77) ayet-i kerimesi buna işaret eder.

Kadir Gecesi, yalnız namaz kılınmaz. Dua edilir, Kur an-ı Kerim okunur. Bunlar da sünnettir. Hatta Süfyan-ı Sevri: "Kadir Gecesi dua ve istiğfar etmek namazdan sevimlidir; Kur an-ı Kerim okuyup sonra dua etmek daha güzeldir" demiş.

Bu sebeple, idrak ettiğimiz şu mübarek gecede, içimizi ve dışımızı bilen Rabbimize ellerimizi ve gönüllerimizi açıp dua edelim. "Bana açılan dua ellerini boş olarak geri çevirmek benim şânıma yakışmaz." buyuran Rabbimizin bu vadinden istifâde ederek, açık olan tevbe kapısına ilticâ edelim. Tevbe edelim, tevbemizi kabul eder. O Yüce Rabbimizden mağfiret isteyelim, bizleri affeder. O, bizlere ana ve babalarımızdan daha şefkatli ve merhametlidir. Hz. Aişe (R.Anha) validemiz, Resûlullah (S.A.V.) efendimize:

- Ya ResûlALLAH! Kadir Gecesi ne ulaşırsam nasıl dua edeyim diye sormuş. Hz. Peygamber (S.A.V.) efendimiz de:

"ALLAHümme! İnneke afüvvün, kerimün tühibbü l-Afve fe fü annî."

"Ey ALLAH ım!.. Sen çok affedicisin, kerimsin, affetmeyi seversin, beni de affeyle, de!." buyurmuş. (Tirmizi; Daavat: 84; No: 3513; 5/534)

Ya Rabbi! Kulluk borcu olarak ve sırf ilâhî rızanı kazanmak niyeti ile bugüne kadar tuttuğumuz oruçları, huşû içinde kıldığımız namazları ve okuduğumuz hatim ve mukabeleleri dergah-ı izzetinde kabul eyle. Ya Rabbi! Cümlemizi rahmetine gark eyle. Mağfiretine nail eyle. Cemalinle ve Firdevs Cennetinle müşerref eyle. Cehennemden uzak eyle. İslâm ı ve Müslümanları aziz ve mansur eyle. Amin! Ya Rabbe l-alemin ve ya erhame r-rahimin. Ya Rabbi! Yeryüzünün neresinde olursa olsun, müslümanlara zulmeden bu zalimleri-kafirleri sana havale ediyoruz, Ya Rabbi! Sen müslümanları halas eyle! Amin, ya Rabbel-alemin ve ya erhame r-rahimin.

Acılara ortak olmaya çalışalım

Pek çok hayır ve bereketi bünyesinde barındıran, manevî haz ve vecdin doruğa ulaştığı bu mübarek gece de, Yüce ALLAH ın bizlere bilgi, anlayış ve ihlâs vermesi, doğruyu bulduktan sonra kalplerimizi saptırmaması ve bizi affetmesi için dua edelim. İhtiyaç içerisinde ve zor şartlar altında yaşamını sürdürmek zorunda kalan insanlarımızın maddi ve manevi yardımlarına koşarak sıkıntılarını paylaşmaya, acılarına ortak olmaya çalışalım.

Hz. Peygamber (S.A.V.) Kadir Gecesi nin de içlerinde bulunduğu Ramazan ayının son on gününde itikâfa girerek kendisini ibadete verirdi. Onun bu fiilî sünnetinden anlaşılmaktadır ki Kadir Gecesi nde namaz kılmak, Kur an-ı Kerim okumak, dua etmek ve tefekkürde bulunmak sünnettir. Bunların hepsini bir araya getirmek ise, daha isabetli bir davranış olur. Hatta aynı şeylerin Kadir Gecesi nın gündüzünde de yapılması uygun olur.

Bütün müslümanlar için, bütün kardeşleriniz için, dostlarınız, yakınlarınız, ihvanınız, ahbabınız için dua edin!.. Özel bölüm ayırın duanızın içine; kendinizden ayrı, anne-babanızdan ayrı, ihvanınız, kardeşleriniz, dostlarınız, sevgili, yakın, samîmî arkadaşlarınız için, onların meselelerinin çözümlenmesi için, ALLAH ın onlara lütfetmesi için özel dua edin!.. Çünkü en süratle kabul olan dualardan birisidir.

Bir de mazlumun duası çok çabuk kabul oluyor, biliyorsunuz. ALLAH Teâlâ Hazretleri nin kahrı zalimin tepesine hemen iniyor. Onun için zulmetmekten sakınmak lâzım! Çünkü mazlumun ahını aldı mı, insanın başı derde giriyor. Zulümden şiddetle kaçınmak gerekiyor.

5- Namaz kılmak.

Kadir Gecesi ve gündüzündeki namazları cemaatle kılmaya son derece gayret göstermelidir. Kaza namazı bulunan kimseler, bu namazlarını kaza etmeye çalışmalıdırlar. Sadece farz namazları ve vitir namazı kaza edilmektedir. Sünnetler kaza edilmiyor. Kaza namazı kılarken bir defa ezan okunur ve her bir farz namaz için ayrı ayrı kamet getirilir. "Ya Rabbi! Vaktinde kılamadığım ilk (veya en son) sabah namazının farzını kaza etmeye niyet ettim" şeklinde niyet edilir, tekbir alınır ve namaza durulur. Diğer namazlar için de böylece niyet edilir. Kaza namazlarını kılarken hepsini aynı yerde değil de, ayrı ayrı yerlerde kılmak, yerlerin şahid olması ve secde ile sereflenmesi bakımından daha faziletlidir. Yani sabah namazını kıldığı yerin biraz ötesinde öğleyi ve onun yanında ikindiyi ve biraz ileri veya geri çekilerek diğerlerini kılmak, daha sevablı olur.

Bu geceyi tam manasıyla yaşıyalım

Üzerinde namaz borcu olan kimsenin bu gecede hiç olmazsa bir günlük namaz kaza etmesi uygun olur. Böylece hem borcunu öder hem de geceyi ihya etmiş olur.

Tekellüf yani zorakilik-bitkinlikten kaçınılmak sûretiyle nafile namaz da kılınmalıdır. Kadir Gecesi namazının muayyen bir şekli yoktur. Ancak bu gece kılınması tavsiye edilen namaz hakkında deniliyor ki: Kadir Gecesi namazının en azı iki rekat, ortası yüz rekat, en çoğu da bin rekattır. Bu namaz iki rekat kılındığı takdirde her rekatında ikiyüz ayet-i celile okunmalıdır. Yüz rekata kadar kılındığı takdirde her rekatında Fatiha-ı Şerif den sonra "Kadr (inna enzelnahü) suresi", üç kerre de ihlas (kulhuvellah) suresi okunup her iki rekatta bir selam verilmelidir. Sonra da dua yapılmalıdır.

Ayrıca bu gece, şöylece 4 rekat Kadir Gecesi Namazı kılınması tavsiye edilir:

1. Rekatta: 1 Fatiha, 3 İnna enzelnâhü

2. Rekatta: 1 Fatiha, 3 İhlası Şerif

3. Rekatta: 1 Fatiha, 3 İnna enzelnâhü

4. Rekatta: 1 Fatiha, 3 İhlası Şerif okunur. Namazdan sonra:

1 defa "ALLAHü ekber, ALLAHü ekber. La ilahe  illalahü vellahü ekber. Alahü ekber ve lillahil hamd."

100 defa Elem neşrah leke...

100 defa İnna enzelnâhü....

100 defa "ALLAHümme inneke afüvvün kerîmün tuhibbül afve fe fü anni"  okunup dua yapılır. Mümkünse, kandil  gecesi olması sebebiyle bir de tesbih namazı kılınır. Secde ayetleri okunup, secdeler yapılır. Dua edilir.

Üzerinde kaza namazı bulunan kimselerin bu gibi mübarek gecelerde nafile namaz yerine kaza namazı kılmaları daha yerinde olur. Bu sebeple kaza namazı olan kimseler bol bol kaza namazı kılmalı ve bu gece kılınacak bütün nafile namazları, kaza namazı olarak niyetlenmeli ve öylece kılmalıdırlar. Bir günde sabah namazı: 2, öğle namazı: 4, ikindi namazı: 4, akşam namazı: 3, yatsı namazı: 4 ve vitir namazı: 3 rekat olmak üzere toplam 20 rekat farz ve vacib namaz vardır. Demek ki 5 günlük kaza namazı kıldık mı, toplamı 100 rekat yapar, 100 rekat kılmış olur. ALLAH Teâlâ afv ü mağfiret eylesin, kabul etsin. Amin.

6- Kadir gecesi gündüzünde mezarlar, bizden dua bekleyen yakınlarımızın kabirleri ziyaret edilmeli, ruhlarına Kur an-ı Kerim okumalı, dua etmeli, onlar için de ALLAH Teâlâ dan afv ü  mağfiret dilemeli, böylelikle ruhları şad edilmelidir. Ayrıca Peygamberimiz (S.A.V.) in, ashabın, tabiinin, diğer büyüklerimizin, meşayıhımızın, akrabalarımızın özellikle analarımızın, babalarımızın ve hocalarımızın... Kısacası bütün müslümanların ruhlarına Kur an-ı Kerim okunmalıdır. Ayrıca bütün müslümanların mağfiret-i ilâhiyyeye, maddî ve manevî bütün hayırlara bereketlere nail olmaları, yeryüzünden zulüm ve küfrün kalkıp İslâm ın hakim olması için de içtenlikle dua edilmelidir. Ya Rabbi! Cümlemizi rahmetine gark eyle. Afv ü mağfiretine nail eyle. Cehennemden uzak eyle. Cemalinle ve Firdevs cennetinle müşerref eyle. Dünya ve ahiretimizi mamur eyle. İslâm ı ve müslümanları aziz ve mansur eyle. Amin! Ya Rabbe l-Âlemin     

7- Dinimizce aziz ve mübarek kabul edilen diğer zamanlar, geceler gibi bu mübarek gece hakkında da aile efradımıza, özellikle çocuklarımıza lüzumlu bilgileri vermeli, mana ve ehemmiyetini anlatmalı ve benimsetmeliyiz. Böylece onların da bu gecenin feyzinden istifade etmelerine vesile olalım. Bu sebeple bu gece çoluk-çocuğu sevindirelim. Maddi imkânlar elverdiği ölçüde eşimize, çocuklarımıza, bu mübarek gece hatırasına bir hediye alarak, bu mübarek gecenin zihinlerde daha etkili bir şekilde yer almasını sağlayalım. Böylece bu mübarek gecenin güzelliğinden ailece istifade edelim. Hiç şüphe yok ki, dinimize karşı duyduğumuz sevgi ve hürmet ana-babalarımızın bize bıraktığı güzel bir mirastır. Bu miras, bizden de çocuklarımıza kalabilecek olan en değerli mirastır. Din kardeşlerimizle de tebrikleşelim, varsa dargınlarımızla barışalım. Bu gece dargınlıklara, kırgınlıklara son vermek, nefretin yerine sevgiyi, saygıyı, hoşgörüyü, dostluk ve kardeşliği hakim kılmak için de bize önemli fırsatlar sunmaktadır. Bu gece kırık kalpleri onaralım. Ebeveynlerimizi ziyaret ederek dualarını almaya çalışalım. Akraba, eş-dost yakın ise bizzat ziyaret edilmeli, ziyaret mümkün olmayanları mektupla, telefonla, telgrafla veya mesajla tebrik etmelidir. Öksüzlere, kimsesizlere ve yardıma muhtaç olanlara yardım edelim. Böyle mübarek fırsatlardan faydalanıp afvolunmamıza vesile olacak hayırlı işlerle meşgul olalım. Günah sayılan hareketlerden sakınalım.

8- Kadir gecesi ve gündüzünde fakir fukarayı, yetim ve kimsesizleri görüp gözetmek, ihtiyaç içerisinde kıvranan din kardeşlerimizin yardımlarına koşmak, onlara imkanlar ölçüsünce tasaddukta bulunmak mutlaka yapmamız lâzım gelen bir husustur. Çünkü Cenab-ı Hak:

"ALLAH Teâlâ sana ihsan ettiği gibi sen de başkalarına ihsan et." (Kasas Sûresi: 77) buyurmaktadır. Ebu d-Derda (R.A.)den rivayete göre Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz:

"Fakirleri kollayıp gözetiniz. Çünkü siz aranızdaki fakirler sayesinde (onların duası bereketi ile) rızıklandırılıyor ve ALLAH Teâlâ dan yardım görüyorsunuz," (Ebû Davud, Cihad: 70, Tirmizi, Cihad: 24, Nesei, Cihad: 43, A.b.Hanbel, 5/198) buyurdu.  Sehl b. Sa d (R.A.) den rivayete göre Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz:

"Ben ve yetimi himaye eden, onun işine bakan kimse ile cennette şöylece beraber bulunacağız, buyurdu ve şehadet parmağıyla orta parmağını, aralarını biraz açarak işaret etti(de insanlara gösterdi.)" (Buhari, Talak: 25, Edep: 24, Müslim, Zühd: 42, Ebû Davud, Edep: 123, Tirmizi, Bîrr: 14) Enes b. Malik (R.A.)den rivayete göre Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz:

"Sizden biriniz kendisi için sevip arzu ettiği şeyi din kardeşi için de sevip arzu etmedikçe gerçek anlamda iman etmiş olamaz." (Buhari, İman: 7, Müslim, İman: 71-72, Tirmizi, Kıyamet: 59, Nesei, İman: 19,33, İbn-i Mace, Mukaddime: 9) buyurmuşlardır. Yine Abdullah ibn-i Ömer (R.A.) den rivayete göre Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz:

"Müslüman kardeşinin ihtiyacını gideren kimsenin ALLAH da ihtiyacını giderir." (Buhari, Mezalim: 3, Müslim, Birr: 58, Ebu Davud, Edep: 38,60, Tirmizi, Hudud: 3) buyurarak, sağlıklı bir toplumun oluşmasında sevgiyi, nimeti ve güzellikleri diğerleriyle paylaşmanın ve çevreyle bütünleşmenin ne kadar önemli olduğuna dikkatlerimizi çekmiştir.

Unutmayalım ki, paylaşılmayan sevinç ve mutlulukların insan için fazla bir anlamı yoktur. Sevinç ve mutluluklar paylaşıldıkça artar, kederler de paylaşıldıkça hafifler, azalır.

Böyle mübarek gecelerin manevi havası içinde birbirimize sevgi ile yaklaşmalıyız. İçimizdeki kin ve düşmanlıkları atmalı, kardeşçe kucaklaşmalıyız. Hep birlikte bu asil milletin yükselmesi için çalışmalıyız. Böyle yapacak olursak Yüce Rabbimizin rızasına ermiş oluruz.

9- Yüce Rabbimizin:

"Kendileriniz için hayırdan ne takdim ederseniz, sizden önce ne gönderirseniz, onu ALLAH ın indinde daha hayırlı ve ecrini daha büyük olarak bulursunuz. ALLAH tan günahlarınızın afvını isteyiniz. Şüphesiz, ALLAH Gafûr dur, Rahîm dir" (Müzzemmil sûresi: 20)

"Ey iman edenler! ALLAH Teâlâ dan korkun da emirleri ifa edin. Herkes yarını kıyamet günü için önden ne göndermiş olduğuna bir baksın. ALLAH Teâlâ dan korkun da yasak edilen şeyleri terk edin. Çünkü ALLAH Teâlâ, ne yaparsanız hakkıyla haberdardır." (Haşır sûresi:18) emirlerine kulak vererek, ahiret için ne hazırlık yaptığımıza, kendimiz için hayırdan ne takdim ettiğimize, önden ne gönderdiğimize bir bakalım. Hayatımızın bir muhasebesini yapalım. Evet şu yaşa geldik. Namazımız, orucumuz, zekatımız, haccımız, tesettürümüz, helal ve haramlara riayet etmemiz ne durumda Hazret-i Ömer (R.A.) bir hutbesinde şöyle buyurmuştur:

 "Hesaba çekilmeden önce, kendinizi hesaba çekiniz. Amelleriniz tartılmadan önce, kendi amellerinizi tartınız. Hesaba çekilmek üzere, kıyamet günündeki en büyük hesap gününde huzura alınmak için gerekli güzel hazırlıklarınızı yapınız. O gün huzura alınırsınız, öyle ki size ait hiçbir sır gizli kalmayacak, bütün sırlar meydana çıkacak. (İbn-i Ebi Şeybe, Kitabu l-Musannef, 7/96, No: 34459)

 Nitekim Cenab-ı Hak şöyle buyurur:

Ey insanlar! O gün hesab ve sorgu-sual için huzura alınırsınız. Öyle ki size ait hiçbir sır gizli kalmayacak, bütün sırlar meydana çıkacak." (Hakka Sûresi: 18)

İnançlarımız bize, hiçbir zaman adaletten ayrılmamayı, kim tarafından yapılırsa yapılsın bütün kötülüklere karşı çıkılması gerektiğini telkin etmektedir. Yüce ALLAH bir Ayet-i Kerim ede:

"Ey iman edenler! ALLAH için hakkı ayakta tutanlar ve adalet ile şahitlik yapanlar olun. Bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletsizliğe sevk etmesin. Adaletli olun ki, bu takvaya daha yakındır. ALLAH tan korkun. Şüphesiz ki ALLAH, yaptıklarınızdan haberdardır." (Maide Sûresi: 8) buyurmaktadır. Şu halde müslümanlar duygularının esiri haline gelip, insanlığın huzurunu kaçırmak için iğrenç ve korkunç eylemler gerçekleştirenlere asla destek olmamalı, bunlarla aralarındaki çizgiyi net olarak belirginleştirmelidir.

Kadir gecesi ilâhi müjdeler gecesidir

Kadir gecesi, Müslümanlar için bir mutlu gecedir, ilâhî müjdeler gecesidir. Şayet sen uyanırsan, Kadir gecesinin yıldönümleri, senin için ve bütün Müslümanlar için gene de mutlu olacak, gene de İlahî beşaretlere vesile olacaktır. İslâm ı kendine yaşama düzeni olarak seçersen, Kur an-ı Kerim in emir ve yasakları ile amel edersen, Resûlullah (S.A.V.)i kendine önder edinirsen, ıstırapların dinecek, çilelerin bitecek, elemlerin sona erecektir. Yurdunda hür ve mes ut olacaksın, Mescid-i Haram ve Mescid-i Aksa gibi mukaddes tanıdığın mekânlar, ebediyyen senin olacak, nâmahrem eli mukaddes mabedinin göğsünden çekilecektir.

Bu duygu ve düşüncelerle bütün mü minlerin Kadir Gecelerini tebrik ediyor, daha nice Kadir gecelerine sıhhat ve afiyetle erişmemizi ve bu mübarek gecenin Rabbimizin istediği manada ihya edilmesini, değerlendirilmesini ve bu mübarek gecenin mü minlerin mağfiret-i ilâhiyyeye nail olmalarına, tüm İslâm aleminin birlik ve dirliğine, dünyanın pekçok yerinde haksızlığa ve saldırıya uğramış müslüman kardeşlerimizin kurtuluşlarına, insanlığın hidayet ve barışına, huzur ve saadetine; dünyanın değişik bölgelerinde akan kan ve gözyaşının durmasına, maddî ve manevî hayırlara-bereketlere vesile olmasını Cenab-ı Hakk tan dilerim. ALLAH Teâlâ cümlemizi, bu mübarek gecede afv ü mağfirete nail olan kullarından eylesin. Amin.