AKPnin hiç başörtülü kadın adayının olmamasını eleştirenlere kızıyor bir kalemşör.
"Başörtülü aday göstermeyene oy yok, diyenler çıktı. Bunu 10 yıl, 20 yıl, 30 yıl önce de söyleseydiler ya. İnsan hakları literatüründe bir değişiklik mi oldu "
Hayır efendim! İnsan hakları literatüründe bir değişiklik mevzubahis değil. Değişiklik AKPlilerde ve onların savunmacılarında.
Başörtüsü sorununu çözeceğiz, diyerek bir önceki seçimde oy alan AKPbugün nerede Sorun bu.
Otuz yıl önceyi, şu anda savunduğun başbakana sor. Otuz yıl önceki nutuklarında, başörtülü milletvekili sözü var mı idi, yok mu idi.Bunu sor. Başörtülü kadınlarımız, kızlarımız bu ülkede sadece alkış ve oy için mi var
"Baraj meselesi de ona benzer. Bu barajı bu parti getirmedi. İstikrara çok muhtaç siyasi ve sosyo-ekonomik şartlar içinde bulunan bir ülkede baraj Batıdakinden daha yüksek olabilir. Aynı baraj her partiye uygulanıyor ve aynı barajdan her parti yararlanabiliyor. Büyütülecek bir şey değil bu. Buna anti-demokratik bir uygulama denilemez."
Ne kadar basitmiş bu baraj meselesi Biz getirmedik, öyleyse biz kaldırmayız.İnsan biraz mert olur. Bu millet, bu barajı başına bela eden T.Özal ve partisini nereye gömdü Bilmiyor musunuz
Anti-demokratik bulunmayan bu baraj, 1987 seçimlerinde, bugünkü başbakanın içinde bulunduğu RPni yüzde 9.9 oya rağmen Meclis dışında bıraktığında, sayın Erdoğan ne demişti o günlerde O nutukları/itirazları bizzat yazdığın gazetenin o günlerdeki nüshasından bul ve oku. İnsan insaflı olmalı. Savunmacı kalemşör olunca akl-ı selim olmaktan vaz mı geçiliyor yoksa
Aldatılmayacaksa ne olacak
AKP yanlısı medyanın işi gerçekten çok zor.
Kılıçdaroğlu ve adaylarında yanlış arayarak AKPlilere şirin görünmeye çalışmaları uzmanlık alanları oldu.
"Kılıçdaroğlu konuşurken arkasında AKPli adayın resmi vardı!"
Buldukları hataya bakın!
AKPlinin kendisi olsa ne yazar
İyiki Saadet Partisini hiç haber yapmıyor bunlar. Oy kaybettirme makinesi mübarekler (!) Varsın AKPliler kazanıyoruz, sansınlar.
Gerçeğin görünmesine şunun şurasında ne kaldı
BOZ!
BaŞbakan Erdoğanı onbin bozkurtla kovalayacakmış MHPLideri Bahçeli bey.
Otur, konuş, anlat, anlaş devrine ne zaman geleceğiz
Yıllardır Mecliste bir şey yapamayan MHPnin gözünün dışarda/sokaklarda olmasının bir belgesi olarak mı algılayacağız bu Bahçeli demecini
Yoksa barajın altında kalacaklarına iyice inandıklarından MHP yöneticileri, seçim sonrasında bozkurtları, kovalama sporuna alıştırmaya mı çalışıyorlar
DEĞİŞİMCİ AKPNİN MACERALARI
-İstediğiniz oldu efendim. Bütün gazeteler sizin yine iktidar olacağınızı yazıyor.
-Değişmeleri güzel, iktidarı değiştirmemeleri daha güzel.
SON YEDİKLERİ
AKPden aday yapılmayan milletvekillerine yemek yedirmiş Başbakan Erdoğan.
Gazeteler, küskünlerin gönlünü onlara akşam yemeği vererek aldı, diye yazarken, biri sormuş:
- Niçin yemek
Bir bardak soğuk su mu içirseydi
Gençliğim eyvah!
Kemal Kurdaş ölmüş. ODTÜnün ünlü rektörü..
Bu ülkeye harcadığı emekleri yazılır, anlatılır öğrencileri ve o yıllara tanık olmuş insanlarımızca; biz de daha çok öğrenniriz.
Geçtiğimiz yıl medyada yer alan bir iki röportaj ışığında aklıma takılan bir soruyu paylaşmak istiyorum.
ABD Büyükelçisi Commerin arabasının ODTÜde yakılması ile başlayan ve sıkıyönetim mahkemelerinin idam kararlarıyla devam eden olaylara dönmek istiyorum. Çünkü bu ülke çok yıllarını ve çok çocuklarını kaybetti, o başlangıçla.
"Commerin arabasını devirdik. Hüseyin (İnan), Sinanın (Cemgil) boynundan kaşkolu aldı ve benzin deposunda ıslattı. Sonra..." O olayın tanığı bir öğrenci bu cümlelerle anlatmıştı o günü bir TV programında.
İçişleri Bakanlığımızın haberi duyduğunda büyük telaşa kapıldığı ve Amerikaya ne deriz sonra, endişesiyle kıvrandığı o günü, bir kaç ay önceki bir röportajında merhum Kurdaş da anlatmıştı.
"Commer geldi. Sohbet ettik. Sonra yemeğe çıktık. Aşağıda arabası yakılıyormuş. Ne gam. Bizim neşemiz yerinde. Basın çok büyüttü olayı. Hükümet de çok etkilenmiş bu olaydan.Sayın elçi ve ben gayet rahatız halbuki."
Bu ülkeyi 12 Marta götüren başlama noktalarından olan bu olay taraflarca bilinse idi, gelişmeler yaşadığımız gibi mi olurdu
ODTÜ bahçesinde Commerin arabasını yakarak devrimci bir harekette/eylemde bulunduklarını sanan o gençlik, biraz istihbaratı düşünse ve öğrense idi rektörleriKurdaş ve Elçi Commerin tepkilerinin neşelerini bozmamak olduğunu, olaylar bildiğimiz yönde mi gelişirdi, yoksa oyun daha baştan mı farkedilirdi.
Commerin arabasını yaktıktan sonra rektörlüğü işgale gelen grubu gülerek karşılıyor rektör Kurdaş. Hatta tanıdıklarına adıyla sesleniyor: Oo basketçi! Sen de mi burdasın
Herkesin gençlik coşkusuyla başarıya ulaşmış bir devrimci eylem olarak yaşadığı o olayın gerçeğini işgale gelen öğrencilerine anlatsa idi rektör Kurdaş, ODTÜ öğrencileri sıralarına mı dönerlerdi, yoksa öldükleri dağ yollarına mı
Bu ülke geçmişi ile hesaplaşmadan bir bir gidiyor yıllarımızı ve gençliğimizi kanlandıran olayların tanıkları; kaflarımızda onlarca soru bırakarak..
Hangi İlhan
Ergenekon davası ile ilintili eski savcı İlhan Cİhanerin CHPnin Denizli listesine sonradan konmasına şaşırıyor herkes.
Önce yoktu; neden şimdi
Anlatalım..
Kılıçdaroğlunun genel başkan olmasından sonra CHPne ilgisi saklanamayan Demirelin istediğini yaptırtması, diye bakılmalı olaya.
Turgut Özalın bıraktığı eğilimlerin oynaklığından ve Demirelin keşke gelmeseydi dedirttiği son kez gelişinden kötü etkilendiği için ayar tutmayan sağ siyaset içinde kendisine yer bulamayıp soluğu CHPde alan İlhanKesici adı anılmasa olmaz burada.
Demirellerin damadı olarak ünlenen sayın İlhan Kesicinin bu dönem CHPden aday olmaması nasıl yorumlanmıştı önce
Demirel, CHPdeki kontenjanını Haberaldan yana kullandı!
Bu iddia doğru olsa bile, Demirelin bir İlhan merakının olduğu gerçeğini gözardı ettirmez.
Haberal aşkı nerden geliyor, diye sorulduğunda, o beni Zincirbozana uğurlamıştı/yolcu etmişti gibi yanlış ve uydurma bir bilgiyi gazetecilere sus payı olarak veren Demirel, CHPlistesini okuduğunda sesli düşünmüş.
Benim İlhanım nerde Listede adı yok mu
Koşmuş, yetiştirmişler bu Demirel şaşkınlığını, Kılıçdaroğluna. İlhanı soruyor, benim İlhanım nerde, diyor.
Sonrasını biliyorsunuz.Denizli listesine eklenen isim İlhan Cihaner.
SÖZ NAMUSTUR
Seçİmler yaklaşırken Meclisteki partiler de döküyorlar eteklerindeki taşları.
Kılıçdaroğlunun bir cümlesi şöyle: Hiç bir insan kör bir kurşuna hedef olup, yok olmamalı. Bu CHPnin demokrasi sözüdür.
Gözü açık kurşun taraftarı mısınız, esprisi bir yana, şu soru sorulmalı sayın Kılıçdaroğluna.
Demokrasi için söz vermek, niçin aklınıza şimdi gelebildi Artık bu ülkede ihtilal olmayacağına siz de inandınız, şeklinde mi anlmayalım bu sözünüzü.
II
"Şartlar oluşursa, ihtilal meşru olur!"
Bu ülkede hiç ihtilal yokken, CHPlilerin bayraklaştardığı bu İnönü sözünü yürürlükten kaldırmaya çalışıyor sayın Kılıçdaroğlu.
Kör kurşuna hedef olmanın, şartları oluşturmaya yönelik olduğunun umarız farkındadır sayın Kılıçdaroğlu.
Ve umarız CHP, İnönü sözünden, demokrasi sözünü daha önemli beller.
Değmesin yağlı boya
e-mail: info@necatituncer.com
Necati Tuncer