Kadının ölümcül rolü "Namus bekçiliği"

Abone Ol

Namus, Allah ın insana vermiş olduğu değerler

manzumesidir. Yani, kişinin fıtratını tahrifattan muhafaza etmesi ve yaşamını

bu doğrultuda sürdürmesidir. Bu yönüyle hem kadını hem de erkeği aynı kuvvetle

ilgilendirmektedir.

Fakat namus kavramı, temelde, ahlak, iffet, haya ve

doğruluğu taşıyan bir değer iken daha sonra birey ve toplumların çarpık

anlayışları ile yozlaştırılmış ve özünden koparılmıştır. Bu tahrifat, namusu

tek bir cinse tek bir önergeye ve yöne indirgemiştir. Artık namus deyince,

zihnimizde sadece kadın ve kadının koruması gereken bir değerler sistemi

canlanıyor. Yani namus eşittir kadın cinsiyeti ve kadın onuru gibi algılanıyor.

Halbuki bu düstur, kadını nasıl ilgilendiriyorsa erkeği de aynı kuvvetle

ilgilendirmekte ve sorumlu tutmaktadır. Zira her ne kadar erkeklere dinen,

(birden fazla evlilik gibi) kısmen esneklik tanınmış olsa da, zinadan uzak durma,

haya ve iffeti korumu noktasında aralarında hiç bir fark gözetilmemiştir.

Rabbimiz ayetinde şöyle buyurur: Müminler namazlarını huşu içinde kılar, boş

lüzumsuz şeylerden yüz çevirir, zekatlarını verir, iffetlerini korur emanet ve

ahidlerine riayet ederler ( Müminin-8)Görüldüğü üzere Rabbimiz iffetin

korunması noktasında bütün müminleri sorumlu tutar ve bunu müminin özellikleri

arasında sayar

Namus kavramının sadece kadına münhasır bir değer olarak

görülmesinde, kadının, İslam kadını olarak kemal bulamamış olmasının yanında,

töre ve geleneklerin ve bu çarpık anlayışı çocuklara aktaran anaların da büyük

etkisi var.

Zira birey ve toplumların anası kadındır ve kadınlar genç

nesillere neler aktarmışlarsa, bunun tezahürleri toplumun tamamını etkiler.

Mesela bir anne, kızı sevgilisi ile görüştüğünde, el alem ne der ne düşünür

diye kıyamete koparırken, erkek çocuğun zinaya bulaşmasını doğal karşılar hatta

teşvik ederse, toplumun genelinde çarpık bir namus kavramı ortaya çıkacak ve

yaygınlaşacaktır. Anne çocuğunu, ahlak ve maneviyat üzere yetiştirmeli ve

iffetlerini koruma noktasında yönlendirmelidir. Ancak bu konuda kız çocuğu ile

erkek çocuğu arasında bir ayrım yapmamalı iffet ve namusun korunması noktasında

bütün insanların eşit olduğunu vurgulamalıdır.

Modern kültür, kadını özgürleştirme sloganı ile ortaya

çıkıyor ve onu meşru olmayan yollara bir şekilde teşvik ediyor. Zinaya giden

yollar açılıyor, sosyal medya bütün araçları ile zinaya teşvik ve telkinlerini

sürdürüyor. Yani edep, namus ve haya elbisesini çıkarmış bir insan tasarımı

üzerinde çalışılıyor, medya ise bu konuda araç olarak kullanılıyor. Bütün

bunların sonucunda ise kadın gerçek manada hak ettiği konuna oturtulamıyor