Kabil Zihniyetinde Dernek/Vakıf Yönetmek

Abone Ol

Kabil en kötü meyve sebzelerini, Habil ise en iyi kurbanlığını Rabbine sundu… Kabil gibi başkanlar, Habil gibi gençler yetiştirmeye çalışıyorlar… En güzel meyveler eve, en ucuz, çürükten hallice olanlar derneğe… En pahalı en güzel eşyalar eve, en kötü en ucuz eşyalar derneğe… En verimli zamanlar kendine, en arta kalan köhnemiş zamanlar derneğe… En kuvvetli çabalar kendine, en aciz tavırlar derneğe… En son model teknolojik standartlar kendine, dumanla haberleşme sistemi derneğe… En güzel kıyafetler kendine, yıllanmış olanlar, yırtık eskiler, gariplere, yetimlere… En pahalı en şaşalı konseptler şahsi törenlere, en ucuz en eksik en işe yaramaz organizasyonlar derneğe… En kalbi duygular sevgili kendine, en sahtekâr hisler yüce Rabbimize… Yazıyı burada bitirsem de mevzunun anlaşıldığını düşünüyorum. Ancak bunu yapan mübareklere, Kabil zihniyeti ile ancak katil yetiştirilebileceklerini net kavratabilmek adına devam edelim.

Allah için icra edilecek bir basın açıklamasına kiralanmayan sağlam bir ses sistemi, bir tasarruf hamlesi gibi görünse de Allah için yapılan bir organizasyonun sekteye uğramasından korkmamak anlamına gelmektedir. Allah için faaliyet yürüttüğü iddia edilen bir derneğe açılmayan bir dernek binası, maddi imkânsızlıklardan dolayı gibi görünse de alınmayan riskler, aranmayan hayırseverler, bulunmayan heyecan ile alakalıdır. Allah için faaliyet gösteren bir dernek binasına bir dernek görevlisi tutulmaması tasarruf filan değil, derneğin sürekli açık, temiz ve nizami olmasının gereksiz görülmesi ile alakalıdır. Derneğin yaptığı bir organizasyonda ucuz, kalitesiz ikramlıklar kullanılıyorsa… Derneğin çayı içilmiyor, suyu arıtılmıyor, ucuz olsun diye derneğe her şeyin sahtesi alınıyorsa… Orda mevzu tasarruf değil, mevzu Allah’a ve Allah için yapılan hiçbir şeye değer verilmemesi ile alakalıdır.

Allah adına koşulan bir saha için hafta da bir saat ayırabilen biri, çok yoğun değildir. O işe değer vermiyordur. Yahut daha fazla değer verdiği şeyler vardır. Allah için yapılacak bir sohbete katılamayan biri yorgunluktan değil, aşksızlıktan katılmıyordur. Allah için verilen bir görev bitirilemiyorsa, Allah içinsizlikten bitirilemiyordur. Yeni proje üretememek, yeni proje üretememek ile alakalı değildir. Gece gündüz yapılan işi düşünmemek ile alakalıdır. Çözüm yolları aramamak ile alakalıdır. Yeni bir şey için yeni bir çaba sarf etmemek ile alakalıdır. Rutin antrenmanlarla maraton koşulmaz. Gençlere ulaşamamak, gençlerin dinsizliği ile alakalı değildir. Genç olmamak, gençleri anlamamak, ulaşmak için çabalamamak ile alakalıdır. Vakıf çalışmalarında başarısızlık, kıymetli zamanın nefse, zamanın kıymetsizinin Allah’a ayrılması ile alakalıdır.

Nişan, kına, düğün, sünnet törenlerine gösterilen ihtimam, Allah için yapılan organizasyonlara gösterilmiyorsa, maddi manevi hiçbir sebeple alakalı değil, yâre-evlada olan sevginin, hakka olan sevdaya galebe çalması ile alakalıdır. Konu komşunun ne düşündüğünü düşünmek sadece şahsi törenlere has ise, yapılan İslami organizasyonlarda el âlemin ne düşündüğü hesaba katılmıyorsa, el Alim’e değer verilmemesi ile alakalıdır. Şahsi organizasyonlarımızda mahalleli çocuklara zarf hazırlamaya varan hazırlıklar, Rabbin kudretinin haykırılacağı çalışmalarda da aynı hassasiyet ile icra edilmiyorsa, o zarfları ve içerisindeki parayı, Rabbimizin rızasından daha fazla önemsememiz ile alakalıdır.

Evlada yepyeni bir kaban alınıp, eski kaban bir yetime bir garibe veriliyorsa… Maddi manevi hiçbir sebepten değil. O çocuğun yetim olması ile alakalıdır. O çocuğa ikinci sınıf insan muamelesi yapmakla alakalıdır. O çocuğun eskimiş olana, pis olana layık olduğunu düşünmekle alakalıdır. Evde mis gibi sarma dolma veya et yemeği yerken, gariplere hazırlanan gıda kolisinin makarna ile doldurması herhangi bir iyi niyet barındırmamaktadır. Açık açık zihinde oluşturulan kast sistemine delalettir. Et nefse, makarna Rabbe… Eskiyen koltuk derneğe… Değiştirilmesi gereken buzdolabı derneğe… Zamanı geçmiş anne danteli dahi derneğe… İyi olan her şey nefse, daha az iyi olan her şey Rabbe ise… İçimize Kabil kaçmış demektir.

Kıymet ile İsraf Arasındaki Fark

Allah için yapılan işe kıymet veren ile gösteriş için israf eden arasındaki farkı idrak etmek, gelen paranın kaynağına ve akıbetine bakmak ile mümkündür. Gelen para helal ise dernek görevlileri de helal süt emmiştir. Dolayısıyla yapılan çalışma da helaldir. Rabbin lütfu ile tüm Kâinata faydalıdırlar. Ancak gelen para haramsa, haramdan rahatsız olmayanlar haramzadelerdir. Yaptıkları işler de haramdır. Görüntünden başka bir şeye hizmet etmezler. Yaptıkları işler Hakka yaramaz. Halka yaramaz. Vatana yaramaz. Ümmete yaramaz. Tabiata yaramaz. Kâinata yaramaz…

Sonuç

Allah’ın işini yaparken, Allah’tan korkmalı… Tembelliğe yokluk kılıfı uydurup, yer işgal ederken Allah’tan korkmalı… Temsile zarar verirken Allah’tan korkmalı… Allah adının anıldığı işlerde, hata ederken Allah’tan korkmalı… Allah’ın işinin rızkının kefili cenabı haktır. Pintilik edilmez. Daha çok çalışır. Daha çok çabalanır. Lütuf Allah’tan beklenir. En iyi meyvelerden infak edilir Habil gibi… Kabil gibi cihattan, infaktan, ihlâstan tasarruf edilmez