İyi Parti Kime İyi Gelecek

Abone Ol

“Hayırlı olsun” sözüyle başlayamayacağız, çünkü işin bizatihi kendisi hayırlı değil.

O halde, geriye başka sözcükler bulmak kalıyor; ama bu konu için daha fazla kafa yormaya değmez. Bir kere hemen şunu belirtmek isteriz:

Bu iş, yani, İYİ Parti, en çok Tayyip Bey›in işine yarar. Başlıkla uyumlu olsun diye şöyle ifade edilebilir:

İyi Parti, AK Parti ’ye iyi gelecek.

n Neden mi?

n Nedeni gayet basit.

Nasıl ki, 2002 Genel Seçimlerinde Genç Parti›nin Milliyetçi oyları toplamasıyla MHP baraj altı olup AK Parti tek başına iktidara geldiyse, şimdi de aynısı olabilir. Sadece aktörler değişmiştir, hepsi o kadar. Cem Uzan›ın yerine bu defa Meral Akşener devreye girmiş oldu.

Bunun bir plan olup olmadığını bilemeyiz; ancak, yaşananlar bizi bu yorumu yapmaya götürüyor.

Bizim görüşümüz net:

Aslında, CHP ile MHP arasında fark yoktur. Doğu Perinçek›le Devlet Bahçeli arasında fark olmadığı gibi. Şimdi, her ikisi de rejimin yanında ve iktidarın arkasında duruyor.Sebep ne, diye akla gelebilir, hemen açıklayalım; hepsi Batıcı bunların...

Bazı kesimler, İYİ Parti›nin doğuşunu, Milli Görüş›ten ayrılma sürecine benzetirler. Nasıl ki, Yenilikçiler iktidara geldilerse sayın Akşener›in partisinin de iktidara geleceğini zannederler. Hiç alakası yok.

Milli Görüş›ün o günkü temsilcisi olan Refah Partisi›nin tek başına iktidara gelmesine mani olmak için AK Parti kuruldu/kurduruldu. Ama İYİ Parti›nin kurulması/kurdurulması farklı sebeplere bağlı.

Biz, Meral Hanımın parti kurmasını 1980›den 2001 yılına kadar; sağda, solda veya merkezde konumlandığını ifade eden partilerin çıkışına benzetiyoruz.

Hep birlikte hatırlayalım: Cem Boyner›den Cem Uzan’a, M. Ali Bayar’dan İsmail Cem’e kadar; H. Celal Güzel, Muhsin Yazıcıoğlu... Her renkten ve her tondan partiler türemişti. Şimdi, şöyle bir etrafımıza bakalım ve şu soruya cevap arayalım: Şimdi nerede bu partiler? Hâlbuki hepsi büyük iddialarla yola çıkmışlardı.

İşte, millet olarak bunları tecrübe ettik; Arap atasözüdür, “tecrübe edilen tecrübe edilmez” derler Araplar. Bir daha, yetmedi bir daha, demek, çok da doğru sayılmamalı. Yani, dememiz odur ki; biz, bu filmi daha evvel seyrettik.

İşin gerçeği şudur: Türkiye siyasetinde kalıcı olmanın yolu, geçmişte Erbakan’la yol yürümekten geçer. Bir zamanlar ANAP’ın çıkışı da öyle R. T. Erdoğan’ın varlığı da. İktidarda daha uzun veya daha kısa kalmaları ise, Erbakan’la geçirmiş oldukları süreyle alakalı olabilir.

Lütfen dikkat buyurun! Seçmene, Erbakan’a daha fazla destek olma fırsatı verilmemiş olabilir. Ancak, bu insanlar, Başbakan Erbakan’ın cenazesine çok yoğun bir şekilde iştirak ettiler ve de, Erbakan Hocamızın katıldığı toplantıları da büyük bir dikkatle takip ettiler.

Hocanın 25 sene önce söylediklerinin videolarını indirip; tekrar, tekrar izlemeleri gibi. Vaziyet aynı. Milletimiz, gene gerçeğin arayışında ve doğrunun peşindedir. Sayın Meral Akşener’in çıktığı yer, toplum nezdinde önemli bir mevki olarak algılanmadığı için, Meral Hanıma da bu milletin itibar edeceğini sanmıyoruz.

Kurdukları İYİ Parti de millete değil, ama, AK Parti’ye iyi gelebilir.