İyi insanlar için iyiler kazanacak

Abone Ol

Şehirler, imar ve irfanın buluştuğu mekânlardır.

İnsanların maddi ihtiyaçlarının karşılanması noktasında verilen tüm hizmetler

genel anlamda bir imar faaliyetidir. İnsanların manevi ihtiyaçlarının

karşılanması noktasında verilen tüm hizmetler ise irfan olarak isimlendirilir.

İmar ve irfanı buluşturmayı sağlayan çalışmalara model çalışma, bu modellerin

uygulandığı şehirlere marka şehir diyoruz. İmarın güzelliği mimarında gizli

olup irfan güzelliği ise gönül zenginliğinde yatmaktadır.

Şehrin sadece imarını hedefleyen, irfanını geliştiremeyen

yöneticiler huzuru temin edemez. Şehre dışardan bakıldığında birçok ihtiyacına

cevap verdiği görülse de insanıyla konuşulduğunda mutsuzluk hemen açığa çıkar.

Bugün önümüze sunulan başkan adayları, eğer bu dengeyi sağlamayı düşünmüyor,

düşünüyor ama bunu gerçekleştirecek potansiyeli göstermiyorsa, kamuoyu

yoklamalarında önde gitmesi şehrin geriye gideceğine işarettir. Eğer bu yolda

bir kazaya kurban gitmek istemiyorsak anketlere değil, adaylara dikkat etmek

zorundayız.

Peki, halk nasıl kazanacak Elbette ki; insanı seçenle

seçmeni seçeni ayırt ederek, daha doğrusu seçerek kazanacak. Bu ayrıntıyı

gözden kaçırırsa, seçmesinin bir özelliği olmaz. Sıkıntıya düştüğünde de, nerde

bu belediye seslenişine kimse değer vermez. Bugün birçok ülke aslında

şehirleriyle tanınmaktadır. Bunun temelinde ise ilmi bir altyapı, güvenilir bir

kadro vardır. Bu altyapıdan ve güvenilir kadrodan nasibi olmayanlar yönetime

getirilmemelidir. Şehirleri yönetecek olanlar, şehrin imarını en güzel şekilde

gerçekleştirecek mimarlarla, insanı huzura yönlendirecek arifleri bulma,

buluşturma ve birlikte çalışma yeterliliğinde olanlardır.

Nasıl bir şehir yapılan bu imar ve irfan faaliyetleri ile

marka şehir oluyorsa, bunu gerçekleştiren başkanlar da mücahit başkan

olmaktadırlar. Mücahitlik, bu organizasyonun markalaşmış adıdır. Gözü insanda

olan bir başkanın sözü elbette geçerli olacaktır. Bu söz, marka bir şehir sözü

ise ve kendisi de bu yolda mücahitse, bu sözü yere düşürmemek o şehrin

insanları üzerine bir borçtur. Seçilecek başkan için daha bugünden mücahit

başkan sloganı atabiliyorsanız başka bir meziyet aramayın. Çünkü onlar,

verilen bu desteğin büyük bir emanet olduğunu bilir, sorumluluklarını aday mış

olarak değil, adanmış olarak gerçekleştirirler.

İnsanı kazanmanın yolunu bilenler, insanı kaybetmemenin

yolunu ararlar. Seçmeni kazanmanın yolunu bilenler ise seçimi kaybetmemenin

yolunu ararlar. Şüphesiz ki her arayan aradığını bulur. İnsanı kazananlar

seçimi kaybetse de kazançlıdır, seçimi kazananlar insanı kazanmadıkları

taktirde kayıptadır. Şehir insanına en azından avuç içi kadar mutluluk vermek

isteyenlerin tercih edilmesi aslında bir saadet tercihidir. İnsanlara,

saadetlerinin elinde olduklarını tekrar hatırlatmaktır aslında seçim. Bu yüzden

dünya, iyi insanlar için bir geçim değil, seçim yeridir ve bu yüzden daima

iyiler kazanır.