İktidar Binali Yıldırım’ın istifa meselesine karar verdi. Yol haritasını çıkardı. Son MYK’da da bunu netleştirdi. Şöyle ki; AK Parti Genel Başkanı ve Sayın Cumhurbaşkanı, parti kurmaylarıyla yaptığı toplantıda Meclis Başkanı’nın istifa edeceğini duyurup, sormuş.
“Meclis Başkanı kim olsun?”
Bir süre sessizlik kaplamış masanın etrafını.
***
MYK’da bilinen, Meclis Başkanlığı’na ismi geçen veya talipli iki kişi var. Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş ve Hayati Yazıcı.
Genel Başkan’ın sorusu için daha kimse bir şey demeden söze beklenmedik şekilde, Başkanlık Divanı’nın netameli konularda öne çıkmasıyla hatırlanan en genç üyelerinden biri girmiş.
“Hayati Abi, siz her görevde bulundunuz. Artık Meclis Başkanı da olmazsınız!” Tabi ortam buz kesmiş!
Muhatap o meşhur kötü bakışını fırlatmış, İki isim karşı karşıya gelmiş.
Başka isim konuşulmuş mu öğrenemedim ama işler biraz karışmış.
Siz bu kulis bilgisinden, iktidar için daha önce de bizzat “Meclis başkanlığına talibim” diyen kişinin adaylığının denklem dışına itildiğini anlayabilirsiniz.
BUGÜN AÇIKLANABİLİR
Öğrendiğime göre Sayın Yıldırım, 19 veya 20 Şubat’ta istifa kararını sunacak.
Geçen hafta işaretini verdiği istifa kararının tarihini de belki bugün akşam CNN Türk’te Buket Aydın Baykal’ın başarılı programı 40’ta açıklayabilir. Ya da başka bir ortamda. Sonrasında kulisler, başkan adaylarının kulislerine sahne olacak.
İKTİDARIN YERELDEKİ EKSİLERİ, ARTILARI
Milletin, çalışanların, esnafın ve iş dünyasının ilk kez iliklerine kadar hissettiği ekonomik kriz altında seçime gidilecek.
Birçok başkanın, yönetimden asfalt ve beton belediyeciliğini anlaması. Aşırı rant hırsıyla şehirleri beton ve gökdelenlere boğması.
Aday gösterilmeyen bazı başkanların, başka partilere gitmesi veya bağımsız aday olması.
Doğuda HDP’nin asılması, Batıda bütün muhaliflerin birlik ve ittifak kurması.
Bazı bölgelerde özellikle teşkilatın tepkisini çeken, zayıf kalan, yanlış seçilmiş adaylar.
***
Artılara gelince… Bir önceki son yerel (2014) seçimde AK Parti yüzde 45, MHP yüzde 15, son 24 Haziran Genel seçiminde MHP ile birlikte yüzde 53.66 oy almış birinci ve dördüncü parti ile ittifakla seçime girilmesi. Milliyetçi tabandan İyi Parti’nin alacağı oyu da hesaba katmak gerek. En sürpriz seçim desek, abartmış olur muyuz acaba?
ERKEN GELEN SEÇİM BERAATI!
TBMM Eski Başkanı İsmet Yılmaz, Sivas’ta adaylarına destek için “Ruz-i mahşerde kurtuluş beratınız olabilir” ifadesini bence çok erken kullandı. Meclis Başkanlığı seçimlerinde lazım olabilirdi o retorik.
MAZİSİ, KAMPANYASI VE ADAYLARIYLA ÜÇÜNCÜ YOL
Saadet Partisi, son 15 yılda önemli seçim kampanyalarına imza attı. Oya dönüşmedi ama insanların aklına, vicdanına, irfanına seslendi hep. Şimdi 31 Mart seçimleri için de esaslı bir kampanya hazırladı. Önceki gün Ankara’da Cepsiz Ceketleri adaylara giydirirken, ben de salondaydım. Dürüst Sami maskotu, iktidarın belediye başkanlarının başını çok ağrıtacak gibi.
***
Gerçekten de Saadet Partisi; son 15 yılda hazineden bir kuruş almamasına, onca yaşadığı badirelere rağmen sanki salonda yüzde 40 oy almış bir partinin kampanya tanıtımı açıklanıyordu. Henüz hiçbir parti böyle başarılı bir kampanya açıklayamadı. Sanki ana muhalefet partisinin adayları kürsüye yürüyordu.
1994’te doğan oğluna Tayyip ismini veren İbrahim Amca, 25 yaşındaki oğlu ile birlikte gelmişti. Salona sığmayan on binlerdeki heyecan, azim ve inanç, 94’ün 2019 versiyonuydu adeta.
***
Açıklanan 405 adaya baktım. 60 yaşında olan da vardı, 25 yaşında olan da. Kadın aday da vardı, erkek de. Salonda devlet eliyle, ihale, inşaatla zenginleşmiş, millete gökdelenlerden bakanlar yoktu. ATO’nun dev salonunda dava ve devletten alanları değil. Millet ve ümmet için hep infak etmiş, bunun için Milli Görüş’e emek, ümit, gönül vermiş samimi insanları gördüm. Davanız haklı bile olsa, onun sırtından bir yere gelmek, haksız zenginleşmek insanı bozuyor çünkü. Samimiyet fedakarlıkta.
Bu seçimde; iktidarın yorduğu, muhalefetin güven vermediği seçmen kitlelerine tertemiz mazisiyle Milli Görüş’ün adayları üçüncü yolu vaat ediyor.