İşte Türkiye işte yeni vakalar
Yazmadan duramıyorum. Çünkü ülkem her alanda ciddi bir
hırpalanma dönemine sokuldu. Siyaset beni ilgilendirmez. Dün bazı okurlarım
neden bakanları falan yazmadığımı sormuş. O benim işim değil. Ben spora bakarım.
Hele hele spora siyaseti sokmaya çalışanlarla ölümüne mücadele veririm.
Böyle bir girişten sonra ülkemdeki spor felsefesinin
artık yavaş yavaş yerini başka işlere bıraktığını görüyorum. Mesele Bruma nın
Galatasaray dan Gaziantepspor a kiralanması meselesi... Herhangi bir futbolcu
yasalarla belirlenmiş herhangi bir dönemde bir kulüpten başkasına
kiralanabilir. Ammaaa, Ocak ayında sakatlanıp, sezon sonuna kadar oynaması
mümkün görünmeyen bir futbolcu, başkalarına yer açmak için bir başka kulübe kiralanamaz.
Daha doğrusu böyle çirkin bir tezgâh kurulmamalıdır. Neymiş, Gaziantepspor
Yiğit i istiyormuş da, bu arada Bruma yı da kiralarsa bu iş olurmuş. Ayıp be!
Koca Galatasaray Kulübü transferdeki büyük yanlışlarını böyle pis bir yolla mı
düzlüğe çıkaracak Anlaşılan o ki ülkenin tarihinde önemli yerleri olan,
Cumhuriyet ten bile eski ve tarihi kurumlar böyle mi yönetilmelidir.
Galatasaray televizyonuna bakarken yönetici Sedat Doğan konuyla ilgili geniş
bir açıklama yapıyordu. Bence tek cümle söylemeliydi; Biz yanlışlar yaptık,
şimdi de ayıplar ediyoruz... Sedat Bey dostum; çuvalla para verip
aldıklarınızı üç kuruşa bile satamıyorsunuz da neden böyle bir yola
başvuruyorsunuz Tabii bu arada Gaziantepspor a da iki çift sözüm var. Böyle
bir tezgâha Yiğit için neden giriyorsunuz Yiğit olmazsa takım yürümez mi Ama
siz Toraman, Tabata, İsmail gibi isimleri çuvalla paralara satıp parasız kalmış
bir kulüp olarak sıkıntı çekmektesiniz. Affınız bu mu, operasyon mu
Bir de Tahkim Kurulumuz var. Topu gerektiğinde taca atıp
eskilerin takımları gibi harika zaman çalan. Kasımpaşa-Beşiktaş maçının TFF
tarafından verilen kararına yapılan itirazları ne zaman karara bağlayacaklar
ki Acaba ligin seyrine mi dikkat kesildiler Öyle ya bizde söz konusu Üç
Büyükler ise akışına bırakırız işi... Bakarız zaman nasıl geçiyor. Büyük
abilerin son durumu nedir, desenize İlhan Cavcav gibi bir duayen bile 7
Temmuz da Federasyon binasından çıkarken, Aman ha Üç Büyükler e bir şey
olmasın demişti. İşte orada bir gazeteci, Peki sizin kulübe bir şey
olursa... diye soruyu sorsa, verilecek cevap belki de geleceğin anahtarı
olacaktı. Neyse, Tahkim çalışıyor.
Son bir kaç satır da medyadan... Benim yazarımı,
çizerimi, muhabirimi, foto muhabirlerimi bir Avrupa Kupası maçında Türkiye nin,
İstanbul un göbeğinde stada almayacaklar, hem de akredite olmalarına rağmen, sonra ben gazete olarak o
kulübün anlayışına yalakalık yapmaya devam edeceğim. Tabii ki ünlü yazarlarımla... Sonra da ülkede
gazetecinin itibarı kalmadı diyorlar. Yok bi de kalsın mı Hangi gazete mi
Onlar kendilerini biliyorlar, siz de onları...