İşte bu olmadı sayın vekilim!

Abone Ol

“İlimizde 3 Haziran 2016 tarihinde yerel gazetelerde bir haber yayınlandı. Haberde Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı İMKB Lisesi, öğretmenevinde yılsonu defilesi düzenlemişti.

Daha sonraki araştırmamızda bu defileyi tamamen bir butik organize etmiş, okul müdiresiyle anlaşarak kız öğrencilerine bu defile yaptırılmıştı.

Zaten ilgili firma bunu kendi facebook sayfasından gizlememiş paylaşmıştı. Yani ticari bir kuruluşa bu defile yaptırılmış, okul müdiresi kanunlar önünde bir suç işlemişti.

Ama bunun ahlaki boyutunu ele alarak bu kız çocuklarının podyumlara defilelere alıştırılmaması gerektiğini Milli Eğitim Müdürlüğü’nün buna müsaadesini ve katılımcıları hiçbir hakaret içermeden kendi facebook hesabımdan eleştirmiştim.

Gazetelerin internet sayfalarında kız çocuklarımızın hoş olmayan defile fotoğrafları da yer almış olay şehidimizi toprağa verdiğimiz bir günde gerçekleşmiş ve tepki toplamıştı.

Ben de bir eğitim kurumumuzun yaptığı bu organizeden müteessir olmuş demokratik bir ortamda İslami hassasiyetlerimizin aşındırılmaması adına bu paylaşımı gerçekleştirmiş, ‘Elazığ’a bu yakışmıyor’ demiş, bir İmam Hatip STK’sı olarak manevi mesuliyetimizi yerine getirmiştim.

6 Haziran Pazartesi günü ilimizin bir milletvekilinin (adı bizde saklı a.ö.) telefonundan aranarak vekilden görüşme talebi geldi.

AK Parti il binasına gittim. İl başkanının odasına girdikten sonra İHL çalışmalarını konuşacağımızı beklerken Facebook’taki paylaşımımla ilgili olarak söz konusu milletvekili, bana yüksek sesle bağırarak hakaret etmeye başladı.

Bağırtısı ve hakaretleri bina dışına taşacak kadar yüksekti. Dakikalarca tehdit ve hakaretlere devam etti. Tek kelimeyle şok olmuştum. Karşımızdaki ilimizin bir milletvekiliydi. Kendimi savunmama fırsat vermiyordu.

Vekilin bu davranışından odada bulunan herkes, büyük rahatsızlık duymuşlardı.

Daha sonra vekil o vekil kendini daha da kaybederek beni darp etmek için hamle yapmaya kalktığında İl Başkanı ve yardımcısı anında müdahale ederek yandaki odaya doğru zorla götürdüler.

10 dakika sonra tekrar odaya geri geldiğinde, İl Başkanı bizi barıştırmak istedi. Kendisine, ‘Okul müdiresinin yaptığı defile rezaletinin hesabı sorulması gerekirken bu oruçlu günde bunu bana nasıl yaptınız ’ diyerek binadan ayrıldım.

Bir gün sonra 7 Haziran 2016 Salı günü İmam Hatip tatbikat camisindeki görevimden uzaklaştırıldım.

Yaşadığımız bu olaya 14 Haziran 2016 Salı günü yapılacak il koordinasyon toplantısı zarar görmesin diye tepki göstermedik ve kamuoyu ile paylaşmadık, ancak İmam Hatip İl Koordinasyon toplantısı da provoke edildiğinden, İmam Hatipler açısından bu hayırlı toplantımızı da platform olarak iptal etmek zorunda kaldık.

İnanması zor olan bu olaylar beni üzdüğü gibi arkadaşlarımızı, ilimizdeki sivil toplum örgütlerini vicdan sahibi tüm kamuoyunu derinden üzmüştür.

Ahlaki bir yozlaşmaya karşı gelmiş, bir eğitim kurumunun yaptığı defilenin yanlışlığını dile getirmiştik.

Biz okul müdiresi ve Milli Eğitim Müdürlüğü hakkında bir işlem yapılacağını beklerken, parti binasına çağırılarak çirkin saldırıya mazur kalmıştım.

Parti binasında normal bir vatandaşa bile böyle bir muamele yapılamayacakken, ömrünü İmam Hatip misyonuna adayan, Din Görevlisi ve Elazığ İmam Hatip Platformu İl Başkanı olarak bana bu hakaretler reva görülmüştür. Tam bir infial içerisinde olduğumu, günlerce kendime gelemediğimi buradan belirtmek isterim.

Mahkemeye gitme hakkımı şimdilik saklı tutuyorum. Hayatımda böyle bir muamele ile karşılaşmadığım, onur kırıcı bu yaşananları hazmetmemizi hiç kimse bizden beklemesin. Yaşanan bu süreci önemli merkezlere taşıyacağımızdan hiç kimsenin şüphesi olmasın. (HÜSAMETTİN GÜL / Elazığ İmam Hatipliler Derneği (ELİMDER ) ve Elazığ İmam Hatip Platformu İl Başkanı)

***

Tek bir cümle etmek istiyorum; işte bu yakışmadı sayın vekilim!

“MÜDÜR YARDIMCILARI ÜVEY Mİ ” DEMİŞTİM YA HANİ!

Meğerse üvey değillermiş… Yanlış uygulama sonunda düzeltildi…

Milli Gazete’nin 23 Mart 2016 tarihli nüshasında, şunları yazdım;

“ÇALIŞMA ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ile yetkili sendika Memur-Sen tarafından mutabakata varılarak imzalanan toplu sözleşme görüşmeleri gereği, öğretmenlerin uzun bir süredir mücadele ettiği Nöbet Ücreti konusunda kazanım elde edildi.

Bu kazanım kapsamında Nöbet ek ders ücreti 2015-2016 yılı için haftada 2 saat toplamda 8 saati aşamayacak şekilde ve 2017 için ise haftada 3 saat ayda 12 saati aşamayacak şekilde olarak belirlendi. İlgili Mutabakat maddesi incelendiğinde Nöbet Ek Dersi sadece nöbet görevi verilen müdür yardımcısı ve öğretmene verilecekti.

Neticede, okulda nöbet tutan öğretmen ve müdür yardımcıları bu mutabakattan sonra nöbet ücreti almaya başladı. Fakat bana ulaşan istihbarata göre, bu ücret bir süredir müdür yardımcılarına verilmemeye başlandı.

Neden acaba, merak ettim ”

***

Dün bir Müdür Yardımcısı mail attı; “Adnan Bey haklı uyarınız yerinde ve etkili oldu. Nöbet ücreti Müdür Yardımcılarına yeniden verilmeye başlandı…”

Hayırlı olsun.

KİTAP NOTU

Şair ve yazarlarımız çocukluk dönemlerinde neler yaptılar, neler yaşadılar Neleri merak ettiler Nelere hasret kaldılar   Yazar ve şairlerimiz, yayınlanan ilk çalışmalarını görünce neler hissettiler, nasıl bir duyguya kapıldılar

Mehmet Nuri Yardım’ın kaleme aldığı ve 9. baskısını yaptığı “Edebiyatçılarımızın Çocukluk Hatıraları” isimli eseri Çağrı Yayınları’ndan çıktı. (Tel: (0212) 5162080, Fax: (0212) 5162082)

SARIYER’İN KÖPEKLERİ...

Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç’e buradan çağrıda bulunmak istiyorum;

Kilyos (Kumköy) yazlık beldesi olduğu için nüfus bugünlerde gittikçe yoğunlaşıyor.

Kilyos’ta bugünlerde hemen her sokakta başıboş dolaşan o kadar çok köpek var ki! Çocukların oyun oynamasını bir kenara bırakalım, neredeyse sokaklar köpeklerden yürünemez halde. Gece zaten dışarı bile çıkamıyorsunuz…

Son bir iki hafta içinde 10’dan fazla kişiye saldırdı bu köpekler.

Abartmıyorum; bir aile köpekler yüzünden pılını pırtısını topladı mahalleyi terk etti!

Bu kadar çok köpek nereden geldi Kilyos’a, bu da anlaşılır bir durum değil.

Sayın Başkan, Sarıyer Belediyesi olarak buna acilen bir önlem almanız gerekiyor.

Bu köpeklerin toplanması, makul sayıdaki köpeklerin de aşılarının yapılması gerekiyor.

Benden uyarması…

NOT: Bugün, 20 Haziran 2016, Pazartesi 1) Emekliler hâlâ sürünmeye devam ediyor. 2) An itibariyle asgari ücretli “nasıl geçineceğim ” diye feryat ediyor. 3) Bu parlamento ve mevcut AKP iktidarı, 2011’den bu yana verdiği yeni ve sivil anayasa sözünü yerine getiremedi. 4) 28 Şubat darbesi döneminde kapatılan, yoksul-zeki Anadolu çocuklarının barındığı Başbakanlığa bağlı Vakıf Öğrenci Yurtları hâlen kilitli. Dubakalinolacak!