İstanbul Dostluk Derneği

Abone Ol

1984 te kurulup, 1998 de kapatılan Milli Görüş ün üçüncü

partisi Refah döneminde, İstanbul İl Teşkilatı nda görev yapmış arkadaşlar

tarafından, partinin kapatılmasından sonra İstanbul Grubu adıyla oluşturulmuş

bir sohbet ve dostluk platformudur.

Milli Görüş ün bölünmemesi ve AK Parti nin kurulmaması

için mücadele etmiş ama muvaffak olamamıştık.

Uzun yıllar arkadaşlarımızla buluşma vesilesi olarak ayda

bir toplanıp dertleşiyorduk. Ayrı partilere bölünmüştük ama kopmamıştık.

Maalesef bir iki sorumsuz arkadaşımızın bilinçsiz, itici ve ayrıştırıcı

konuşmalarından sonra dağılır gibi olduysa da, ortaya atılan bir fikir üzerine

aynı dönem ilçe, belde mahalle, köy ve Milli Görüş ün diğer kuruluşlarında

görev yapmış arkadaşlarımızın da katılımı ile bir dernek statüsü kazandırılmış,

başkanlığına da arkadaşımız Ahmet Aluç Bey getirilmişti. İsmi de İstanbul

Dostluk Derneği oldu. Böylece binden fazla tabii üyeye ulaşan derneğin içinde,

başbakan, bakanlar, milletvekilleri, belediye başkanları, bürokratlar, siyasi

parti genel başkan ve yöneticileri, işadamları, serbest meslek mensupları vs.

olmak üzere çok sayıda insan bir arada bulunuyor

Başkan Ahmet Bey o sorumsuz ve bilinçsiz arkadaşlarımızın

da içinde bulunduğu bir yönetimle derneği bir dönem götürdü. Olumsuzluklar

devam ediyordu. Sonraki kongreden sonra daha uyumlu bir yönetimle iyi şeylere

imza atmayı başardı.

Derneğin 27 Mayıs 2013 akşamı Küçükçekmece Nikah

Sarayı nda Dostluk ve Ahde Vefa Gecesi isminde bir programı vardı. Milli

Görüş öncülerinin takdim ve onore edildiği bir geceydi. Takribi 750 üye

katılmıştı. Belediye Başkanı Aziz Yeniay arkadaşımızın konuğu olan davetlilere

sanırım belediye hizmetleri faslından yemek ikramında bulunuldu.

Sofrada arkadaşlarımızdan Halit Demirel ile eski

hatıralardan bir demetcik canlandırarak sohbet etme imkânı bulduk. İlginç bir

cümle söyledi:

Yakup Sucuoğlu arkadaşımız, Refah Partisi İl yönetiminde

hep not tutardı. Notlarından ilginç bir cümle okudum. Şöyle yazmış; biz bu

güzide kadro ile ileride Türkiye yi yönetiriz. Yalnız büyük bir tehlike var,

içimizden çıkacak bir fitne dolayısıyla bizi bölmeleri

Cümle gerçekten bana da ilginç geldi.

Kısa bir süre sonra rahmetli arkadaşımız Hasan Hüseyin

Koç un mahdumu Yavuz Selim Koç Bey in güzel sunumu ile program başladı. Kur an-ı

Kerim tilavetini arkadaşımız Ali Güner, hoş sesi ve kıraati ile yaptı. Okunacak

ve meali verilecek ayetler titizlikle seçilmişti. Ali İmran Suresi:

Ayet 103 - Hep birlikte Allah ın ipine (Kur an a) sımsıkı

sarılın. Parçalanıp bölünmeyin. Allah ın size olan nimetini hatırlayın. Hani

sizler birbirinize düşmanlar idiniz de O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte

O nun bu nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun

tam kenarında idiniz de, O sizi oradan kurtarmıştı. İşte Allah size ayetlerini

böyle apaçık bildiriyor ki doğru yola eresiniz.

Ayet 104 - Sizden, hayra çağıran, iyiliği emreden ve

kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır.

Ayet 105 - Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra

parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın. İşte onlar için büyük bir azap

vardır.

Ayetleri dinlerken içim ürperdi. Yemek masasında

yaptığımız sohbetle nasıl da örtüşüyordu Olan biteni nasıl da önceden haber

verip bizi sakındırıyordu ayetler Bunlara rağmen kapatmakla baş edemedikleri

hareketimizi, bilerek, isteyerek ve planlayarak bölenlere, Ulu Çınarımıza dağ

armudu aşılayanlara hangi sıfatlar yakışmazdı ki

Derken Milli Görüş ü tanıtıcı bir sinevizyon devreye

girdi. Kurucu ve Lider Erbakan, bağımsızlar, Milli Nizam, Milli Selamet, Refah

dönemleri vurucu cümlelerle ve yer yer Liderin sözleri ile kısa kısa canlandı.

Havuz sistemi, bolluk, bereket ayları, D-8 uygulamaları Alkışlar, alkışlar

Arkasından sivil ve asker cunta heveslileri ile kararan ufuklar, Refah ın

haksız yere kapatılması

Derneğimizin varoluş sebebi Refah burada bitiyor. Ama

sinevizyon devam ediyordu. Fazilet döneminden sahneler gösterildi. İçim cız

etti. Yanlış şeyler gösterilecek diye. Bereket ki sadece, adeta Milli Görüş

gömleği hâlâ sırtında imiş gibi çıkış yaptığı Van Minüt sahnesi gösterildi ve

Başbakan a alkış tufanı ile sinevizyon sona erdi.

Ya şu sahneler de gösterilseydi:

Halkın yüzde doksanının karşı olmasına rağmen Irak

konusunda ABD ye destek

İslam ülkelerinin temsilcileri, dünya artık global ve

küreseldir. Kuracağınız birlikteliklerde Din i esas almayın!

Türkiyeye verilmiş bir misyon var: Genişletilmiş Büyük

Ortadoğu ve Kuzey Afrika projesi. Türkiye bu projenin eşbaşkanlarından

biridir

Irak ta görev yapan kahraman ABD askerlerinin sağ salim

evlerine geri dönmeleri için dua ediyorum

Ben sayın Obama ya söylemiştim, Irak ta demokrasiyi

kurmadan oradan çıkmakta acele etmeyin diye

Suriye konusunda ABD de yapacağım görüşmelere göre adım

atarız

Tarihteki büyük Haçlı seferleri Müslümanlara yönelik bir

saldırı ve katliamdan ziyade medeniyet alışverişi ile sonuçlanan seferlerdir

Müslüman Arap ülkelerine bizdeki laikliği bir model

olarak tavsiye ediyorum

Bu ve benzeri sahnelerden örnekler verecekler diye

korktum. Şayet korktuğum olsaydı derneğimiz büyük yara alırdı. Arkadaşların

basiretli davranışlarını tebrik ediyorum.

Sırada Milli Görüş davasına ömrünü vermiş şahısların

onore edilmesi vardı. Milli Görüş ün hizmetinde 70-80 li yaşlarını deviren,

Süleyman Arif Emre, Recai Kutan, Kahraman Emmioğlu, Osman Nuri Önügören, Zeki

Çamlı, Necati Molder, Şerafettin Töbü ve Şule Yüksel Şenler; her birinin

hayatından kesitler sunularak sahneye davet edildiler. Moderatör Ekrem Kızıltaş

idi. Duygu yüklü sözler söyleyen ve nasihatlerde bulunan bu vefakar ve cefakar

insanlara baktığımızda, dava anlayışlarında zikzakların bulunmadığını ve

açılıştaki ayetlerin özüne titizlikle uyduklarını, bizlere de daima örnek

olduklarını gördük. Gerek Milli Görüş Lideri Merhum Erbakan ın, gerekse bu

vefakar büyüklerimizin herhangi bir sözlerini ve fiillerini alsanız, Milli

Görüş ten kesitler görmüş olursunuz. Adeta bu büyüklerimizin her bir söz ve

hareketleri yıldızlar gibi gideceğiniz yönü tarif etmektedirler. Sağa sola

devrilmeden, yalpalamadan. Allah bundan sonra da bereketli ömürler versin.

Ama yukarıdaki ayetlerin hilafına hareket ederek tefrika

çıkarmış olanların sayılamayacak kadar zikzakları olduğunu fark ediyoruz. Daha

bu dünyada görüyoruz çelişkiler yumağını. Öbür tarafını ise Yüce Rabbımız

bilir.

Duamız odur ki, henüz vakit varken, her birimiz

yukarıdaki ayetleri tekrar masaya yatırıp, varsa hatalarımızı düzeltip, bundan

sonra kalan ömürlerimizi Hakk ın rızasına uygun tamamlayalım.

Başkan Ahmet Aluç u tebrik, İstanbul Dostluk Derneği ni

takip etmek gerekiyor

ÇINAR VE ÇÖRDÜK

Çınarı kaç kere kestiler

Hep yeniden fışkırdı, gördük.

Büyük şeytan buldu bir çare:

Dalına aşıladı çördük