Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam edelim…
-“Zulüm ile abat olanın ahiri (dünya ve ahireti) berbat olur…”
-Zulüm ile başlayıp devam edenlerin sonu berbat olur…
- İsrail ve yandaşı ABD gibilerin sonu berbat olacak…
-Tarihteki zalimlerin sonu hep berbat olmuştur…
-Firavunlaşanların sonu onlar gibi olacaktır…
-Kur’an ayetleri bunu açıkça ifade etmekte…
Bu BİR!
“Acaba Kudüs’ün yeniden fethi ile ilgili olarak söz konusu Kur’an ayetinde Ebcet Hesabı ile bir tarihleme var mıdır?” sorusunu sorduk, önceki yazımızın en sonunda…
Ve devamında da dedik ki;
“Gelecek yazımızda işte bu sorunun cevabını vermiş olacağız…”
Ve bu sorunun cevabını da önceki yazımızda verdik.
Bu İKİ!
Yine önceki yazımızın en sonunda şu uyarıyı yaptık ve dedi ki;
“Kur’an burada önemli bir hususa daha işaret etmektedir...”
İşte Kur’an’daki o çok önemli husus ile devam ediyoruz…)
Bu da ÜÇ!
SONUÇ
İslâm orduları gelecekte İsrail sorununu çözüme kavuşturmak üzere Kudüs’e savaşla değil barışla gireceklerdir; çünkü Kur’an’a göre Müslümanlar Hazreti Ömer zamanında Kudüs’e daha önce nasıl dahil olmuşlarsa yine öyle dahil olacaklardır...
Kur’an merkezli olarak buraya kadar açıklamalarımızı yapıp yazdık…
Kur’an sure ve ayetlerini dikkatlice okuyup anlamaya çalıştığımızda açıkça görüyoruz ki; Hıristiyanlık ve Yahudilik de aynen İslâmiyet gibi kıyamete kadar yaşayacak…
Kur’an merkezli araştırmalarımızın çok açık sonuçlarına göre de Müslümanlar Kudüs’ü savaşla değil; daha önce olduğu gibi barış ve adaletle fethedeceklerdir...
Bu bakış aynı zamanda ilmî gerçeklere de uygundur...
Bunu da ilmî ve tarihî açıdan açıklayalım…
Batı uygarlığı 500 yıl önce oluşmaya başladı ve şimdi batış aşamasındadır...
Tarih tekerrür edecek ve her uygarlık gibi Batı uygarlığı da batacaktır…
Batış devam edecek ve bir müddet sonra tamamen yok olacaktır...
Medeniyetlerin nominal ömürleri dikkate alındığında, Batı uygarlığı da batış aşamasına girmiştir ama Batı dünyasının batışı da birdenbire olmayacak ama Avrupa ve Amerikalıların, daha doğrusu Siyonist Sömürü Sermayesi’nin “sömürü düzeni” de artık eskisi gibi devam edemez; bu yazı dizimizde anlattığımız üzere sonunun başlangıcı başlamıştır...
-Çünkü sadece zulüm yapıyorlar…
-Çünkü insanlar uyanmaya başladılar...
-Çünkü zulüm ile abat olanın ahiri berbat olur…
-Çünkü tarihteki zalimlerin sonu hep berbat olmuştur…
-Çünkü Batı uygarlığının zirvede bulunduğu işte bu dönemde…
*Yeni İslâm/Silm/Barış Medeniyeti de doğmaya başlamıştır ve işte bu doğuşun ilk müjdesi olarak da Batı dünyasının “sömürü düzeni” yavaş yavaş sona ermektedir...
Müslümanların Kudüs’e savaşla değil de barışla girecek olmaları, meseleye yukarıda kısaca işaret ettiğimiz bu açıdan bakıldığında da çok önemli bir gerçeği ifade etmektedir. Demek ki o zamana kadar yeryüzünde “ve/ya inşallah özellikle ülkemiz Türkiye’de” Adil Düzen’e göre yönetilen bir devlet kurulacaktır ki; bu devletin kurucu ve yöneticileri olan Müslümanlar -daha önce Hazreti Ömer zamanında Kudüs’e barış ile dahil oldukları gibi- Kudüs’e dahil olacaklardır, ve’s-selam; selam yani savaş değil barış.