İki yıldır süren bombardıman yerini sözde bir sükunete bıraksa da, İsrail’in uyguladığı "sessiz ölüm" politikası can almaya devam ediyor. Hastanelerin kapısından dönenler, ilacı olmadığı için evinde ölümü bekleyenler... Bölgedeki sağlık sistemi artık "kırmızı alarm" vermiyor, çünkü alarm verecek bir sistem neredeyse kalmadı.
321 İLAÇ TAMAMEN BİTTİ
Gazze’deki Sağlık Bakanlığı, durumu "eşi benzeri görülmemiş bir tükenmişlik" olarak tanımladı. Rakamlar vahameti gözler önüne seriyor: İlaç depolarındaki 321 temel kalemde stoklar tamamen sıfırlandı. Acil servis ve yoğun bakım hizmetlerinin yüzde 38'i yetersiz kalıyor.
Bu yokluk; 200 bin hastanın acil servisten, 100 bin hastanın ameliyattan ve kritik durumdaki 700 hastanın yoğun bakımdan mahrum kalması demek.
KANSER HASTALARI ÖLÜME TERK EDİLDİ
Tablo sadece acil servislerle sınırlı değil. Diyaliz makinesine bağlanması gereken 650 böbrek hastası çaresizce sıra bekliyor ama o sıra bir türlü gelmiyor.
Daha da acısı, onkoloji ilaçlarındaki eksiklik yüzde 70’e dayandı. Tedaviye ulaşamayan 1000 kanser hastası için zaman daralıyor; tedavi eksikliği şimdiden can kayıplarını beraberinde getirdi.
AMELİYATLAR DURMA NOKTASINDA
Birinci basamak sağlık hizmetlerinde kullanılan ilaçların yüzde 62’si bulunamıyor. Eldeki kısıtlı imkanlar, 288 bini aşkın hastanın derdine derman olmaya yetmiyor.
Uzmanlar uyarıyor: İlaçsızlık, hastalarda beyin veya kalp pıhtısına yol açarak ani ölümlere neden oluyor. Basit bir kateter veya malzeme bulunamadığı için açık kalp ameliyatları gibi hayati operasyonlar çok sınırlı sayıda yapılıyor, hatta durma noktasına geldi.
HASTANELER HARABEYE DÖNDÜ
10 Ekim’de varılan ateşkes kararına rağmen İsrail ordusu, yardım tırlarının geçişine set çekmeye devam ediyor. Geride kalan 2 yıllık süreçte 34 hastane ve 80 sağlık merkezi bombardımanlarla hizmet dışı bırakıldı, 132 ambulans hurdaya döndü.