Balkanlar’dan Hindistan’a, Türkiye’den Sudan’a kadar geniş bir coğrafya üzerinde yer alan ülkelerden biri (1) hariç hepsi İslam ülkesi…
İslam; esenlik, selamet, barış, emin olma…
Bu coğrafyadaki İslam ülkelerinin durumu ne? Ne esenlik var, ne barış; halklar her an bir terör saldırısı korkusuyla diken üstünde ve terörle birlikte yaşamaya alıştırılmaya çalışılıyor…
Alışmayacağız!.. Peki; esenlik içinde olması gerekirken, aksine terör örgütlerinin cirit attığı ve kan ve gözyaşının dinmediği İslam ülkeleri bu kadar huzursuzken; nasıl oluyor da bu kadar İslam ülkesi arasında bir çıban gibi, bir ayrık otu gibi beliren İsrail esenlik içinde?
Terör devleti tanımlaması üzerinde tebarüz eden İsrail, nasıl oluyor da etrafındaki bütün İslam ülkeleri terör olaylarıyla çalkalanırken, kendisi bu kadar güvende olabiliyor?
Bu sorunun cevabını İsrailli bir yetkilinin ağzından verelim… İsrail istihbarat şefi Tümgeneral Herlz Halevi, Suriye ve Irak’ta bağımsızlık ilan eden ve bölgeyi adeta kan gölüne çeviren IŞİD (DAEŞ) terör örgütü için aynen şu cümleleri kurdu; “İsrail, Suriye’deki durumun IŞİD’in yenilmesiyle sona ermesini istemiyor…”
Bu açıklama tüm olup bitenleri tüm çıplaklığıyla ortaya koymuyor mu? 1948’den itibaren Filistin topraklarını işgal ederek İslam ülkeleri arasında irin dolu bir çıban gibi çıkan İsrail, Müslümanların kutsal beldesi Kudüs’ü de işgal ederek bölgedeki varlığını kalıcı hale getirmiştir. Geçen haftaki yazımızda şöyle demiştik; “Kudüs’e hakim olan dünyaya hakim olur…!
İsrail’in etrafındaki bütün İslam ülkeleri terörle boğuşurken, kendisinin bu denli rahat ve güvende olmasının tek bir cevabı var; terörün kaynağı bizatihi kendisidir de ondan…
İslam ülkelerini kendi cenazelerini kaldırmaktan başlarını kaldıramaz hale getirmeli ki İsrail keyfi işgallerini sürdürebilsin… Bu arada; üzülerek ifade etmeliyim ki Türkiye’nin İsrail’le normelleşme adına imzaladığı anlaşma ise ne Gazze’nin ne de Türkiye’nin lehine sonuçlar doğuracaktır. Anlaşmanın tek kelimelik özeti şudur; Gazze, İsrail’in insafına terk edilmiştir. Gazze’ye uygulanan hadsiz ve hukuksuz abluka bu anlaşma ile resmen tanınmış oldu. İsrail ise bu başarısını Mescid-i Aksa’yı basarak kutladı. Aksa’da itikafa giren Müslümanlar İsrail askerleri tarafından gözaltına alındı. İsrail işte böylesine pespaye bir yapılanmadır; kendi lehine olan anlaşmalardan güç alarak Müslümanlar üzerine azgınca saldırmaktan geri durmamaktadır.
***
Mirasımız Derneği gibi sivil toplum kuruluşları dünyaya İsrail’in bir terör ve işgal devleti olduğu gerçeğini yüksek sesle haykırmaya devam ettikçe, Müslümanlar özelde kutsal beldeleri Kudüs’e sahip çıkacaklar, genelde ise İsrail’e karşı tetikte olacaklardır…