BİN dört yüz yıllık tarihinde İslam dünyası bugünkü kadar
parçalanmış ve bölünmüş olmamıştı Artık Ümmet birliği yok, Hilafet yok Lakin
İslam hâlâ güçlü ve zinde bir din
Hâlâ Avrupa da ve ABD de büyük sayıda ihtida (İslama
geliş) vak aları görülüyor
İslam dünyasında birlik, Hilafet yok ama demografik
çoğalma İslam dan yana.
En azılı İslam düşmanlarının bazısı bile Müslüman oluyor.
Bu dinamizm nereden geliyor .. Selim akla sahip olanlar,
İslamın yegâne hak din olduğunu anlıyor
Saldırgan, sömürgeci global kapitalizmi yıkabilecek tek
beşerî gücün İslam olduğu her gün biraz daha iyi anlaşılıyor.
Nükleer Batı medeniyeti dünyanın, doğal ve fıtrî hayatın
temellerini yıkmıştır. Onu durdurabilecek tek dünya gücü İslamdır.
Mukadderat İslamdan yanadır.
Bu demek değildir ki, İslamın önünde büyük engeller,
handikaplar yoktur.
İslamın önündeki en büyük engel Müslümanlardır.
İslam dünyasında tarihin hiçbir çağında görülmemiş bir
azgınlık görülmektedir.
İslam dünyasındaki Kriptolar, hiçbir çağda bugünkü kadar
aktif ve muzır olmamışlardı.
Yüz milyonlarca Müslüman namazı yitirmiş ve dünya
şehvetlerine uymuştur.
Münafıklar, fasıklar, facirler, iki kimlikli din
düşmanları Altın Buzağı dinini hortlatmıştır.
Batıdan gelen bütün kötülükler İslam toplumunu istila
etmiş ve hastalandırmıştır.
Din olarak İslam bütün bu olumsuzluklara rağmen
ilerlemekte ve güçlenmektedir.
Bir buçuk milyarlık İslam dünyasının bir milyarı tek bir
Ümmet olduğu ve başlarındaki âdil ve râşid Halifeye biat ve itaat ettiği zaman
şer cephesinin, Tağut kuvvetlerinin, Deccal hakimiyetinin sonu gelmiş
olacaktır.
Beşerî iradelerin üzerinde ilahî irade vardır ve sonunda
onun isteği yerine gelir, o galib olur.
Âhir zamanda yaşıyoruz ve Muhbir-i Sâdık ın (Salat ve
selam olsun ona) geleceğini bildirmiş olduğu Mehdi nin zuhuru yaklaşmıştır.
İsa aleyhisselamın nüzulü de yaklaşmıştır.
Şeytanî, Deccalî, Tağutî güçlerle büyük kanlı savaşlar
yapılacak ve sonunda bunlar yere serilip bitirilecektir.
Büyük hadiseler hakkında kesin tarihler ve mekanlar
bildirilmemiştir ama bunların olacağı kesindir.
Şer ve nifak güçlerinin Mehdi zuhur etmeyecek, İsa
aleyhisselam nüzul etmeyecek, Deccalî ve Tagutî güçlerle Melhame-i Kübra
yapılmayacak iddiaları mesnedsizdir. Bunlarla ilgili, mânevî tevâtür
derecesinde haberler vardır. Onlar inkar ve tekzib edilemez.
İslam dünyası parçalanmışlığın, bölünmenin, tefrikanın
acılarını en aza indirmek istiyorsa var gücüyle ıslah için çalışmalıdır.
Müslümanlar kendilerini ıslah edip İslama, Kur ana,
Sünnete, Şeriata itaat etmezlerse çok ağır faturalar ödeyecektir.
Sâlih, itaatli, ahlaklı Müslümanlar emr-i mâruf ve nehy-i
münker yapmazlarsa, vazifelerini ihmal etmiş olurlar ve genel yangında
kuruların yanında yaşlar da yanar.
Bir İslam toplumunun emr-i maruf ve nehy-i münker farzını
tâtil etmesi çok büyük bir günahtır; böyle bir terk azaba yol açar.
Mü minlerin birbirlerini sevmesi, sâlih bir İmama biat ve
itaat etmesi, Kur an Sünnet ve Şeriat kriterlerine uyması farzdır. Farzların
terki büyük isyandır.
Allah yolunda, muhlisen lillah şehid olanlar ölmez.