İnsanlığın ilk bineği at, katır, eşek.
Nuh aleyhisselamın yaptığı gemiyle atların yükü bazı
yerlerde hafifledi.
Tren, araba ve uçağın bulunmasıyla atın yükü
hafifletildiği gibi bazı ailelerde evin eğlencesi süsü olarak bulunduruluyor.
Gemi, tren, araba ve uçaklar hızda birbiriyle yarışa
devam ediyorlar.
Ama bu ulaşım vasıtalarının en büyük düşmanı zaman.
Zamanla her şey gibi onlar da ihtiyarlıyor, hizmetten
düşüyor, hurdalığı boyluyorlar.
Bunları bulanları, yaygınlaştıranları, hızını artıranları
az çok tanıyoruz.
Ama seksen beş yaşında ölen dedenizi seksen beş yıldır
taşıyan ayağını, binek olarak hiç hatırlamadık.
Attan, arabadan, trenden, gemiden, uçaktan önce
ayaklarımıza binerek gittik gideceğimiz yere.
Demirden yapılan ulaşım araçlarımızın hiç biri 85 yıl
günde on saat çalışamamıştır.
Ayaklarımızı hizmet yolunda alınacak mesafelerin bineği
yaptık, atasözleri, deyimler ürettik.
Ayağı yere basmayan bir çok insanımız, kendisini
taşıyan ayağını Yaratanı da tanımaz.
Arabasının markasını, nerede üretildiğini, yaşını,
modelini, motor gücünü bilir de, doğduğu günden beri kendini taşıyan, tamir
parası istemeyen, bakımını hiç aklına getirmediği ayağını ve Yaratanını
hatırlamaz da böylece Ayağının altına karpuz kabuğu koyar ve cehenneme
yuvarlanarak gider.
Ayaklar baş, başlar ayak olunca yaratılanlar, Yaratanın
önüne geçirilir.
Ayak takımı baş olunca batının bütün pisliklerini ithal
ederek para sevgisini, makam ve şöhreti başımıza bela etti bizim.
Batının değil, batıyı Yaratanın kurallarına uymak için
başa geçenlerimiz, Ayaklarının tozuyla işe girişmeleri gerekir.
Yoksa bu kafirler milyarlarca insanın Ayağının altına
karpuz kabuğu koyup güle oynaya cehenneme yolluyorlar.
Rabbimiz bizi uyarıyor:
Suçlular,
simalarıyla tanınırlar, perçemlerinden ve ayakla¬rından ya¬kalanırlar (ve
cehennem atılırlar) (Rahman süresi ayet 41)
Başı ayak taşır biri karar verir öbürü suça götürür.
Onun için suça iştirakten ikisi de yanıyor.
İnsanı ve insanlığı seviyorsak onların cehenneme giden
yolunu cennete çevirmek için uyarmamız gerekir.
Bunun için kendimiz sıratı müstakim üzere olmamız
gerekir.
Cihanı cehenneme çeviren Calut un ordularına karşı çıkan
Talut un iyi eğitilmiş askerleri, cehenneme giden yolu kapatmak için savaştan
önce dua ederlerken şöyle diyorlar:
Rabbimiz, üzeri¬mize sabır bo¬şalt. Ayaklarımızı sa¬bit
kıl. (kaymasın, kaçma¬sın.) Kâfir toplulu¬ğuna karşı bize yardım et dediler.
(Rahman süresi ayet 250)
Biz yaratan
Rabbimize kullukta Ayak sürüyen lerden olmamaya dikkat edelim.
Ayağımızı denk alalım
Gücümüzün üstünde bizden kulluk istemiyor Rabbimiz.
Ayağımızı yorganımıza göre uzatalım.
Her hayırlı işe Ön ayak olmamız gerekir Arka ayak
olmamaya çalışalım.
Ayaklarımıza iyi bakalım, beş vakit namazımızda abdest
alıp yıkayalım ki suyun değdiği yeri ateş zor yakar.
Dinleniyoruz endişesine kapılmayalım
Rabbimiz, dilimizin, elimizin, ayaklarımızın kıyamet
gününde şahitlik yapacaklarını haber verir:
O gün dilleri,
elleri ve ayakları yaptıkları hak¬kında aleyhle¬rinde şa¬hitlik ede-cektir.
(Nur süresi ayet 24)
Ayak oyunları na
tenezzül etmeyen kahraman ecdadın yolundan yürüyenlerin Ayak sesleri ne kulak verin.
Dünya basınının kara haber cazgırlığıyla duyurduğu
sesler, aslında İslam ın ayak sesleridir.