Muhterem Müslümanlar!
Kur ân-ı Kerim de Allah (c.c.) zulum ve işkenceyi kesin olarak yasaklamıştır. Allah (c.c.), zâlimleri sevmediğini onlar için elim bir azabın olduğunu birçok ayette açıkça beyan buyurmuştur.
Peygamberimiz Efendimiz de:
"Zulme uğrayanların bedduasından sakınınız. Çünkü onunla Allah arasında perde yoktur" (Buhari, Cihad, 180) buyurmuştur.
İnsanların ve toplumların yaşadığı problemlerin temelinde kişilerin ve toplumların kendilerini başkalarından üstün görme/ayrıcalıklı sayma anlayışı vardır. Buna tahakküm denir.
Tahakküm düşüncesi İslâm ın, bütün unsurlarıyla ortadan kaldırmayı hedeflediği zulmün temelidir.
İslâm tahakküm fikrini kökten reddeder.
Başkalarını ezmeye çalışmak,
Birtakım değerleri kendi çıkarı için ayaklar altına almak,
Haktan/adaletten sapmak,
Sömürmeye çalışmak,
Hakkına razı olmamak,
Hakkı olmadığı şeyi istemek,
Karşısındakini ezmek gibi davranışlar hep tahakküm/zulüm fikrinden kaynaklanmaktadır.
Osmanlı tabiriyle gâvur; "ezen" kimsedir. Müslüman olmayan ve ezen sömüren tip bizim hayal dünyamızda/hanemizde "gâvur" olmuştur.
Allah (c.c.) kullarına zulmedenin düşmanıdır. Kişi zulmettiği müddetçe Allah ile savaşmış olur. Zulüm azabın çabuk çatmasına sebep olur.
Muhterem Müslümanlar!
Önce imânsızlık sonra zâlimlik başlar. İmanı olan zulüm yapamaz. Çünkü zulüm, haddi aşmaktır.
Kim zulüm ederse aynı zulmü kendisi de görür.
"Sanmasın zâlim ki zulmü kalır dünyada bi-ceza,
Zulmüne göre olur elbet mücazata sezâ"
Şu ayetlere dikkatinizi çekiyorum:
"Bütün kâfirler zâlimlerdir." Bakara: 254)
"Zâlimlerin dostu da yoktur yardımcısı da yoktur." (Şûra: 8)
"Allah ın koyduğu sınırları aşanlar zalimlerin ta kendileridir" (Bakara: 229)
"Zalimlere meyletmeyin, sonra size ateş dokunur. Sizin Allah tan başka dostlarınız yoktur. Sonra yardım olunmazsınız..." (Hûd: 113)
Kuds-i hadiste de şöyle buyrulur:
"Kullarıma işkence etmeyiniz..."
(Müsned c/4, sf: 172 Çağrı Yay. İst. 1401)