Sezai Karakoç’a ait “İslam Toplumunun Ekonomik Strüktürü” (1967) ve Süleyman Karagülle’ye ait “İslamiyet ve Ekonomik Doktrinler” (1969) adlı eserler üzerinde durmaya ve ‘üstatlarımızı anmaya’ devam ediyoruz; detaylar birinci yazımızda…
GİRİŞ / “Toplumların, ait oldukları havzaların kültür kodlarını taşıdıkları bilinen bir gerçektir. Bu kodlar etrafında oluşan değerlerle, insanlık camiasında gelişerek kendilerini sürekli kılmanın yollarını ararlar. İnsanlık tarihi çeşitli alanlarda bu örneklerle dolu olduğu gibi modern dünyada günlük hayata katkı sunması beklentisiyle baş döndürücü biçimde araştırmalara konu edilir. Türkiye, yer aldığı coğrafyada yüzyılı aşkın bir zamandır hızlı değişime sahne olmaktadır. Bu değişim bazen iç dinamiklerin gerektirdiği yönelişler şeklinde olmakla birlikte çoğu zaman dış dinamiklerin güdümünde gerçekleşir. Nitekim ‘geri bırakılmışlık’ olgusu ‘geri kalmışlık’ argümanıyla bazı aşamalar geçirdiği gerçeğiyle insanların önüne çıkarılırken, suçlanan bazı kurum ve düşüncelerin de yadsınamaz biçimde toplumun bir kenarında yaşam alanı bulduğu görülür. Sosyolojik kural gereği, kendi kodlarıyla gelişmeyi arayan toplumun düşünürleriyle öncü bilim insanları, süreç içinde insanlıkla barışık öz değerleriyle ortaya çıkmanın yollarını ortaya koyarlar. Aslında genel olarak insanlar daha barışçıl çözümleri tercih ederler. Sonraki yeni nesillerde bunu gözlemlemek mümkündür. Ayrıca bu coğrafyadaki insanın kültürel kodlarında bin yılı aşkın sürede tüm farklılıklara rağmen birlikte yaşama kültürü ve tecrübesi de önemli bir değer olarak öne çıkar.
Genelde modern dünyada özelde Türkiye’de sivil ve akademik kurumlarında kendine özgü bu tecrübeyle daha ileri modern bir yaşam tarzı arayışı sürdürülür. Bu nedenle modern insanı daha mutlu ve huzurlu bir gelecekle buluşturmanın fikri altyapısının izleri her alanda aranmaktadır. Makalenin konusu açısından İslam Ekonomisi alanında literatür taraması yapıldığında geriye doğru olmak üzere kütüphane kataloglarında özetle şöyle bir tabloyla karşılaşılmıştır. 2000’li yılların öncesi dönemler, onar yıllık basamaklarla geriye doğru gidildiğinde bir daralma görülmektedir. 1980 sonrasındaysa konuyla ilgili akademik seviyede geniş bir şekilde kitap, makale ve sempozyum çalışmaları olduğu görülür.1 Hatta 2000’li yıllardan sonra çeşitli üniversiteler İslam Ekonomisi alanından disiplinler arası ve multi disipliner programlar açmaya başlamışlardır.
60’lı yıllarda İslam Ekonomisi konusunda bireysel çalışmalar sonucunda fikirlerini yazıya döküp gazete ve dergilerde yayımlamış, daha sonra da kitap haline geldiği anlaşılan Sezai Karakoç’a ait İslam Toplumunun Ekonomik Strüktürü ve Süleyman Karagülle’ye ait İslamiyet ve Ekonomik Doktrinler adlı eserler, özgün nitelikli ulusal kitaplar olarak dikkat çektiğinden değerlendirilmeye alınmıştır. Her iki yazarın bazı ortak fikirlerinin, tanımlarının ve öngörülerinin sonrakilere ışık tuttuğu görülür. Nitekim seçilen bu eserlerden ilkinin 16. baskısı 2016 yılında yapılmıştır. Bir nesil bu eseri tahkik etme fırsatını bulmuş, derinlik kazanmıştır. Diğerininse bilimsel açıdan akademik seviyede tartışma başlattığı ve bazı akademisyenlerin bu tartışmalarda rol aldığı da görülmektedir.
İkincisi; tek baskı olarak kalmasına karşılık, Karagülle’nin öngördüğü sistemi İzmir’de 1967 yılında arkadaşlarıyla birlikte kurduğu ve gayesini, ‘çalışmada ve yaşamada birbirleriyle anlaşabilecek kimseleri bir araya getirerek aralarında iktisadî, içtimaî, ilmî ve ahlaki dayanışmayı ve yardımlaşmayı gerçekleştirmektir’ şeklinde belirlediği S.S. Akevler Kredi ve Yardımlaşma Kooperatifi bünyesinde uygulama yoluyla tecrübe etmeye çalıştığı görülmektedir. Edinilen bu tecrübeler süreç içinde 70’li yıllarda Millî Selamet Partisi ‘Millî Görüş’, 90’lı yıllarda Refah Partisi ‘Adil Düzen’ adıyla seçim bildirgesi olarak deklare edilir, halkın önüne çıkar ve iktidara yürür. Diğeri de sadece ekonomik açıdan değil, toplumun değer yargıları genelinde bir siyasi parti kurar. Aslında bu çalışmaların dışında fazla bir seçenek olmamakla birlikte özelde tespit edilen aksiyoner yönleriyle bu iki eser diğer çalışmalardan farklı bulunarak değerlendirmeye alınmıştır...”
“SEZAİ KARAKOÇ VE İSLAM İKTİSADI” bölümü ile devam edeceğiz…