İki üstadımızın yarım yüzyılı da aşan zaman öncesinde yazdıkları “İki İslam İktisadı Kitabı” üzerindeki değerlendirmelerimize kaldığımız yerden devam ediyoruz…
Sezai Karakoç’a ait “İslam Toplumunun Ekonomik Strüktürü” (1967) ve Süleyman Karagülle’ye ait “İslamiyet ve Ekonomik Doktrinler” (1969) adlı eserler üzerinde durmaya ve ‘üstatlarımızı anmaya’ devam ediyoruz; detaylar birinci yazımızda…
“İslam ekonomisini bir tam küre olarak gören Süleyman Karagülle, bundan diğer doktrinlerin nasıl çıktığını (şekil 3 üzerinden) şöyle açıklar. “Tam küre şeklindeki İslâm İktisat Düzeni’ni aşağıdan yukarıya doğru bastırırsak, şişkin bir yarım küre elde ederiz ki; bu kapitalizmi ifade eder. Komünizm aşağıya, liberalizm sağa, sosyalizm sola, teşebbüs kapitalizmi öne, devlet sosyalizmi arkaya bastırılır, böylece İslâmî sistem bozulur, dejenere edilmiş şekilleri olan rejimler meydana gelir. İslâmiyet’te Km = Kt = Kş = 0’dır. Kapitalizm ve komünizmde Km 0’a eşit değildir. Liberalizm ve sosyalizmde Kt 0’a eşit değildir. Teşebbüs kapitalizmiyle devlet sosyalizminde Kş 0’a eşit olmaz.”
2.4. Diğer Pratikleri
Süleyman Karagülle İslam ekonomik düzeniyle ilgili pratikler yapmak üzere kurmuş olduğu kooperatifin 1976 yılı Faaliyet Raporu broşüründe faizsiz ekonomik düzen ile faizli diğer ekonomik düzenlerin karşılaştırması iki ayrı şemayla yapılır. Faizsiz sistemde yer alan kurum ve irtibatların içerikleri, Sezai Karakoç’un söylediği gibi, literatürün günümüze taşınamaması olgusunun, S. Karagülle tarafından taşınabilirliğinin bir örneklemesi olarak görülür. Gerçekten tablodaki kavramların benzerini ve işlevlerini fıkıh kitaplarımızda görmek mümkündür. Örneğin İmam Kâsânî, Bedai’us-Sanâi’ fî Tertibi’ş-Şerâi’ adlı eserinde ‘Kitabu’ş-Şirket’ başlığı altında şirket çeşitlerini ve kişiler arası sözleşmelerle ekonominin alanlarını ve döngüsünü anlatır. Bu şemada bunların kişiler arası irtibat ve akitlerin üstünde kurumsal manada ele alınıp pratiğe aktarılarak yorumlandığı görülmektedir.
2.5. Öngörüleri
Süleyman Karagülle ilmi verilere dayalı olarak kapitalizm ve komünizmin geleceği hakkında dikkat çekici bazı öngörülerde bulunur. Bunu aşağıdaki gibi bir diyalogla belirtir.
Marks; “Kadın ve çocuklar çalışırlar.” Kapitalist; “Kendi istekleriyle ve hafif işlerde çalışabilirler.” Müslüman; “Bunda kötülük değil, iyilik vardır. Kapitalist! Marks’ı, sen doğurdun, çünkü sen Allah’ın emirlerini dinlemedin. Zekât vereceğin yerde kitabında yasaklanan faizi aldın. Şimdi kendi çocuğunla canını vermektesin. Beni dinlersen kurtulabilirsin. Faizden vazgeç ve zekâtını ver, yoksa Marks söylemeye ve yapmaya devam eder.” Marks; “İlk birikmenin biricik kaynağı kılıç ve ateş olmuştur. Hiçbir zaman bu tatlılıkla sağlanmamıştır. Bugünse üretim vasıtaları kanın ve ateşin yerine geçmiştir. Gürültüsüz, patırtısız medeniyetle tamamıyla uygun vasıta: AÇLIK!” Tek çare işçilerin nasırlı elleriyle kapitalisti boğmalarıdır. Kapitalist; “Benim ne kabahatim var, durun, beni bırakın, mallarım sizin olsun.” Müslüman; “Heyhat, baştan dinlemedin. Tavsiyelere uymadın. Kendi günahını kendin çıkardın. Artık şimdiki vaveylan fayda vermez.” Marks; “Senin de vazifen bitti. Mücrim kapitalizmi büyük bir cinayetle yıktın. Artık senin de vazifen bitmiş, ömrün sona gelmiştir. İşlediğin cinayetin cezasını çekeceksin. Ve böylece yeryüzü iki belalıdan kurtulmuş olacaktır.” (Karagülle, 1969, s. 39).
Bu tespitlerin yapıldığı yıllarda demir perde ülkelerinin merkezi olan SSCB ve diğer peykleri bayağı güçlü görünüyor, dünya diğer kapitalist ülkelerle bloklaşmış biçimde ‘soğuk savaş dönemi’ kavramıyla idare ediliyordu. 80’li yılların sonlarına doğru 1987’de ABD-SSCB arasındaki nükleer başlıkların sınırlandırılması, 1989’da kapitalist-komünist Berlin arasındaki duvarın yıkılması, 1991 Aralık ayında SSCB’nin son devlet başkanının istifasıyla başlayan birliği oluşturan ülkelerin bağımsızlık ilanlarıyla SSCB dolayısıyla komünizm sona ermiştir. Tek kutuplu dünya halinde kalan dünya vahşi kapitalizmden sonra günümüzde o da çeşitli alanlarda ciddi sarsıntılar geçirmektedir.”
“Akademik Çalışmalar” ve “SONUÇ” bölümleriyle devam edeceğiz...