İslam Dünyasının Manzarası

Abone Ol

YEKUN olarak bir buçuk milyarlık param parça İslam

dünyası

Her tarafında yangın var Savaşlar var Diktatörlükler

var Kan ve zulüm var

Suriye İrak Afganistan Filistin Keşmir Arakan Mali

Bir buçuk milyar Müslümanın on beş milyon Yahudi kadar

hükmü yok

İslam düşmanları, kafirler Müslümanlar bölünmeli demişler

ve Müslümanlar bölünmüşler

Müslümanlar birleşmemek konusunda ittifak etmişler. Hem

de ne koyu ittifak.

İslam dünyası her yıl petrolden trilyon dolar kazanıyor

ama bu para İslama ve Müslümanlara nasip olmuyor.

İslam dünyası korkunç bir bölünme manzarası arz ediyor.

Bölünme durmuyor, devam ediyor. Müslümanlar İslam vatanında pasaport ve vize

ile seyahat ediyor.

Bütün İslam dünyasında bir tek Darülislam yok.

Cahillik, zulüm, sömürü, emperyalizm, hıyanet kol

geziyor.

İslam dünyasında artık bir Endülüs, bir Osmanlı yok.

Yüz milyonlarca yabancılaşmış Müslüman.

Fitneler kazanı gibi kaynayan İslam dünyası.

Bir tarafta zulüm ölüm, kan Öteki tarafından vur

patlasın çal oynasın keyif zevk sefa

Nice Müslüman ülkenin zindanlarında on binlerce din,

iman, İslam suçlusu çürüyor.

Ümmet birliği berhava olmuş, İslamcılık Protestanlığı

mozaiği oluşturulmuş.

Bir buçuk milyar Müslümanın başında, mü minlerin biat ve

itaat edecekleri bir İmam-ı Kebir veya Emîrü l-Mü minîn yok.

Halifesiz Müslümanlar.

Yeni Gazalîler, Şârânîler, Süyutîler, İmamı Rabbanîler

yetiştiremeyen İslam dünyası.

Lüks otelleri ışıl ışıl Lüks otomobilleri pırıl pırıl

Meydanları caddeleri cıvıl cıvıl İslam dünyası Televizyonlu Porsche otomobilli

100 bin dolarlık kol saatli özel uçaklı zadeganı olan İslam dünyası

Param parça İslam dünyasında lüks turistik yedi yıldızlı

umre seyahatleri Zam Zam Tower ler

İslamcılık edebiyatları gırla gidiyor

İrakta Şiîlerle Sünnîler arasında sanki savaş var.

Suriyede korkunç bir iç savaş

Sapıklık, batıl fırkalar dehşet saçıyor. Evliyaullah

türbeleri yanlarındaki camilerle birlikte buldozerlerle yıkılıp tahrip

ediliyor.

Bir buçuk milyarlık param parça İslam aleminde her cuma

yüz binlerce camide namaz kılınıyor, hutbe okunuyor ama bu cuma namazlarının

sıhhat şartları var mı

Tek bir Ümmet olamayan İslam dünyası

Bir yığın birbirinden kopuk bölük pörçük İslam dünyası

Şer î hürriyetin ve adaletin hakim olmadığı İslam

dünyası

Başsız İmamsız Emîrsiz İslam dünyası

Arakan Müslümanları yakılırken pek umursamayan İslam

dünyası

Emr-i mâruf ve nehy-i münker yapamayan İslam dünyası

Washington dan, Tel Aviv den, Londra dan idare edilen

İslam dünyası

Paraya, dünyaya, lükse, konfora, aşırı tüketime meftun ve

meclub İslam dünyası.

Kralların, emirlerin, başkanların, sayınların,

ekselansların, Celaletü l-meliki l-muazzamların pür tantana, pür ihtişam, pür

velvele arz-ı endam ettikleri İslam dünyası

Fıskın, fücurun, nifak ve şikakın, isyan ve tuğyanın

girdabında çırpınan İslam dünyası

Sıddiqsız, Faruksuz İslam dünyası

Selahaddinsiz İslam dünyası Ömer b. Abdülazizsiz İslam

dünyası

Şeyh Şamilsiz İslam dünyası

Namazı yitirmiş ve şehvetlerine uymuş yüz milyonlarca

Müslüman Onların dinleri para, kıbleleri karıdır

Kur an Müslümanlara birliği emr ediyor, birliğiniz

giderse devletiniz ve rüzgarınız da gider diyor. Peygamber-i zişan (Salat ve

selam olsun ona) Zamanındaki Halifeye biat etmeden ölen kimse sanki cahiliyet

ölümü ile ölmüş olur uyarısını yapmış.

Ah İslam dünyası Ah İslam dünyası

(İkinci yazı)

Hoşlandıklarım Hoşlanmadıklarım

MİLLETVEKİLİ maaşlarına yapılan zamlara ve kıyaklara hiç

sıcak bakmam.

Havaalanlarındaki ve diğer yerlerdeki VIP salonlarını ve

kapılarını kötü görürüm.

Çok büyük devlet adamları geçerken trafiğin felç

edilmesinden hiç hoşlanmam.

Lüks, pahalı, gösterişli saatleri sevmem.

Kaliteli dolmakalemleri severim.

Cep telefonuna not alınmasından nefret ederim.

Cebinde güzel bir defter ve kaliteli bir kalem

bulunduranları takdir ve tebrik ederim.

Yazıları düzgün, imlaları doğru kimseleri severim.

Mütemadiyen=hiç durmadan ben ben ben diyenlere içimden

benin taş olsun da başına düşsün derim.

İçkili beş yıldızlı otel ve restoranlarda verilen papazlı

ve patrikli iftar ziyafetlerini doğru bulmam.

Papaz yahnisini ve papaz eriğini severim.

Allah rızası için çarşaf giyen hanımlara hürmet ederim.

Tesettürlü bir hanımın ince ve yüksek topuklu ayakkabı

giymesini yadırgarım.

Hayvanseverleri takdir eder, onlara saygı duyarım.

Doyduktan sonra yiyenleri kınarım.

Baş açık namaz kılan Sünnîlere, çok kolay bir sünneti ve

edebi terk ettikleri için teessüf ederim.

Kendini doğrudan doğruya veya dolaylı olarak övenlerden

hiç mi hiç hoşlanmam.

Zaruret olmadıkça, oruçlu (nafile) olduğunu söyleyen

kimselerle bir daha görüşmem.

Karısının kızının donunu ve iç çamaşırını balkonda,

görülecek yerde kurutan kimseleri çok ayıplarım.

Aşırı hürmet görmekten ve övülmekten korkarım.

Hakikî şeyhlere ve sûrî şeyhlere hürmet ederim;

müteşeyyihlerden (şeyh taslaklarından) hazzetmem.

Islahıma, bağışlanmama dua edenlere minnettar ve

müteşekkir kalırım.

Gurur ve kibir sahiplerinden mümkün olduğu kadar uzak

durmaya çalışırım.

Kendilerine iyi diyenlere iyi demem.

İyi oldukları halde kötüyüm diyenleri çok takdir ederim.

Aç bir kediyi doyuranların ellerini öpesim gelir.

Kendimi, dünyadaki bir buçuk milyar Müslümanın derece ve

rütbe itibariyle en sonuncusu bilirim. Bu şeref bana yeter.

Hiç olmak isterim, olamam.

Sultan Vahdettin Han ı severim.

Son Halife Abdülmecid hazretlerini severim.

Şeyhülislam Mustafa Sabriyi severim.

Muhammed Zahid el-Kevserîyi severim.

Sünnî ulemaya, fukahaya, şeyhlere, mürşidlere çok hürmet

ederim.

İslamî hizmetlerin paraya, zenginleşmeye alet

edilmesinden çok rahatsız olurum.

Meşreb mutaassıplarından uzak durmaya çalışırım.

Elimin öpülmesinden hoşlanmam, çünkü eli öpülecek bir

kimse değilim.

İyi çay içmekten zevk duyar, haz alırım.

Gürültülü yerlerde, yetmiş seksen desibele kadar

hoparlörle ezan okunmasına bir şey demem ama 125 desibel şiddetinde avaz avaz

zangır zangır ezan okunmasına karşıyımdır.

Cami avlularındaki WC reklam ve ilanlarından nefret

ederim.

Ezan okunduktan sonra vaaza, konuşmaya devam eden

hocaları içimden kınarım.

Camilerde makbuzsuz para toplanmasını uygun görmem ve

vermem.

Camilerdeki yürüyen kırmızı ışıklı yazıları doğru bulmam.

Cuma hutbelerinde edebiyat, üslup, imla, vurgu hatası

yapılması bendenizi çok üzer.

İstidatlı, kabiliyetli, yetişmeye yatkın gençlere az da

olsa hizmet etmek isterim. Çünkü onlar ileride bu fakire dua edebilirler.

Ortalarda, ortalıkta görünmek istemem. Kıyıda köşede

kalmaktan, duvar diplerinden gölgeler gibi geçip gitmekten hoşlanırım.

Küçük şeyler bendenizi çok mutlu edebilir. Banyomda, bir

kumrunun çamaşır makinesi üzerindeki saksıya yuva yapması, yumurtlayıp yavru

çıkartması gibi

Âlim kimselerin cahilleri uyarmaması, aydınlatmaması,

bilgilendirmemesi bendenizi çok üzer.

Cadı kazanına dönen İstanbulda huzur içinde rahat bir

şekilde yaşamak mümkün olmadığı için; nüfusu beş binin altında, sönük, sakin

bir yerde yaşamayı hayal ederim. Bursanın üç bin nüfuslu küçük bir ilçesi

varmış. Haziranda oraya gidip keşif yapacağım. Kısmetse bahçeli bir ev

kiralayıp inşaallah yarı İstanbulda yarı orada yaşayacağım.

Kendimi çok kusurlu, çok noksan, çok hatâlı, çok günahkar

görüyorum. Hüsn-i hâtimem, bağışlanmam, ıslahım için dua buyuranlara çok

teşekkür ederim. Allah onlardan razı olsun.

26.05.2013