Miladi 2025 senesi bitmek üzere, önümüzdeki günlerde 2026 yılına giriş yapmış olacağız inşallah. Geride bıraktığımız 2025, İslam dünyası için her yıl olduğu gibi yine zor imtihanlarla geçti, Sudan’dan Arakan’a, Tunus’tan Doğu Türkistan’a kadar milyonlarca Müslüman’ın hanelerinde yine hüzün, umutsuzluk ve endişe hâkimdi. Müslümanların zihin dünyasında bilinç açıcı bir hafıza oluşturabilmek adına İslam dünyasında 2025’in nasıl geçtiğini iki bölümlük yazı dizisi olarak özetlemeye çalışacağım.
2025’te İslam âleminin ana ve öncelikli gündemi tabii olarak Filistin meselesi oldu. 2023'ten bu yana Filistin topraklarında büyük bir soykırım günahı işleyen İsrail, 2025’in istisnasız her gününde Gazze’de, Batı Şeria’da, Kudüs’te ve unutulmuş Filistin beldelerinde en acımasız terör faaliyetlerini işlemeye devam etti. Biraz daha kuzeye bakacak olursak İsrail, Lübnan’da da yıl boyunca kötülük namına hiç boş durmadı, Hizbullah'ı tasfiye etmeyi kafasına koyan Siyonist rejim, sözde ateşkes antlaşmasına rağmen Lübnan’da bir yıl içinde 400 masumu hayattan kopardı. Lübnan’ın az ötesinde Suriye topraklarında da İsrail katliamları vardı. 2025 senesi boyunca, Kuneyra başta olmak üzere birçok şehirde, keyfine estikçe Müslüman köylerine baskınlar yapan İsrail, çok sayıda Suriyeliyi şehit etti, yüzlerce insanı kaçırarak bilinmeyen yerlere götürdü. Başkent Şam, Dera ve Suveyda şehirlerindeki Suriyeliler de İsrail’in hava saldırılarının hedefi oldu.
Siyasi kaosun yaşandığı İslam ülkeleri Sudan ve Yemen’de Müslümanlar yıl boyunca acı çekmeye devam etti. Açlık, sefalet, terör, silahlı saldırılar, salgın hastalıklar, göç gibi insani krizlerle boğuşan iki ülkenin yoksul halkları yaşam mücadelelerini çok zor şartlarda sürdürmeye çalıştı.
Mısır’da 2013’te gerçekleşen askeri darbenin yıkıcı etkileri 2025’te de kendini en acı haliyle gösterdi. Mısır zindanlarında ölüme terk edilen binlerce İhvan-ı Müslimin mensubu İslam ümmeti tarafından unutulmanın ızdırabını yaşamaya devam etti. Darbe rejiminin 12 senedir hapishanede eziyet ettiği Mısırlı Müslümanların hayatlarını kurtaracak, can güvenliklerini sağlayacak hiçbir olumlu gelişme de ne yazık ki yaşanmadı.
Doğu Türkistan'daki çilekeş Müslümanlar, komünist Çin rejiminin baskı ve zulümleri altında yine zor bir sene geçirdiler. Ailelerinden koparılarak toplama kamplarında esir tutulan, yüce İslam dinini reddederek ateist olmaya, geleneklerinden uzaklaştırılarak asimile edilmeye zorlanan Uygur Türk’ü Müslümanların, Çin’in despotluklarına karşı duracak güçleri yok. Bir kurtuluş umudu arayan mazlumların Allah’tan başka yardımını umdukları kimseleri de yok.
Myanmar’daki İslam düşmanı Budist yönetimi tarafından ata topraklarından kovulan Arakanlı Müslümanlar 2025’te soykırıma uğramaya devam etti. Zalim Myanmar ordusunun Arakan topraklarındaki katliamları, yıkımları ve insan hakları ihlalleri ara vermeksizin sürdü. Bu katliamların en büyüklerinden birisi, henüz iki hafta önce 12 Aralık 2025 tarihinde yaşandı. Arakan eyaletinde, bir hastaneye yapılan hava saldırısında aralarında doktor ve hastaların da bulunduğu 34 Arakanlı mazlum şehit oldu. Milyonlarca Arakanlı Müslüman, Bangladeş’teki sağlık şartlarından yoksun sığınmacı kamplarında ve doğal afetlere karşı savunmasız bir halde olan Bhasan Char Adası’nda yaşam mücadelesi vermeye çalışıyor…
-Haftaya devam edeceğiz…