IŞİD?e zemin hazırladılar şimdi de şikâyetçi görünüyorlar

Abone Ol

Musul un ardından Saddam ın memleketi Tigrit in IŞİD in

eline geçmesi bölge üzerinde hesapları olan küresel güçleri telaşlandırmış

görünüyor. Yapılan açıklamaları gerçekten bir telaşın ifadesi olarak mı, yoksa

birtakım planları gizlemeye çalışmak olarak mı nitelendirmek gerekiyor şu anda

kesin bir şey söylemek mümkün değil. Ancak, IŞİD denen örgütün Musul Başkonsolosluğumuzu

işgal ederek 49 Türk görevliyi rehin alması olayın ülkemize yönelik boyutunu

ortaya koyuyor. Kısacası, bölgemizde devreye yeni aktörler sürülmüş durumda.

PKK terör örgütü uzun yıllar bölgede tek terör örgütü olarak faaliyet

gösterirken siperde bekleyen/bekletilen örgütlerin varlığı da Suriye deki iç

çatışma ile açıkça görülmüş oldu. Böylece küresel güçlerin hedeflerine ulaşmak

için örgütlerin gelişmesine destek verdikleri, ihtiyaç halinde kullandıkları,

ileri sürdükleri bir örgüt meydanda görülürken bir ya da birkaç örgütü yedekte

tuttukları biliniyor. Bir bakıma küresel güçler gözlerine kestirdikleri, hedef

olarak belirledikleri ülkelerde birtakım maşaları devreye sokuyorlar. Her türlü

eğitim ve lojistik desteği sağlayan bu küresel güçlere alet olan maşalar kendi

belirledikleri hedeflere ulaşmanın mücadelesini verdiklerini sanabiliyorlar.

Bunun örnekleri Afganistan ve Pakistan da yaşandı. Afganistan ın Rusya

tarafından işgalinin ardından çeşitli gruplar direniş başlattılar. Bu grupların

çabalarının ülkelerini Rus işgalinden kurtarmak olduğundan şüphe yoktu. Ne var

ki, mücadeleyi sürdürebilmek adına çeşitli ülkelerden doğrudan ya da dolaylı

destek sağladılar. Sonunda Rusya Afganistan ı terk etmek zorunda kaldı. Rus

işgali sona erdi ama Afganistan ın hâlâ bağımsızlığını kazandığını söylemek

mümkün değil. Rusların yerini başka güçler aldı.

Daha sonraki yıllarda Irak ın ABD ve yandaşları

tarafından işgali gündeme geldi. Aradan geçen bunca zamana rağmen Irak Saddam

dönemindeki sükûnetine kavuşamadı. Mezhepsel ve ırki çatışmalar başladı.

Kısacası Irak kan gölüne döndü. Artık Müslüman olduğunu söyleyen gruplar

birbirlerini vurmaya başladı. Özellikle Suriye deki çatışmalarla birlikte

birdenbire ortaya IŞİD örgütü çıktı. Önce Suriye de Esad ın yanında diğer

gruplara karşı mücadele verdikleri haberleri yayıldı. Bir de baktık ki, aynı

örgüt Irak ta da çok ciddi militan ve silah gücüne sahipmiş. Böyle olmasaydı

bir hamlede Musul dan Irak merkezi yönetiminin güçleri atılabilir miydi

Peki, bu IŞİD örgütü ne zaman, hangi şartlarda kuruldu

Bu soruya dün bir gazetede şöyle cevap veriliyordu; Temeli ABD nin Irak

işgaliyle atılan IŞİD in hedefi Irak, Suriye, Filistin ve Ürdün topraklarında

bağımsız devlet kurmak. Böyle bir devletin, hem de adında İslam bulunan bir

devletin kurulmasını ABD ve İsrail ile yandaşları isterler mi Bize göre

istemezler. İstemedikleri halde Irak ı işgal ederken bu tür gelişmeleri hesap

edememiş olabilirler mi Bu soruya Edememişlerdir karşılığını vermenin kolay

olmadığını düşünüyorum. ABD nin özellikle Irak, Suriye ve Türkiye nin sürekli

olarak terör örgütleri ile meşgul edilmesi, gerektiğinde köşeye sıkıştırılarak

isteklerine boyun eğmelerini sağlamanın bir yolu olarak Büyük Ortadoğu

Projesi nin (BOP) uygulamada olduğunu unutmamak gerekiyor. Bu bakımdan ABD

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jan Psaki nin Musul un IŞİD in eline geçmesini,

Son derece endişe verici bir olay olarak nitelendirmesini ciddiye almanın

anlamı olmaz. ABD nin geçmişte bazı örgütleri `terör listesine almış olmasının

bir anlam ifade etmediğini gördük.

Netice olarak olayların sadece bugünü ve görünen boyutu

ile yetinmek insanları doğru sonuçlara götürmediği gibi teröre destek veren

küresel güçlerin gerçek niyetlerini gizlemeye yaramaktadır. Bu oyuna gelmemek

için gösterilenle yetinmeyip, gösterilmeyeni yakalamaya çalışmak durumundayız.

O gösterilmeyen ise Irak ı diktatör Saddam dan kurtarma operasyonunun perde

arkasında saklıdır.