2026 yılı için asgari ücretin net 28 bin 75 lira 50 kuruş olarak açıklanmasının ardından, gözler iş dünyasının değerlendirmelerine çevrildi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın kamuoyuyla paylaştığı rakamlar, çalışanlar kadar işverenler açısından da yeni bir dönemin işaretlerini taşıyor. Yüzde 27’lik artış oranı, mevcut ekonomik koşullar, enflasyonla mücadele hedefleri ve istihdamın korunması ekseninde ele alınıyor. İş dünyası temsilcileri artışın hayırlı olmasını dilerken, özellikle maliyet baskılarının dengelenmesi ve devlet desteklerinin güçlendirilmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Açıklamalar, temkinli bir iyimserliğin yanı sıra yapısal düzenleme beklentilerini de ortaya koyuyor.
İstanbul Ticaret Odası: “Rahatlatıcı mekanizmalar devreye alınmalı”
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, 1 Ocak 2026 itibarıyla geçerli olacak yeni asgari ücretin hem çalışanlar hem de işverenler için dikkatle ele alınması gereken bir dengeyi işaret ettiğini söyledi. Avdagiç, sürecin sadece ücret artışıyla sınırlı görülmemesi gerektiğini belirterek, istihdam piyasasının tamamını rahatlatacak mekanizmaların devreye alınmasının önemine vurgu yaptı.
Özellikle gelir vergisi dilimlerine dikkat çeken Avdagiç, son yıllarda yaşanan kayıpların telafi edilmesi gerektiğini dile getirdi. Vergi dilimlerinin güncellenmesiyle birlikte brüt ücret ile net gelir arasındaki makasın daralacağını, bunun da yıllık toplam net gelirde artış sağlayacağını ifade etti. Ayrıca primini düzenli ödeyen işverenlerin daha güçlü biçimde teşvik edilmesinin hem istihdamın korunması hem de çalışan refahı açısından kritik olduğuna işaret etti.
ASKON: “Sosyal denge gözetildi, maliyet baskısı dengelenmeli”
Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Orhan Aydın, 2026 asgari ücret artışını enflasyonla mücadele sürecinin bir parçası olarak değerlendirdi. Aydın, yüzde 27’lik artış oranının mevcut ekonomik şartlar içinde sosyal dengeyi önceleyen bir adım olduğunu belirtti.
Net asgari ücretin 28 bin 75 lira olarak belirlenmesiyle birlikte işverene sağlanan desteğin 1.270 liraya yükseltilmesini de olumlu bulan Aydın, bu yaklaşımın ekonomi yönetiminin sürdürülebilirlik hedeflerini yansıttığını söyledi. Ancak işveren üzerindeki maliyet baskısının tamamen ortadan kalkmadığını vurgulayan Aydın, kayıt dışılığın azaltılması ve istihdamın korunması için ek önlemlere ihtiyaç olduğunu dile getirdi. Enerji, finansman ve vergi başta olmak üzere üretim maliyetlerini düşürecek adımların eş zamanlı atılması gerektiğini de sözlerine ekledi.
Ankara Sanayi Odası: “Kalıcı refah için fiyat istikrarı şart”
Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Seyit Ardıç ise açıklamasında daha uzun vadeli bir perspektife dikkat çekti. Ardıç, asgari ücret artışının tek başına yeterli olmayacağını, asıl hedefin çalışanların alım gücünü kalıcı biçimde artırmak olması gerektiğini ifade etti.
Enflasyonla mücadele politikalarının kararlılıkla sürdürülmesi ve fiyat istikrarının sağlanmasının, ücret artışlarını anlamlı kılacağını belirten Ardıç, bu sayede refah artışının sürdürülebilir hale geleceğini söyledi. Yeni asgari ücretin tüm çalışanlar ve işverenler için hayırlı olmasını dileyen Ardıç, öngörülebilir ve dengeli bir ekonomik ortamın sanayi ve üretim açısından önemine işaret etti.