İpin ucu kimin elinde?

Abone Ol

Son yüzyılın en büyük keşfi ve icadı internet ve internetin kullanımıdır. Haberleşmeye ve bilgi birikimine yeni bir boyut getiren bu keşfe maalesef Müslümanlar olarak çok bîgâne kaldık. Şu anda o saha bütünüyle ecnebilerin elinde. Sosyal medya sitelerine bakın. Neredeyse tamamının ipinin ucu ya Amerika’da, ya da İngiltere’de… Çok azı Rusya’da ve diğer Batı ülkelerinde… Google, Facebook, Twitter, Instagram, Yahoo, WhatsApp, YouTube, Pinterest, Word Pres… Yaklaşık 500 farklı sosyal medya sitesi var. Bunlardan ellinin üzerinde site dünyada çok yaygın kullanılıyor. İçlerinde üye sayısı bir milyara yaklaşanlar bile var. 

İnsanlar, bilhassa bizim insanımız sosyal medya meczubu olmuş durumda. Akıllı telefonu elinden düşürmüyor. O telefona baka baka neredeyse aklını yitirecek. Millet bali, bonzai, tiner çekerek kafayı bulanlara nispet yaparcasına, akıllı telefona bakarak kafayı buluyor. Artık ev ziyaretleri, çay ve kahve muhabbetleri tarihe karıştı. Şimdi millet birbiriyle Facebook ya da WhatsApp kardeşi oldu. Bir muhabbet, bir muhabbet deymeyin gitsin. Sır, mahremiyet kalmadı. En mahrem bilgiler, görüntüler uluorta paylaşılıyor. Herkes nesi var nesi yoksa ortaya döküyor. Yüzlerce fotoğrafını Instagram’da paylaşıyor. İyi de aklını akıllı telefonun ve sosyal medya sitelerinin cebine koymuş pek muhterem arkadaşlar, bütün o sosyal medyayı elinde bulunduranlar babalarının hayrına mı sizlere o hizmeti sunuyorlar? Karşılıksız öz evladına bir lokma yiyeceği vermeyen Batı medeniyetinin baronları, dünyaya, bilhassa İslâm dünyasına, bilhassa bizim ülkemize bu hizmeti niçin bedava olarak sunuyorlar? 

Evet, herkes orada bilgi sunuyor, bilgi paylaşıyor. Ama unutulmasın ki, aynı anda bütün bu bilgiler, o sosyal medya hesabının sahiplerinin ana bilgisayarına da geçiyor. BigBrother anında sentez yapıyor. Hedef ülke hakkında eskiden yüz milyarlarca dolarla,  sahayı gezen ajanlarıyla ve bin bir zahmetle yıllar süren emekle elde edebileceği bilgileri bir çırpıda elde ediyor.  O bilgilere dayanarak yeni stratejiler geliştiriyor. Askerlerimiz El-Bab’da operasyon yapıyor. Facebook kankileri anında devreye giriyor. Tankların sevkıyatını ve diğer askerî bilgileri sosyal medya kankileri ile paylaşıyor. Mehmetçik, PKK’lı teröristlere operasyon yapıyor. Uçaklar, ya da helikopterler havalanır havalanmaz sosyal medyada paylaşılıyor. Daha neler, neler…

Hayli zamandır bu sosyal medya ve internet üzerine kafa yoruyorum. Gerçekte, bütün seslerin ve görüntülerin hava vasıtasıyla nakli gibi, bu hâdise de Cenab-ı Hakk’ın vahdaniyetine ve kudretine bir delildir. Bir hava zerresini düşünün: İçerisinde Hz. Âdem Aleyhisselam’ın yaratılışından bu yana, hatta kâinatın yaratılışından bu yana bütün görüntüleri ve sesleri saklıyor. Aynı anda dünyadaki bütün radyo, tv ve internet yayınları bütün hava zerresine geçiyor. Aynı hava zerreleri ağzımıza giriyor, oksijen almamızı sağlıyor. Nefes vermemizle karbondioksit’i dışarı veriyor. Arabaların ve bütün motorlu vasıtaların çalışmasına vesile oluyor. Aynı zamanda, elektriğin nakline de… Hava zerresini bu şekilde emirber bir memur olarak yaratan Cenab-ı Hakk’ın esmasını keşfeden, daha onun nice hizmetlerinden istifade edecektir. 

Bizim mühendislerimiz, bilgisayar ve elektronik sahasında uzmanlarımız bu konu üzerinde çalışmalıdır. Bu konu bir millî politika olarak ele alınmalı, araştırmalar için ciddi kaynak ayrılmalıdır. Bizim mutlaka bir millî internet ağımız ve sosyal medya hesaplarımız olmalıdır. Bunlar vücuda getirildikten sonra, birçok cep telefonu operatörlerinin ve Telekom’un hisselerinin satılması gibi, ecnebilere satılmamalıdır. İnsanlarımız çağın veya çağların bu en tesirli buluşunu kullanarak sağlıklı bilgilere ulaşabilmeli, kütüphaneleri ve kitapları ziyaret edebilmeli, birbirleriyle bilgi alışverişinde bulunabilmelidir. Evet, ecnebiler yine o hesaplara ulaşabilir. Ama şimdi olduğu gibi kolayca değil… Bunun için hayli terlemeleri gerek. Hem o sahada çağ atlanarak bu gibi siber saldırılara karşı da tedbir alınabilir. Biz bize konuşabiliriz, görüşebiliriz. Şimdi ise ipin ucu bütünüyle onların elinde.