İntihar ve intikam

Abone Ol

İnsanların bazen gözü döner.

Kendisine acı çektirenlerden intikam almak ister.

İntiharı seçer.

Kendisine en acıklı zararı, azabı verirse karşısındakilerden o kadar intikam alacağını bilir.

Taksim’den Tahrir çıkarmak isteyenler bu yolu seçti.

Kendilerine zarar verdi.

Çevreye azap çektirdi.

Oradan kimseler geçemedi.

Kaldırım taşlarını söktüler.

Ağaçlar kesilmesin diyorlardı, ağaçların kollarını kırdılar.

Polis gaz bombası attı.

Hatta kendilerine isabet etmesi için gönüllü bile oldular.

Kan revan içerisinde hastanelere yetiştirildiler.

Bir nevi intihara yeltendiler.

Böylece karşılarındakinden lezzetli bir intikam almayı düşündüler.

Eylemleri, sert, haşin, kendilerine ve çevrelerine zarar veren cinstendi.

Haksızlar mıydı

Değil.

Taksim’e AVM cinayet olurdu.

Eski Topçu Kışlasını diriltmek de artık geri dönüşümü olmayan ölü projeydi.

Taksim bizim küçük Tahririmiz.

Oy-un rengi belli.

Orada Cumhuriyet mitingleri yapıyorlar, yılbaşı geceleri kutluyorlar.

Ne yani adamlar gelip Ümraniye ya da Sultanbeyli’de mi  “yaşasın laiklik” diye slogan atacaklar.

Varoşlara adım atmamaya yeminli tuzu kurular, Taksim ile teselli buluyorlardı.

Son kaleyi kaybetme korkusu insanlara neler yaptırmaz ki.

Osmanlı’da da Pera meyhaneleri ağzına kadar dolu idi.

İsteyen gayri Müslim özgürce, Müslim ise biraz gizlice içkisini içerdi.

Önceki gün İznik’le ilgili bir haber vardı:“Bizans İmparatorluğu’nun Hıristiyanlığı kabul ettiği 1. ve şu an ki İncil’in kabul edildiği 7’nci konsilin toplandığı merkez olan İznik, şimdi yeni bir arkeolojik keşifle dünya gündemine oturmaya hazırlanıyor. İznik’te bulunan Koimesis Kilisesi ve halkın Böcek Ayazma’ olarak adlandırdığı vaftizhane kalıntıları gün yüzüne çıkmayı bekliyor. Prof. Dr. Mustafa Şahin, MS 6’ncı yüzyılda yaptırılan ancak günümüzde bakımsızlıktan çöplük haline gelen vaftizhane ve kilisenin ortaya çıkarılması halinde, Hıristiyanlar için önemli hac merkezlerinden biri olan martyrium’un (şehitlik) da ortaya çıkacağını belirtti. Şahin:

“İznik için çok üzülüyorum. Çünkü ilçe halkıyla konuştuğumuzda amaçları kültür varlıklarını ve kalıntılarını korumak yerine, oturduğum binaya daha kaç kat çıkabilirim’ diye düşünmek. Bırakın bu tarihi eserlere sahip çıkmayı, bu kalıntıları da çöplük haline getiriyorlar. Bunun İznik açısından büyük bir ayıp olduğunu düşünüyorum. Bu iki tarihi eser ortaya çıkarıldığı takdirde, Efes kentindeki Meryem Ana’dan daha önemli bir yer olması gerekiyor. Çünkü tarihi kaynaklara göre bu kalıntılar aynı zamanda Hıristiyanlık dininde önemli şehitliklerden biri. Bu şehitliklerden biri Kudüs’te diğeri İtalya’da. Hıristiyanların hacı olmaları için mutlaka uğramaları gereken bir merkez. Kazıp ortaya çıkardığımız zaman İznik’e yılda en az 10- 15 milyon turist gelecek.”

Turist gelmesi için de değil eski sanat eserlerini kendimiz için, ortak insanlık değerlerimiz için korumamız önemli.

Yoksa çok turist gelmiş, para akmış.

Ne olacak.

Daha fazla zenginlik, daha fazla kat çıkmanın sonu var mı

Sadece daha fazla insani değerlerden kayıp.

Mirasçısı olduğumuz medeniyetlerin tek taşına zarar veremeyiz gözümüz gibi korumak zorundayız zira canlı tarih ve sanat kitapları onlar, nasıl yırtıp atabiliriz.

Taksim Meydanı da bir mimari harika değil.

Hatta oldukça soğuk bir yer.

Ama bir zihniyetin temsil noktası.

Bırakın öylece kalsın.