‘İnsan daha önce onu yarattığımızı düşünmez mi?’

Abone Ol

Evet… KUR’AN VE İLİM ana kaynağımızdan beslenmeye devam ediyoruz…

Bugün de, geçen hafta, 956’ıncı hafta çalışmamızın 11-14’üncü sayfalarına bakalım:

Aslında bedenim hiçbir şey değildi, madde idim, toprak idim; şimdi insanım.

Topraktım, çünkü benin annem ve babam topraktan biten bitkileri yediler ve onlardan elde ettikleri ile ben var oldum. O halde ‘ben bir şey değildim’ dediğim zaman, bedenimden hiçbir şey değildim demiyorum. Dağınık halde idim, bunlar hiçbir ortak mana taşımıyordu.

Şimdi ise birleşerek yapı oluştu. Artık yeni bir şey oldu. O da yetmez.

Ben şimdi düşünüyorum, tezekkür ediyorum, bilinçli varlığım. Ben benim, bir başkasına benzemiyorum. O halde beni bu bağımsız varlık olarak var eden elbette beni bir daha var edebilir yani öldükten sonra diriltebilir.

İnsan düşünmelidir.

Bunun için ilimleri öğrenmeye çalışmalıdır. Allah insanları farklı yaratmıştır. Herkesin ayrı yetenekleri vardır.

Asıl olan dört yetenek mevcuttur.

-Sevme veya nefret etme yeteneği ileri gitmiştir. Duygusal yetenektir.

-Diğeri tartışma ve düşünme yeteneğidir.

-Üçüncü yetenek yapma yani teknik yetenektir.

-Dördüncü yetenek ise diğer insanlarla ilişki kurma yeteneğidir.

Az veya çok her insanda bu yetenekler vardır ve birbirinden faklıdırlar.

-İlim adamları düzenleme yeteneğine sahiptirler.

-İş adamları yarışma yeteneğine sahiptirler.

-Ahlak adamları sevme yeteneğine sahiptirler.

-Siyaset adamları güç yeteneğine sahiptirler, dostlarına güven düşmanlarına korku salarlar.

Bu yetenekleri ile her insan farklı yaratılmıştır. Yapılan işler de farklıdır. İnsan düşünmelidir. Kendisi düşünemiyorsa, düşünen biri ile düşünmelidir...

Sermaye, düşündürmemek için insana bir tuzak kurmuş ve sözde ilim adamına şunu dedirtmiş: Benim konum budur! Allah varmış veya yokmuş, ben bilemem; tekrar ya dirileceğim ya dirilmeyeceğim, onu da bilemem; ben ilim adamıyım, onlar benim yasak bölgem!

İşte, Kur’an bu yasak bölgeyi açıyor ve “insan isen düşüneceksin” diyor, “geçmişini ve geleceğini düşüneceksin” diyor.

Konu ile ilgili Meryem Suresi 67’inci ayetin mealine bakalım.

Öz Türkçe ile:

“Kişi hiçbir nesne değilken daha önce onu yarattığımızı düşünmez mi?”

Kur’an kelimeleri ile:

“İnsan hiçbir şey değilken onu daha önce halk ettiğimizi zikr etmez mi?”

Nasıl okula giden çocukların gayesi orada öğrendikten sonra iş hayatına atılıp iş yapma ise bu dünyanın gayesi de insanları eğitmedir, ahirette yaşayacak seviyeye ulaştırmaktır. Sınıfta kalanları da bütünlemeye almak, orada yani cehennemde yoğun eğitime tabi tutmaktır.

Bu dünyada Allah nasıl insanları eğitmekte ve ona göre iş vermekteyse, ahirette de eğitecek ve ona göre iş verecektir.

Toplulukta insanlar mekânda birbirlerinden ayrılmadıkları halde, sosyal grup oluşturma ve çekişmede her biri bir şiyadır. İyilikte organize olmak ne kadar iyi ise kötülükte organize olmak da o kadar kötüdür.

İslam’da particilik var mıdır tartışması 1960’larda yapılmıştır.

İslam particiliği iyilikte dayanışmadır ve vardır. Kötülükte birleşme veya kötülükte dayanışma İslamiyet’te yoktur. Biz iyilik yapmak isteyen her parti ile beraberiz. Kötülerden hicret edeceksin (uzaklaşacaksın) ve kendini savunacaksın. İçinde dağılmış iken kötülüğü önleme yoktur. Kötüler ancak yargı yoluyla cezalandırılabilirler. (Geçen haftadan bu kadar!)