Gündem

İmamoğlu davasında ilk karar: Tahliye beklentisi boşa çıktı

İstanbul 40. Ağır Ceza Mahkemesi, Türkiye'nin kilitlendiği İBB davasında iddianamenin kabulünün ardından ilk tutukluluk incelemesini tamamladı.

Abone Ol

Türkiye'nin siyasi gündemine bomba gibi düşen ve aylardır tartışılan İBB davasında gözler bir kez daha Çağlayan Adliyesi'ndeydi.

23 Mart'tan bu yana Silivri'de tutuklu bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu ile birlikte 105 ismin durumu için nefesler tutulmuştu. Mahkemeden çıkan karar, bekleyenleri üzdü; umutlar bir sonraki incelemeye kaldı.

Ekrem İmamoğlu dahil 105 sanık için mahkeme heyeti "tamam mı devam mı" sorusunu yanıtladı; kimse hakkında tahliye kararı verilmedi.

Tutukluluk Hallerine Devam

İstanbul 40. Ağır Ceza Mahkemesi, 3 bin 700 sayfayı aşan devasa iddianameyi kabul etmesinin üzerinden geçen 10 günün ardından dosyanın kapağını araladı. Yapılan ilk tensip zaptı ve değerlendirmede, İmamoğlu'nun da aralarında bulunduğu 105 tutuklu sanığın tutukluluk hallerinin devamına hükmedildi. Mahkeme heyeti, mevcut delil durumu ve isnat edilen suçların ağırlığını gerekçe göstererek dosyada tek bir tahliye kararına bile imza atmadı.

2 Bin 352 Yıla Varan Rekor Ceza İstemi

Davanın detayları ise dudak uçuklatan cinsten. "İmamoğlu Çıkar Amaçlı Suç Örgütü Soruşturması" etiketiyle yürütülen süreçte, savcılık İmamoğlu'nu doğrudan "örgüt kurucusu ve lideri" olarak tanımlıyor. İhaleye fesat karıştırmadan rüşvete, suç gelirlerinin aklanmasından kamu malına zarara kadar tam 142 ayrı eylemden sorumlu tutulan İBB Başkanı için istenen ceza dudak uçuklatıyor: 2 bin 352 yıla kadar hapis. Toplamda 402 şüphelinin yer aldığı dosyada tansiyon hiç düşmüyor.

Avukatlardan "Otomatik Onay" Çıkışı

Kararın hemen öncesinde, 4 Aralık 2025 tarihinde İmamoğlu'nun avukatları Fikret İlkiz, Hasan Fehmi Demir ve Tora Pekin mahkemeye bir dilekçe sundu. Savunma makamı, UYAP sisteminde dosyanın hala görülemediğine ve delillere erişilemediğine dikkat çekti.

Özellikle 3 bin 789 sayfalık iddianamenin 15 günlük yasal inceleme süresinde okunmasının fiilen imkansızlığına vurgu yapan avukatlar, dilekçelerinde manidar bir soru yöneltti:

"İddianame sistem tarafından otomatik olarak mı kabul edildi, yoksa karar sisteme yüklenmesi mi ihmal edildi?"

Savunma tarafı, fiziki dosyanın kendilerine teslim edilmesini talep ederek sürecin şeffaflığını sorguladı.

Siyasi arenayı kilitleyen bu davada şimdi tüm dikkatler, avukatların yapacağı itiraz başvurularına ve belirlenecek ilk duruşma takvimine çevrildi.