İlk Turdaki Gergin Hava Yeniden Oluşturuldu

Abone Ol

Sanki ülkemizdeki tüm olayların yürütücüsü terör örgütü imiş gibi bir hava estiriliyor ve iktidar kanadı terör örgütünü iç politikada ana malzeme haline getiriyor. Bu da ister istemez siyasi havayı geriyor, insanların birbirlerini dinlemelerini ve anlamalarını engelliyor. Dolayısı ile seçim kampanyaları topluma partilerin tekliflerini sunma ve anlatma zemini hazırlamıyor. Sadece ayrışmayı artırıyor. Mesele sadece ayrışmadan da ibaret kalmıyor. Siyasi partilerle terör örgütü arasında bir irtibat varmış havası oluşturuluyor. Bunun için ortada bir birliktelik olmasına da gerek yok. İktidar kanadı istediği siyasi partiyi terör örgütü ile birlikte olmakla suçlama hakkını kendinde görüyor. Söz gelimi iktidar kanadı HDP ile bir temas kurdu ise bunu ülke çıkarları için yapmış, bunun da ötesinde terörle mücadele adına yapmış oluyor, ama muhalefet kanadı böyle bir hareket sergileyecek olursa teröre destek vermekle suçlanıyor. Kısacası, iktidar kanadı her türlü hareketi, açıklamayı ve ilişkiyi hakkı olarak değerlendirirken, muhalefet partilerinin yoldan geçerken birbirlerine iki kelime bir şeyler söylemeleri hemen suçlama konusu haline geliyor.

Geçtiğimiz günlerde bu köşede ABD’li yetkililerin Suriye’de terör örgütü ile temas kurduklarına ve bunun görüntülerini medyaya servis ettiklerine dikkat çekmiştim. Aradan çok geçmeden bu defa medyada, “ABD Suriye’deki üslerinde PKK elebaşlarını koruyor” başlığı ile bir haber yer aldı. Ne var ki bu haberden iktidar kanadı hiç rahatsızlık duymamış olacak ki, hiçbir açıklama gelmedi. Sanki ABD terör örgütleri ile her türlü ilişkiyi kurabilir ama TBMM’de birlikte görev yapan siyasi parti temsilcilerinin yan yana gelmeleri bile teröre destek ya da işbirliği olarak yorumlanabiliyor. Yukarıda dikkat çektiğim haber ile aynı günlerde medyada, “ABD’den YPG’ye tank eğitimi” başlığı altında bir başka haber yer aldı ve haberde özetle şöyle deniyordu:

“ABD askerleri Suriye’nin Deyrizor kentinde PKK/YPG militanlarına tank kullanma eğitimi verdi. Eğitimler ABD güçlenirinin konuşlandığı Koniko gaz sahası yakınlarında gerçekleşti.”

Sanıyorum ABD’nin Suriye’deki terör örgütleri ile ilişkisinin boyutunu izah etmek için başka söze gerek kalmıyor. Kaldı ki ABD’nin terör örgütleri ile ilişkisi bunlardan da ibaret değil. Terör örgütlerinin kontrolünde olan bölgeleri teröristler adına ABD koruyor. Bunun ötesinde her türlü silah desteği de yapılıyor. Böyle iken Türkiye’nin ABD ile birlikte yürüyüşünde bir değişiklik olmuyor. Böyle olduğu halede ülkemizde iktidar kanadının sürekli olarak muhalefeti teröristlerle iş birliği yapmakla suçluyor olması, siyasi mücadeleyi çirkinleştirmenin ötesinde hedefinden de saptırıyor.

Kısacası, terör destekçisi ve uygulamaya koyduğu Büyük Ortadoğu Projesi ile ülkemizin parçalanmasını da hayata geçirmek için uğraşan ABD ile birliktelik, daha doğrusu birlikte yürüyüş devam ediyor. Sonuç olarak diyebiliriz ki, terör örgütü elemanlarının ayakkabı numaralarını bile bildiğimiz açıklanırken son bir ayda 40’ın üzerinde şehit verdik. Bu şehitlerden ABD’nin payana sorumluluk düşmez mi? Düştüğü halde niçin hâlâ terör örgütleri ile iş birliği halinde olan ABD’ye bu konuda iç muhalefete gösterilen tepkinin yanında ses çıkarılmıyor oluşu ister istemez Türkiye, ABD ile yürümeye devam ettiği sürece terörle mücadelemizin süreceği düşüncesini akla getiriyor. Bunun için terörle millet olarak birlikte mücadele verildiğini, bunun için toplumun ayrıştırılmaması gerektiğin ilgililerin akıllarından çıkarmaması gerekmez mi?