“İlim İlim Bilmektir, İlim Kendin Bilmektir…”-13

Abone Ol

ÂSIFÂT-NÂŞİRÂT ile devam ediyoruz…

YÖNETİM ise ortak çalışma sonunda elde edilen ürünleri bölüştürerek dengeyi sağlamaktadır. Hakları bölüştürmekte, hakkına razı olmayanlara karşı haklıyı korumak için kuvvet kullanmaktadır. Krediyi dağıtarak işlerin yapılmasını sağlayan ekonominin bu yaptığı işe “icra” denmektedir. İdarenin hakları hukuka göre bölüştürmesine ve bunu korumasına da “yargı” denmektedir. O halde yönetimin gayesi hukukun üstünlüğünü sağlamaktır. Demek ki toplulukta da dört birleştirici müessesesi vardır: Murakabe, Teşri, İcra ve Kaza. Türkçe olarak ifade edersek: Denetleme, Yasama, Yürütme ve Yargı olarak belirlenir.
***
HİZMETLER

Topluluk içinde çalışmada ve yaşamada birliğin sağlanarak ortak bir vücudun oluşması için değişik hizmet müesseseleri mevcuttur. Bunların başında “eğitim” gelmektedir. İnsanların bilgi, ahlâk, iş ve savunma eğitimlerine tâbi olmaları gerekmektedir. İlmi eğitime “tedris”, ahlâki eğitime “irşat”, mesleki eğitime “terbiye” ve askeri eğitime “talim” denmektedir. Bunlar hizmetlerin ana kutuplarını oluşturmaktadırlar. Bunlar sadece eğitmezler, aynı zamanda “ehliyet” de verirler. Bu ehliyet teminatlıdır. Bilgisizlikten doğan zararları ilmi, ihmalden doğan zararları dini, beceriksizlikten doğan zararları mesleki ve kasten iras edilen zararları ise siyasi dayanışma ortaklıları tazmin eder. Fikri hakları ilmi, vicdani hakları dini, mesleki hakları mesleki ve siyasi hakları siyasi dayanışma ortaklıkları korur. Bunların genel yönetimde temsilcileridir. Yasamayı ilmi, denetlemeyi dini, yürütmeyi mesleki ve yönetmeyi de siyasi dayanışma ortaklıkları kullanırlar. Bu görevlerin yapılması için her birerlerinin diğerleri ile ilişki kuracak bağları vardır. Dini kuruluşlar uyarı kuruluşları ile topluluğun arzularını dile getirirler. Yanlış yapana sadece hatırlatırlar. Gerektiğinde bu hususta şahitlik yaparlar. Katiyen zorlama yapmazlar. Bunlara “Tebliğ Müessesesi” denmektedir. Bunun yanında ilmi müesseselerin ise “Araştırma Merkezleri” vardır. Bilgiler buralarda toplanır ve burada değerlendirilir. Mesleki kuruluşların emrinde Bütçe vardır, Hazine vardır, Ambar stokları vardır. Siyasi kuruluşların emrinde ise “Kasa” vardır, “Banka” vardır. “Devlet” demek “asker” demek, “devlet” demek “para” demektir.
Hizmetlerde de dört bağ müessesesi vardır:
Tebliğ, Araştırma, Ambar ve Kasa bütçeleri.
***
EKONOMİ

Ekonominin Nâşirât çifti “Pazar” ve “Banka” idi.
Âsıfât çifti ise “Çarşı” ve “Şantiye” idi.

Çarşıda mal üretilir. Pazarda mal satılır. Bankada değerler kullandırılır. Şantiyede inşaat yapılır. İnsanın ihtiyacı, eşyanın faydası vardır. Bunlarda pazarı “fiyat” düzenler. Her malın fiyatı vardır. Mal azaldığında fiyat yükselir, mal çoğaldığında fiyat düşer, böylece denge korunur. Fiyat müessesesinin para ile ilgisi olduğu için banka ile yakınlığı vardır. Buna karşılık banka tarafının ise kamu payı yani “vergi” ile ilişkisi vardır. Yani banka parayı tedavüle sokar ve ekonomik hareketi sağlar. Ona mukabil sermayeden pay alır veya sermayeden yıllık faiz alır. Faiz kamunun hakkıdır. Çünkü paradan alınmaktadır. Para da devletindir. Ne var ki bunun miktarı kırkta birden fazla olamaz. Kişiler de birbirlerine faizle kredi verirlerse topluluk bunu korumaz. Demek ki bankanın çalışabilmesi için kredi verilmelidir. Para geçerli olmalıdır. Bu da ancak askeri güçle korunmuş hukuk düzeninde olabilir. Bunu sağlayan kuruluş da “devlet”tir. Buna dayanarak vergisini almaktadır. Vergi olmazsa devlet olmaz, devlet olmazsa ekonomik faaliyet olmaz. Çarşıda ise üretim yapılmakta ve elde edilen hâsıla ile insanlar yaşamaktadır. Yaşamanın sağlanması için “ücret”e ihtiyaç vardır. Buna karşılık yapılar “kira”ya verilmektedir. Demek ki ekonomide de dört iç bağ vardırt: Fiyat, Vergi, Ücret ve Kira. (Devamı var; HAYAT ile devam edeceğiz.)