İkinci başkan yardımcısı ya da James Jeffrey modeli

Abone Ol

James Jeffrey. ABD’nin 2008-2010 arası Ankara Büyükelçisi. Wikileaks belgelerinde, “Erdoğan’ın Türkiye’yi her geçen gün Batı’dan uzaklaştırdığını” ve daha başka şeyler yazan Jeffrey. Tam bir ay önce ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi atandı. Bizimkilerle Suriye’yi müzakere edecek isim yani!

İşte bugünlerde Ankara’nın bazı mahfillerinde Başkanlığa James Jeffrey modeli konuşuluyor.

Malumunuz Türkiye hukuken ve resmen başkanlık sistemine geçerken, en az 2, hatta 3 cumhurbaşkanı yardımcısı olur diye bekleniyordu. Bahçeli olacak deniyordu. Hiçbiri olmadı.

AFAD eski Başkanı, Başbakanlık Müsteşarı Fuat Oktay Cumhurbaşkanı yardımcısı atandı. Siyaseti değil, bürokrasiyi temsil ediyor. Yeni sistemin bürokrasisi oluşturulurken belki uygun bir isim. Ne ki Cumhurbaşkanı, siyaseten yardımcısız.

Kulislerde, göre Cumhurbaşkanı’nın istifade edebileceği, kendisine tabi, şahsiyetli, kendisi siyaseti ve dilini iyi bilen, konuştuğunda sözünü dinletebilecek bir yardımcı konuşuluyor. Düşük profilli olmayan, dış politika ve iç politikayı bilen, partinin suyunu içmiş, kavgacı olmayan, kavgaların ardını toplayabilecek bir yardımcı.

Yok eğer bütün yetkileri elinizde toplayıp, Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün en önemli işlerini tek başınıza yapmaya çalışırsanız yıpranırsınız. İyi giden işler size mal edilir. Ama kötü giden işler de en sonunda size fatura edilir. Böyle bir modelin imajı düzelteceğine inanılıyor.

Hatta sadece yardımcı değil, belli mesele ve coğrafyalar için Türkiye özel temsilcileri gibi… Aklınıza Abdullah Gül, Bülent Arınç, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan, Hüseyin Çelik gibi isimler geliyorsa, baştan söyleyeyim. Bilmiyorum.

Sizce başkent kulislerinin bu beklentisi hayata geçer mi?

İLKÖĞRETİM KAÇ YIL OLSUN?

Dün okullar açıldı. Takdir-i İlahi, çocuğu ülkenin en iyi öğretmenlerinden birinde okuyan bir veli olarak, eğitimde ilk gün heyecanını gözlemlemeye çalıştım. Öncelikle öğretmenler, yeni Bakan Selçuk’tan ümitliler. Teklifleri de var. Nasıl ki 66 ay, yani 5.5 yaş ilkokula başlamak için erkense, 4+4 de, yani ilkokulun dört yılda bitmesi o kadar erken. Yani ilköğretim 5 yıl olsun. Din Kültürü, Yabancı Dil branş derslerine Matematik, Fen öğretmenleri de ilave girebilir. Ancak en az 10 saat bir sınıf öğretmeninin gözetiminde çocuklar ortaokula hazırlansın. Bence bu çok önemli ve MEB, bu teklifi dikkate almalı. Finlandiya’da ilköğretim 6 yıl. Ve ilk üç yıl da imtihan yok. Umarız yeni nesillerimiz, değerli, yeterli ve güvenli bir kişilikle yetiştiririz.

EVRİMİN SONU FLASH BELLEK Mİ?

Luccy filmini izlemişsinizdir. Hani bizim evrimcilerin, “Şempanzeden ilk evrilen sarışın kadına verdikleri isim!” Saçlarını boyamışlar mı, doğal mı bilmiyorum!

Film, beyin kapasitesinin yüzde yüzünün kullanılması durumunda neler olacağını, tam bir Maymun, evrim saplantısı üzerinden anlatıyor. Evrimciler kızacak ama...

Bütün o Hollywood teknikleri ile anlattıkları evrimin sonunda Luccy ne mi oluyor!

Küçücük bir flash bellek!

NE GÜZEL PROBLEMLERİMİZ VARDI BİZİM!

Bu ülkede 80, hatta 90 öncesi doğan nesiller, özellikle yetişme çağlarında büyük problemler ve sıkıntılar yaşadılar. Yokluk, imkânsızlık, yaşamda teknik yetersizlik, güvenlik… En azından uzak okullarına yürüyerek gidip geldiler.

Özellikle 80, hatta 90 sonrası yani Özal’lı yıllarla gelen nesiller ise bu sıkıntıları yaşamadı. Variyet, teknoloji, tüketim arttı. Geçmişte büyük sıkıntı yaşayan biz veliler, “Çocuklarımız bizim yaşadığımız hiçbir sıkıntı yaşamasın!” diye adeta seferber olduk. Barınma, güvenlik, beslenme… Şimdi yavrularımız için yeni ve daha büyük bir problem çıktı ortaya: “Hiçbir problem, sıkıntı yaşamadan büyümek! Adeta sosyal obezite! Böylece psikolojik bağışıklıklarını çökerttik çocuklarımızın!” Bakan Selçuk da diyor ki; “Bırakın çocuklarınız problem yaşasın ve çözsün. Veliler kendi öz geçmişlerinden, çocuklarına bir öz gelecek oluşturmaya kalkmasınlar!”

SAVUNMADA NE YAMAN TESADÜF!

TUSAŞ tarafından tasarlanan, yerli ve milli imkânlarla geliştirilen ilk özgün helikopterimiz T625’in havalandığı gün, yani 6 Eylül’de Halil Ünver’in helikopterinin denize çakılması ne yaman tesadüf! Pilot sorguda! Kanada üretimi ABD imalatı motor kullanan Bell 430 tipi helikopterin motoru durmuş gibi denize çakılması, helikoptere siber müdahale, sabotaj düzenlenmiş olma ihtimalini akla getiriyor.

Acaba, “Müttefikimiz ABD ve İsrail” T 625’i uçurursanız savunma sanayi ürünlerinden sorumlu Halil Ünver ve bu alandaki isimlerinizin helikopterini düşürürüz mü diyorlar?