Mısır daki askeri darbe sonrası siyasi faaliyetlerini
ülke dışında gerçekleştirmeye çalışan Müslüman Kardeşler (İhvan-ı Müslimin)
Teşkilatı nın lider kadrosunu hedef alan yeni bir operasyon dalgası eş zamanlı
olarak gündeme gelmiş vaziyette.
Bu kapsamda Suudi Arabistan Din Kurulu Başkanı Elşeyh in;
IŞİD, Nusra ve diğerleri Müslüman Kardeşler den türediler açıklamasıyla
birlikte, ılımlı bir karaktere sahip olan İhvan ın IŞİD ile eşdeğer tutulması
ve hatta onun kaynağı olarak ilan edilmesi, İngiltere ve Katar ın da İhvan a
yönelik tutumunu değiştirmeye başlaması ve Mısır daki yönetimin, başta Bedii
olmak üzere, İhvan liderlerinin bir kısmını ömür boyu hapis cezasına
çarptırması akıllara derin, eş zamanlı ve çok boyutlu bir operasyonu gündeme
getirmiş vaziyette.
Operasyonda dikkatlerden kaçmayan bir diğer husus ise,
yaklaşık bir ay kadar önce önemli müttefiklerinden biri olarak kabul edilen ve
darbe karşıtı Darbeyi Red Meşruiyeti Destek olarak adlandırılan koalisyonda
yer alan Vasat Partisi nin İhvan la yollarını ayırma kararı alması. Bu ayrılık
kararı, hiç kuşkusuz Mısır içerisindeki hassas dengede oldukça önemli bir yere
sahip.
Operasyon sadece İhvan ile sınırlı değil. İhvan, İslam
dünyasındaki Sünni karakterli tüm gruplara, cemaatlere yönelik operasyonun
önemli bir sacayağı. Diğer bir ayak ise Cemaati İslami. Nitekim, bu yazının
kaleme alındığı sabah saatlerinde bir haber de Bangladeş ten geldi. Bangladeş
Cemaat-i İslami liderlerinden Dilaver Hüseyin Seyidi de ömür boyu hapis
cezasına çarptırıldı.
Yeni İslami Yapılandırma ya karşı çıkan, ikna edilemeyen
tüm İslami gruplar ya kendi içerisinde derin bir dönüşüme zorlanıyorlar ya da
birer birer tasfiye edilmeye çalışıyorlar.
***
İhvan, bu son durumu Mısır dan yaptığı açıklamayla İslam
topraklarına yapılacak yeni bir müdahalenin ve bu kapsamda Ortadoğu yu yeniden
bölme girişiminin bir sonucu olarak değerlendiriyor. Fakat Cemaati İslami
boyutu bunun sadece Ortadoğu ile sınırlı kalmadığını, tüm İslam dünyasını hedef
aldığını gösteriyor.
Burada dikkat çekici bir diğer husus ise, radikal
örgütlerle-yapılarla mücadele ettiğini açıklayan ve bu kapsamda işgal
koalisyonları oluşturmaya çalışan Batı nın çelişkili tavrı. Batı bir taraftan
bu tür radikal terör örgütlerine savaş açarken, diğer taraftan da bunların
önünü açmaya yönelik hamleler gerçekleştiriyor.
Batı nın son hamlelerden biri de şu ana kadar İhvan a
Türkiye ile birlikte destek sağlayan bir kaç ülkeden biri olan Katar boyutunda
kendisini gösteriyor. Nitekim Katar 13 Eylül de bu ülkede faaliyetler gösteren
İhvan liderlerinden bazılarının ülkeyi terk etmesini istedi.
Bu isteğin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ın hemen
ziyareti öncesinde gerçekleşmiş olması da açıkçası dikkatlerden kaçmadı.
Türkiye-İhvan-Katar Dengesi açısından önemli bir takım sonuçlara yol açması
beklenen bu gelişme, açıkçası bundan sonraki süreçte İhvan ın faaliyetlerinin
hiç de kolay olmayacağının önemli bir göstergesi olarak kabul ediliyor.
***
Bu kapsamda İhvan ın Türkiye faaliyetleri daha bir
ağırlık kazanacak gibi. Nitekim Katar dan çıkması istenilen isimler Türkiye ye
gelmeye başladı. Bunlardan, İhvan ın siyasi kanadı Hürriyet ve Adalet Partisi
(HAP) Yönetim Kurulu Üyesi ve Dış İlişkiler Sorumlusu Amr Derac Türkiye ye
geldi. Derac, Katar ın, bir hafta içerisinde ülkeyi terk etmesini istediği yedi
kişiden biri.
Diğerleri ise, İhvan Genel Sekreteri Mahmud Hüseyin,
İhvan ın siyasi kanadı Hürriyet ve Adalet Partisi (HAP) Yönetim Kurulu Üyesi
Hamza Zoba, HAP Yüksek Konsey Üyesi Eşref Bedreddin, İhvan liderlerinden ve
eski Vakıflar Bakanlığı Vekili Cemal Abdussettar, İhvan üyesi vaizler İsam
Telime ve Vecdi Guneym.
Bu isimler içerisinde yer alan Vecdi Guneym de ülkeden
ayrılmış durumda, ama nereye gittiği bilinmiyor. Cemal Abdülsettar ın ise
önümüzdeki günlerde Katar dan ayrılıp İstanbul a gelmesi bekleniyor. Diğer dört
kişi için ise nereye gidecekleriyle ilgili olarak şu ana kadar basına düşen net
bir bilgi yok.
Diğer taraftan, Mısır İçişleri Bakanlığı, İhvan
liderlerinin Katar dan İngiltere nin başkenti Londra ya gittiklerini açıklasa
da, Abdülsettar Mısır İçişleri Bakanlığı nı yalanlayarak yedi İhvan
yöneticisinden sadece ikisinin Katar dan ayrıldığını açıkladı.
Ayrıca, mevcut şartlar altında İngiltere nin bu kişilere
evet demesi de pek olası görünmüyor. Çünkü İhvan a yönelik operasyoncular
listesine bu ülke de dâhil olmuş durumda. İngiltere, her ne kadar ülkesinde
İhvan ın faaliyetlerini yasaklamasa da, ciddi kısıtlamalar getireceğini
açıklamış durumda.
Dolayısıyla, geriye kalan dört kişi muhtemelen ya
Türkiye ye gelecek ya da Malezya ya gidecekler. Cemal Abdülsettar ın son
açıklaması, bu isimlerin de Türkiye ye geleceğiyle ilgili önemli ipuçları
veriyor. Abdülsettar, Mısır a karşı mücadele için İstanbul a geleceklerini
söyledi.
Sonuç olarak, Türkiye ve İhvan açısından yeni bir dönem
söz konusu ve Yeni Ortadoğu da ortaklıklar-dengeler açısından İhvan
belirleyici unsurlardan biri olarak ön plana çıkıyor. Türkiye nin de, İhvan ın
da işi çok zor görünüyor...