Geçen yazımda, Cumhurbaşkanı adayları Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan ile Ekmeleddin İhsanoğlu arasındaki yaklaşık 25 farkı yazmıştım.
Yazdıklarımı Amerika dan takip eden, Türkiye deki siyasi
gelişmelere de ilgi duyan, Köşk seçimlerini günü gününe takip eden bir dostum
aradı;
- Gördün mü Ekmeleddin bey senin yazından sonra ne kadar
da değişti!
- Nasıl yani dedim.
Başladı saymaya
Sen, İkisi de
uzun boylu ve takım elbise giyinmeyi seviyor; ancak Tayyip Erdoğan daha ziyade
ekose tercih ederken, Ekmeleddin bey düz
takımı tercih ediyor. diye yazmıştın, Ekmeleddin bey de son birkaç gündür
ekose giymeye başladı.
Sen, Ekmeleddin
bey konuşması, gülümsemesi, giyimi, hal ve hareketleri, mimikleri, esprileri
-daha net olarak göremedik ama- ile daha ziyade bir Ahmet Necdet Sezer ya da
Fahri Korutürk ü andırırken, Tayyip Erdoğan yılların politikacısı olarak Turgut
Özal ve Süleyman Demirel i hatırlatıyor. diye yazmıştın, adam senin yazından
sonra gülümsemesini, mimiklerini bile değiştirdi.
Sen, Tayyip
Erdoğan seçilmesi durumunda Köşk kadrosunu her zaman olduğu gibi yine kendisi
kuracak. Oysa, Ekmeleddin İhsanoğlu cephesinde bu noktada işler biraz karışık.
İhsanoğlu nu CHP ve MHP öne çıkardığı için Köşk kadroları belirlenirken aslan
payı yine bu iki partiye gidecek. DSP başta olmak üzere TBMM dışından
İhsanoğlu na destek veren partiler de bu arada, biz de buradayız! diyecek.
diye yazmıştın. Sanki bu yazıdan sonra Ekmeleddin beyin yakın çevresinde
CHP liler daha bir kalabalıklaşmaya başladı. MHP liler tecrit ediliyor, sanki.
Bilmem sen de farkında mısın
En çok da şu şık
dikkatimi çekti benim; sen şöyle yazdın; Tayyip Erdoğan ın Köşk yolundaki temaslarında basın danışmanı çok fazla
öne çıkmazken, Ekmeleddin İhsanoğlu nun görüşmelerinde eski gazeteci-yazar-TV
programcısı Mete Belovacıklı nın fazlaca önde olduğu dikkatlerden kaçmıyor. Mete bey, adeta hem koruma,
hem özel kalem müdürü hem de basın danışmanı gibi bir görüntü veriyor. Bu
durum, İhsanoğlu nun bütçesi kısıtlı! kulislerini de beraberinde getiriyor.
Ekmeledddin bey sanki seni duymuş gibi, son 4-5 gündür Mete beyi fazlaca
yakınında bulundurmuyor. Dikkatini çekti mi bilmiyorum ama son basın
toplantısında Mete Belovacıklı da salondaydı ama biraz daha arka plandaydı
Bak bak, gördün
mü Sen ne yazmıştın; Tayyip Erdoğan ın görüşmelerinde eşi Emine Erdoğan
çoğunlukla hazır bulunurken, -ben mi yanılıyorum acaba - Ekmeleddin İhsanoğlu nun temaslarında eşi
neredeyse hiç gözükmedi. Bunun da iki aday arasında ciddi bir farklılık
olduğunu düşünüyorum. Peki, ne oldu Ekmeleddin bey de son birkaç gündür tüm
temas ve ziyaretlerine eşini de götürüyor. Kadıncağız istiyor mu istemiyor mu
bilemiyorum ama first lady adaylığı sanki onu da heyecanlandırmış!..
Sen, Tayyip Erdoğan konuşmalarında uzun, ağdalı,
dolaylı ve devrik cümleler kullanırken, Ekmeleddin İhsanoğlu biraz da
akademisyenliğin verdiği ruh haliyle-daha çok makalemsi, bilimsel tarzda
konuşmalar gerçekleştiriyor. diye yazmıştın. Dikkatini çekti mi, Ekmeleddin
bey de halk diline döndü. Lavaştan filan söz etmeye başladı.
Bak bak, şuna bak
Allahaşkına! Ne yazdın sen, Tayyip beyin Köşk seçimlerine yönelik bir amblemi
var, oysa İhsanoğlu nun böyle bir sembolünü, simgesini bugüne kadar görmedik.
Peki, ne oldu Sakın şımarma ama senin yazından sonra alelacele bir sembol
oluşturmuş, Ekmeleddin beyin ekibi. Ben beğenmedim ama ne olursa olsun, sembol
semboldür
***
Dostum daha saymaya devam edecekti ki, Yetmez mi
dedim, gayriihtiyari.
- Yeter ama bu saydıklarım Ekmeleddin beyin Milli
Gazete yi ne kadar yakından takip ettiğini göstermesi açısından önemli değil
mi diyerek bağladı sözlerini, dostum.
Ne yalan söyleyim; Milli Gazete nin, Ekmeleddin bey
cenahında da sıkı takip edildiğini görmek hoşuma gitti!
TAYYİP ERDOĞAN, DEMİRELLEŞECEK Mİ
Yıl; 2002.
AK Parti nin iktidara gelmesiyle sistemin ayaklarını
oluşturan 2 unsur daha bir duyarlı hale gelmişti.
Askerleri bir kenarda tutarsak; bunlardan birisi
Yargıtay, bir diğer önemli makam ise Köşk tü.
Meclis te tek muhalif partinin olması (CHP) ve AKP nin
üstün koltuk sayısı bu dönemde Köşk ün dengeleyici niteliğini daha bir ön plana
çıkarıyordu.
Cumhurbaşkanı A. Necdet Sezer in hukuku siyasallaştırma
uyarısı ve CHP lideri Deniz Baykal ın kişiye özel anayasa değişikliğine olumlu
yaklaşmadıkları açıklamasının ardından AK Parti lideri Recep Tayyip Erdoğan ın
Milletin verdiği yetkiyi kimseyle paylaşmayız vurgusu Başkent Ankara da yeni
bir kıvılcımın ipuçlarını veriyordu, adeta.
Hatırlayanınız vardır; o dönem Çankaya-iktidar atışmaları
yeniden gündeme mi geliyor sorusu çok soruldu.
Esasen, bu tartışma yeni de değildi.
Yakın bir geçmişte Türkiye nin sekizinci cumhurbaşkanı
merhum Turgut Özal Köşk e çıktığında, Özal la dönemin başbakanı Süleyman
Demirel arasında sıkı bir yetki tartışması yaşanmıştı.
Demirel den önce o koltukta oturan Yıldırım Akbulut
zamanında da Körfez Savaşı ve Türkiye Kömür İşletmelerine (TKİ) bağlı işçilere
zam sebebiyle yine Çankaya-Başbakanlık arasındaki iplerin gerildiği ve yetki
tartışmasının gündeme geldiğini biliyoruz.
Demirel in cumhurbaşkanlığında ise Refahyol hükümetinin
hazırladığı birçok kararnamenin uzun süre masada beklemesinden dolayı iplerin
gerildiği hâlâ belleklerde.
***
Tüm bunları neden hatırlattım;
Elbette halk karar verecek, sonucu şimdiden kestirmek de
kolay değil; ama şimdiden şu sorunun siyasi kulislerde dalgalandığını
fısıldayayım kulaklarınıza:
- Recep Tayyip Erdoğan yeterli oyu alır da şayet Çankaya
Köşkü ne çıkarsa, Demirelleşecek mi, Demirelleşmeyecek mi Başbakanlıktan gelen
Kararnameleri bekletecek mi, bekletmeyecek mi
Gerçi, Erdoğan Köşk e çıksa bile Başbakan yine kurucusu
olduğu partiden, AKP den çıkacak ama
Bu işler belli mi olur, hiç
NOT: Bugün 14
Temmuz 2014, Pazartesi 1) Emekliler yılda 15 20 TL zamla, hâlâ sürünmeye devam
ediyor. 2) An itibariyle asgari ücretli nasıl geçineceğim diye feryat
ediyor. 3) Bu parlamento ve mevcut AKP iktidarı, 2011 den bu yana verdiği yeni
ve sivil anayasa sözünü yerine getiremedi. 4) 28 Şubat darbesi döneminde
kapatılan, yoksul-zeki Anadolu çocuklarının barındığı Başbakanlığa bağlı Vakıf
Öğrenci Yurtları hâlen kilitli. Otur, sıfır!