İbadette devamlılık esastır

Abone Ol

Toprak kazarken denizdeki inci gibi, dağlardaki zümrüt gibi, iplik kadar ince otların köklerini görürsünüz.

Elinize alsanız, çocuğun kulak memesinden yumuşak olan bu kök, en katı asfaltları deler, çıkar ve havayla buluşarak size yeşil yeşil gülümser.

Bu kadar zayıf gibi görülmesine rağmen kendini karabasan gibi her tarafı hem kaplayıp hem kararttığına inanan asfaltı bile deliveriyor.

Bu başarısını, devamlılığına borçludur.

Bizi Kur’an’ıyla eğiten Rabbimiz, söylediklerinin yaşanan şeklini tabiatta göstererek de eğitmeye devam ediyor.

“Sabit olan nabit olur” demiş atalarımız.

Sevgili Peygamberimiz de:

“Allah’ın en sevdiği amel, az da olsa devamlı olanıdır” buyurmuş. (Buhari, Sahih, K. Rikak, bab’ül-Kasdi ve’l-müdaveme)

Uzun yol yolcuları yavaş ve devamlı giderlerse hedeflerine varırlarmış.

Ben önce varacağım diye atını fazla koşturan hırçın yapılı insanlar yolda atlarını çatlattıkları için en son ve yaya olarak varırlarmış.

İşi bilenler, dinlenme yerlerini, yol geçitlerini, at bakımlarını bildikleri için vaktinde varırlarmış.

Sevgili Peygamberimiz de:

“Bu din, çok sağlamdır. Onunla yumuşak bir şekilde ilgilen. Nefsini Allah’a ibadetten nefret ettirme. Atını fazla koşturan yol alamaz, hayvanının da sırtında sağlam yer kalmaz” buyurmuş. (Beyhaki, Sünen-i Kübra, Babü’l-kasdi fil ibadeti)

Hadisin bir bölümü, Ahmed bin Hanbel’in Müsned’inde Enes bin Malik’ten rivayet edilmiş.

Beyhaki de aynı hadisin bir altında Amr bin As’tan rivayet edilen hadiste,

“Hiç ölmeyecekmiş gibi iş yap, yarın ölecekmiş gibi Allah’tan kork ve haramlardan sakın” ilavesi vardır.

Abdullah bin Mübarek, Zühd’ünde,

“İhtiyarlık hariç, hiç ölmeyecekmiş gibi çalış, yarın ölecekmiş gibi korkup kendini koruyan gibi kendini koru.”

Rabbimiz,

“Allah, kolaylığı ister, zorluğu istemez” buyurmuş. (Bakara Süresi ayet 185)

Onun içindir ki tarikat şeyhleri, müritlerinin durumuna göre zikrini azaltırlar veya artırırlar.

Hıristiyan papazları, Allah’ın emretmediği, İsa aleyhisselamın yapmadığı ibadetler icat etmişler ama zamanla onu da yerine getirememişler.

Rabbimiz bunu şöyle haber verir:

27- Sonra onların izleri üzerinde, art arda pey­gamberlerimizi gönder­dik. Arkalarından Meryem oğlu İsa'yı gönderdik. Ona İncil'i verdik. Ona uyanla­rın (Nasara’nın) kalplerine şefkat ve merha­met koyduk. Uy­dur­dukları ruhbanlığa ge­lince, biz onu onlara yazma­dık. Allah'ın rızasını ara­mak için yaptılar. Fakat buna da hakkıyla riâyet ede­mediler. Onlardan iman edenlerin mükâfatını verdik. Onların birçoğu ise fasıktır.” (Hadid Süresi ayet 57/27)

Katolik kilisesi papazları evlenmemeyi ibadet kabul etti ama geçen yıllarda papa, papazların çocuk tacizleri nedeniyle bütün Hıristiyanlardan özür dilemişti. Ve basından öğrendiğimize göre Vatikan’ın servetinin büyük bölümü çocuk tacizi tazminatlarına gitmiş.

Buhari’nin rivayetine göre:

Üç kişi Sevgili Peygamberimiz’in evine gelir ve Efendimiz’in ibadetini sorar.

Öğrendiklerinde az bulurlar ve biri, “Ben, hiç ara vermeden bir ömür boyu oruç tutarım.

Öbürü, “Ben, geceleri hiç uyumam ve ibadet ederim.”

Üçüncüsü, “Ben kadınlardan uzak dururum” der. Bunu duyan Sevgili Peygamberimiz, “Sizin içinizde ben, Allah’tan en fazla korkanınızım. Ben hem yer hem oruç tutarım, hem uyur hem ibadet ederim ve kadınlarla evlenirim. İşte benim sünnetim bu. Kim bundan yüz çevirirse benden değildir” buyurmuş (Buhari, Sahih, K. Nikah, bab 1)

Ancak yemesi, içmesi ve evlenmesi olmayan melekler, ara vermeden ibadet ederler.

“Ara vermeden gece gündüz tesbih ederler.” (Enbiya Süresi ayet 20)

Müslüman’ın niyeti iyi, ameli Kur’an ve sünnete uygun olursa adım atması bile ibadet sayılır.

Elli yıldır tanıdığım insanlar arasından en sevdiklerim, İslami hizmetlerde devamlı olanlardır.

Suyu görünce atlayıp giden kurbağa gibi, makamı, serveti ve şöhreti görünce her türlü hizmeti bırakıp gidenlerin de aslına dönmesi temennimdir.

Osman Öztürk merhumu, yıllardır öğretmenlerle düzenli olarak yaptığı derslerine devamından dolayı sevmişimdir.

Allah rahmet eylesin.