Huzursuz bakan Sendromu

Abone Ol

Yarı resmi kartel gazetesinden öğrendik durumu: Başbakan Tayyip Erdoğanın bakanlar kurulunda huzursuzluklar varmış. Lakin bu huzursuzluk, bizzat ve şahsen başbakan Erdoğanın talimatıyla giderilmiş. Müjde! Ya da Ecevitvari bir günaydın Türkiye..

Ne imiş bu huzursuzluklar Terör nerede, ne zaman, kaç canımızı alacak, endişesi mi Hayır! Kıbrısın biraz daha elimizden çıkması sorunu mu Hayır! Açık yaşamanın karşılığı, dokuma ve tekstil sanayinin iflas etmesi mi Hayır! Cari açıkın cariye açıklığa yönelmesi mi Hayır! Kartel kalemşörlerinin "Müslüm Gündüz"lü haber sıkıntısı çekmesi mi Hayır!

Peki, öyleyse nedir bu huzursuzluk denilen şey Adamlar seçilmişler milletvekili olmuşlar. Bizzat Erdoğan tarafından da seçilerek bakan olmuşlar. Daha ne isterler, başbakana dokunmak ibadetini daha yerine getirememiş onca milletvekili sırada iken

Açıklıyoruz efendim. Lütfen sakin olalım. Huzursuzluk bir: Bakanlar kurulundaki oturma düzeni..

Sen benim kim olduğumu biliyor musun Ben oturma düzeninde başbakana senden daha yakın oturan bakanım. Benim bakanlığım, senin bakanlığından önemlidir. Herkes bakan olabilir ama, herkes önemli bakan olamaz. Mesela senin gibi..

Her bakanlar kurulu toplantısındaki böyle konuşmalardan iyice bunalan başbakan Erdoğan, huzursuzluk ikileştiğinde bu işi çözeceğim demiş. Kime mi demiş Hemen yanında oturan yardımcısı Bülent Beye demiş. Yardımcısı Bülent Bey, tam da ben başbakan olsaydım bu sorunu çözerdim, diye düşünürken...

Derken efendim, Başbakan Erdoğanın dileği gerçek olmuş, ikinci huzursuzluk da çıkmış. Ya da ancak haber almış başbakan Erdoğan.

Huzursuzluk iki: Makam arabalarındaki kırmızı plakaların numaralarının irili ufaklı, pardon büyüklü küçüklü rakamlar olması..

Ne demektir bu İzah ediyoruz, susun lütfen.

Hey, sen 25 numara! Neden benim önüme geçtin Benim numaramın 13 olduğunu görmedin mi Numarana göre sürat yap. Geç arkaya. Debbağhaneye bir şey mi yetiştireceksin Sana bir numara çekerim, numaranı bir daha hiç unutmazsın.

İşte çözülen huzursuzluklar bunlar. Yarıresmi kartel gazetesinin yazdığına göre sayın başbakanımızın talimatıyla çözülmüşlerdir.

Helal olsun, dediğiniz çözümü de öğreniverin artık. Kaynak yine yarıresmi kartel gazetesi: Alfabetik sıralama ve karşılılık oturmaya göre..

Adalet Bakanlığı en önde, ulaştırma bakanlığı en sonda. Takılmaları cevaplıyor sayın ulaştırma bakanımız: Ben zaten oraya ulaşmak istiyordum. Sayın başbakanımız içimi okudu. Bu ne sevgi ahh!.

Seninki hangi bakanlıktı Orman işleri filan. Arkaya, arkaya. Eğitimden sonra.. Eğitim şart yani.

Bu ülkedeki en son durum bu. Yarı resmi kartel gazetesinin dünyaya duyurduğuna göre. Belgesi yan tarafta.

Sizin de haberiniz olsun istedik.

Gölge et, ihsanın olsun

CHPnin, ilk ihtilalden isim alan tekin milletvekili Gürsel Tekin buyurmuş ki: "Gölge kabine kuracağız. Kabine üyelerini gölge gibi takip edeceğiz. Artık mağdur veya şikayetçi vatandaşın bir muhatabı olacaktır."

Türk siyasi hayatında örneği olmayan ve bir ilk olan CHP gölge kabinesi, kimilerine göre, iktidar olacağız havası ile milletvekili olmuşların gazını almaya yönelik bir girişim olacaktır. Kimilerine göre ise evcilik oynayarak çocukluklarını geçirenlerin kabinecilik oynayarak oyalanmasıdır. Bir başka tez de şu: Kılıçdaroğlu tedbirli adamdır. Kaset çalışmalarına fırsat ve zaman olmasın istiyor.

Sayfamızın ressamı ise CHP gölge kabinesinin, AKP kabinesine yardımcı olmak, onların işlerini kolaylaştırmak üzere kurulduğu iddiasında.. Hatta bu iddiasını tanık olduğu bir olayı resimleştirerek ispatlama gayretindedir.

Gölge, mölge... CHP ateş verecek ki, AKP keyif alacak yaşadığından.

SP: Bu ülke için

Bu ülkenin iki insanı konuşuyordu:

- Başbakanın özel bir ekibi Saadet Partisini teknik ve  görsel takibe almış. Orada konuşulan her ne varsa anında ulaştırıyorlarmış.

- Aman ne güzel! Bunu duyduğuma sevindim.

- Neden

- Başbakanın bir hata yapmasından korkuyordum. Söylediklerin bu korkumu giderdi.

- Anlamadım.

- Başbakan ne biliyorsa orda öğrenmedi mi

- Evet, ama..

- Oradaki fikirleri takip etmesi, bir sağlamlık garantisi hissi vermiyor mu sana da

- Şimdi anladım. Başbakan bir Saadet Partisi olmasının şansını iyi kullanıyor.

Odasına vardım, kırbaç elinde

Yeni CHPnin yeni milletvekili Binnaz Toprakın, partinin ilkelerini sorgulayalım, demesi üzerine olayların çıktığı CHP binasından en son yayılan bilgi şudur: Nur Serter, Binnaz Toprakı ikna odasına aldı!

Emniyet güçlerini Binnaz Toprakı kurtarma operasyonu için bilgi toplarken görüyorsunuz.

- İkna odasına benzetilen parti binasına geldik. Tutanağı yazmaya böyle başlayalım.

Övün, yaz, bekle

1961 yılı. İlk ihtilalden bir yıl sonra. Bir bayram veya kutlama programı var; tribünleri olan bir yerde.

Gürsel, Şeref tribününde oturuyor. İnönü ise erkana ayrılan locada. Yanında APnin ilk Genel Başkanı Gümüşpala var.

Gürsel haber gönderiyor: İnönü buraya gelsin!

Hayır, diyor İnönü bu davete. Yanımda Gümüşpala var, onu yalnız bırakamam. (Sanki Gümüşpala korkacak.)

Sonraki sahne: Tribünün arkasındaki salonda iki büfe var. Biri sağ odada, biri sol odada. Sağ oda Gürselin. İnönüye diyorlar ki: Sen de buraya geç. Gümüşpala sol odaya gitsin. Olmaz, diyor İnönü. Onu benden ayırmayın.

Olay bu.

O günün İnönü hayranı/tutkunu/hastası kalemşörler, tahmin ettiğiniz gibi İnönünün bu büyük fedakarlığını ballandıra ballandıra anlatırken gazete köşelerinde, İnönünün dürtüsüne muhtacız, diye bitiriyorlardı yazılarını. (İnönü dürtüsü ne demekse artık.)

Gürsel, İnönü, Gümüşpala nostaljisi yaşatmak gibi bir gayretimiz yok şimdi, bu ülkenin orta yaş zevki yaşayan insanlarına.

İnönü hayranı/tutkunu/hastası maaşlı kalemşörlerin saklamak istediklerini açıklayalım önce; İnönü, Gümüşpalayı yalnız bırakmayarak, birilerinin onunla temasa geçmesini önlemiş oluyor. Kim gider de bir zarf, bir belge, bir dosya verebilir, ya da iki cümle fısıldayabilir kulağına Gümüşpalanın, İnönüye rağmen

İhtilal yeni olmuş. Yaşanan olayların tanığı çok. Locada oturan erkanın hepsinin inönücü olması mümkün değil. Öyleyse... İnönü yakın markaja alarak Gümüşpalayı, hem ona itibar veriyorum havasında, hem de diyor ki oradaki erkana: Gözüm üstünde, gözetimim altında. Sıkıyorsa yaklaşın.

Şunu deseydi Gümüşpala, İnönüye: Haydi sen, ihtilalci paşanın yanına git. Kafa kafaya vererek yeni bir şeyler planlayın. Beni rahat bırak!

Deseydi, İnönü orada biterken, AP ve Gümüşpala büyürdü. Diyemedi... Belki de büyümeyi hak etmediklerinden.

Şimdi gelelim, nostalji değilse, ne Sorusunun cevabına: Ey Tayyip kalemşörleri! Böyle yazılır bir lideri büyüten yazı. Biraz dikkat edin yahu. Kasımpaşalı yürüyüşüne hayranım, diyerek bırakıyorsunuz. Dolayısıyla eksik bıraktığınız yerleri doldurmak da AKP milletvekillerine düşüyor. Ve onlar da "Tayyipe dokunmak ibadettir, şereftir," gibi AKPliliklerle malzeme oluyorlar, hiçbir diyeceği kalmamış, vicdanlarda (en azından) yargılanmayı bekleyen insanlarda.

Yani işinize dönün ve dikkatinizi verin.

NEDEN

Obama, Hillary Clinton ile mesaj göndermiş Güle.

"İsraille görüşün!"

Allah, Allah!

Amerikayla görüşmek aynı şey değil mi

ŞİKAYET YOK

Bizden bir önceki neslin hocalarından biri anlatmıştı: Konya camilerinden birinde eğitimimiz gece yarısına kadar sürüyor. Mevsim kış. Dışarıda dondurucu bir soğuk var. Hocamızı zorladık bir gün. Onun ağzından soğuk, çok soğuk gibi bir kelime duymak istiyorduk.

- Hocam! Dışarıda çok soğuk var, değil mi

- Öyle demeyin çocuklar. Hava biraz serin.

Anladıkki Hocamız edebi ve terbiyesi gereği böyle konuşuyor.

Gazetelerin birinci sayfalarına "kavurucu sıcaklar geliyor," "Daha yanacağımız günler sonra" gibi yanlış başlıklar attığını görünce adını şimdi hatırlayamadığım o eğitimci gelir aklıma.

SERT-ER DEĞİL/SERT-GENERAL

CHPnin gölge kabinesinde herkese bir sıfat, bir bakanlık bulunmuş da bir Nur Serter açıkta kalmış.

61. Hükümette İkna odası bakanlığı olmadığından...

CHPnin Genel Başkanı ile en uyumlu milletvekilinin Nur Serter olması birilerinin dikkatini çekmiş ve araştırmışlar sebebini.

Binnaz Toprak bile bocalarken, size ne oluyor İşte Nur Serterin cevabı.

- Ha Kemal Alemdaroğlu, ha Kemal Kılıçdaroğlu..

Anlaşıldı merkez. Uyumlar tamam. Şahısların arkasındaki şahısın Demirel olduğu yerinde tesbit edildi. Dönüyoruz merkez!

e-mail:  info@necatituncer.com