Anadolu
Gençlik Derneği Başkanı Salih Turhan hükümetin yeni kılık kıyafet
yönetmeliğinde başörtüsünün yasaklanmasını özgürlük olarak göstermesine sert
tepki gösterdi.
Milli Eğitim Bakanlığının okullarda yeni kılık kıyafet
düzenlemesiyle okullara kıyafet serbestliği gelirken başörtüsüne resmi olarak
yasak geldi. İktidarın bu yasakları özgürlük gibi sunmasına tepki gösteren
Anadolu Gençlik Derneği Başkanı Salih Turhan önemli açıklamalarda bulundu.
Turhan, ‘Kur’an-ı Kerim dersinde izin verilen başörtüsünün Coğrafya ya da Türk
Dili ve Edebiyatı dersinde yasak olmasının mantığı nedir?’ şeklinde sorular
yöneltti.
İnanca uygun şekilde giymek yasaklandı
‘Lise, ortaokul ve ilkokulda isteyen öğrencilerin
inançlarına uygun bir şekilde giyinmesi ve örtünmesi yasaklanmıştır’ diyen Anadolu
Gençlik Derneği Başkanı Salih Turhan şunları söyledi: “27 Kasım 2012 tarih ve
28480 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan kılık kıyafet yönetmeği ile lise,
ortaokul ve ilkokulda isteyen öğrencilerin inançlarına uygun bir şekilde
giyinmesi ve örtünmesi yasaklanmıştır. İmam-Hatip Liselerine ve ortaokullarına
giden kız öğrencilerine derslerde başörtüsü serbestîsi verirken diğer okullara
giden kız öğrencilerin bu haktan mahrum edilmesinin geçerli bir açıklaması
yoktur ve bu durum bizim için kabul edilemez.”
Başörtüsü bazı derslerde yasak bazılarında serbest
‘Kur’an-ı Kerim dersinde izin verilen başörtüsünün Coğrafya
ya da Türk Dili ve Edebiyatı dersinde yasak olmasının mantığı nedir?’ diye
soran Turhan, “Aynı yönetmeliğin 3.maddesinin 6.fıkrası ortaokul ve liselerde
seçmeli Kur’an-ı Kerim derslerinde kız öğrenciler başlarını örtebilirler
demektedir. Kur’an-ı Kerim dersinde izin verilen başörtüsünün Coğrafya ya da
Türk Dili ve Edebiyatı dersinde yasak olmasının mantığı nedir? Böyle bir kural
konulurken hangi inanç referans alınmıştır? Hangi inanca hizmet etmek, toplumun
hangi kesimini mutlu etmek gayesiyle böyle bir düzenleme yapılmıştır? Bu
yönetmeliğin insanların temel hak ve özgürlüklerini kullanmasına yönelik bir
katkısı olmadığı gibi akla ya da mantığa uyan bir tarafı da bulunmamaktadır”
dedi.
Haklar bir lütuf gibi verilmemeli
Turhan, “Hükümetlerin ve iktidarların görevi halkların haklı
taleplerini ve ihtiyaçlarını yerine getirmektir. Bu konuda yapılacak çalışmalar
ya da atılan adımlar hak sahiplerine karşı bir lütuf değil bilakis yönetici
olmanın bir zorunluluğudur. Bu böyleyken hak ve ihtiyaçları giderme yerine yeni
yeni yönetmeliklerle en temel hakların bile yasaklanması hele bir de bunun
kılık kıyafet özgürlüğü olarak sunulması kabul edilemez” şeklinde konuştu.