Bir şeyin bitmesi başka bir şeyin başlangıcıdır. Şöyle de söylenebilir; bir şeyin başlangıcı bir şeyin bitmesidir. Hukuk neyi görünce biter. Ya da hukuk neyi görünce başlar. Kapsamlı olanı daraltırsak kanun neyi görünce biter. Kanunlar hukuk kapsamındadır. Hukuksuz kanun olmaz ama olabiliyor. Keyfim böyle istedi bir kanun olabilir mi. Cümlenin sahibine göre olabilir de olmayabilir de. Keyfi kanun olabilir mi, olur niye olmasın ki! Parayı kim verirse ona göre kanun olmuyor mu, oluyor. Kanunlar paraya geçmiyor. Birçok devletin anayasasında hukuk devleti yazar. Tarihi seyir içinde hukuk devleti tanımı, defalarca gülümseten bir tirattan öteye geçememiştir. Hukuk devleti dendiğinde insana ister istemez bir gülmek geliyor. Bazı dönemlerde kanun devleti de denmiştir. Hangi kanun; orman kanunları. Güçlü olanın hep haklı, güçsüz haklı olanın hep haksız çıktığı kanunlardır. Yani güçlü her zaman haklıdır, güçsüz her zaman haksız. Kaba kuvvet bütün kanunlardan bütün hukuktan üstündür orman kanunlarında. Kaba kuvvet paradır. Her kapıyı açar! Paranın karşısında herhangi bir hukuk geçerli değildir! Kanun zaten yoktur! Para varsa kanun ne yazar. Kanunlar parasızlar için geçerlidir. Orman kanunları da insanı gülümsetiyor. Kanun böyle diyor dendiğinde insana bir gülmek geliyor. Bazı dönemlerde o kadar trajikomik olmuş ki kanun denilen şey apaçık paradır. Parayı çek kanun manun kalmaz ortada.
Ülkemizde kanunlar parayı görene kadar geçerlidir. Hukuk, para görününce bitiyor. Anayasal düzene karşı suç işleyen eğer bir yoksulsa kendini anında hapiste buluyor ama aynı suçu işleyen zenginse ya adli kontrolle serbest ya da hapse atılsa bile altı ay sonra çıkarılıyor. Terör örgütü tanımı yapılan yapıya mensup yoksullar hapisteyken aynı yapıya mensup zenginler hapse atılmadı, bir iki atılanlar da altı ay sonra çıkarıldı. Gariban öğretmenler ve çalışanlar hapse atıldı ama şirket sahipleri atılmadı, herkesin bildiği bir ‘mobilya’nın sahibi altı ay yattı yatmadı çıkarıldı. Neden çünkü parası var. Aynı yapının dışarıdaki zenginleriyle herkes işini görürken dışarıdaki yoksullarına kimse iş vermedi. Verdirilmedi yani. Zenginleriyle neden iş yapılıyor. Anayasal düzene karşı şöyle kötü böyle iş yapmış neden ceza yok. Paraya ceza verilir mi, tarihte görülmüş mü böyle şey!
Uyuşturucuyla mücadelede şunu yaptık bunu yaptık, uyuşturucu çetelerine göz açtırmayacağız, tamam uyuşturucuyla mücadele etmek gerek, gerekli cezaları vermek şart. Hukukun gereği neyse o yapılsın, kanun ne diyorsa o uygulansın. Uyuşturucuyla mücadelede kanunlar zenginlere geçmiyor. Kullanan ve ticaretini yapan tutuklanırken sıra iş adamına gelince tutuklama olmuyor. Bu meretle ilgili herkes tutuklanıyor, düzeltelim zengin olmayan herkes, iş adamı neden tutuklanmıyor. Hukuk parayı görünceye kadar geçerli! Paraya hiçbir kanun geçmez. Parası olan her zaman haklıdır. Haklı olmasının ispatına da gerek yoktur. Zenginler doğuştan haklıdır çünkü! İspata gerek yok! Hukuka gerek yok! Kanuna gerek yok!
Kanun dediğin nedir. Karşıdakini satın alacağı parası olmayanlara geçerli kurallar bütünü. Adam haklı ama parası yok. İşte bütün kanunlar bütün maddeleriyle geçerli. Parası yok ya kanunları uygulamak için devasa yapılar yapılır, çeşit çeşit görevliler konur içine, milyonlarca saat mesai yapılır, milletin ve devletin paraları harcanır, parası olmayanlara her türlü uğraş verilir. Parası olanlara ise hiç bunlara gerek yok. Adam haksız ama parası var. Direkt göstermelik geç, koridorlarda yürü, ‘beni dövdüler’ havasına gir, ‘kafama vurdular’ numarası yap sonra çay kahve İstiklal Marşı kapanış. Bakın ne kadar kolay! Koridor çıkışında hasbelkader bir yerlerden kulağına çalınmış olan vatan millet tiradını da attı mıydı acayip şekilde haklı olarak çıkar gider. Perde arkasındaki parasal ‘alışverişleri’ karıştırma. Onları betimlersek ‘satın alınmış hak’ kırılır maazallah. Ürkütmeyelim kurbağaları. Anayasal düzene pardon derelere ‘vrak’ da lazım.
Develer tellal iken efendim ülkemizde hukuk düzeni var!