Hazreti Âdem ve Havva ile cennetten dünyaya göçe zorlanmışız.
Dünyadan da ahirete göç yolculuğuna ana rahminden başlıyoruz.
Aldığımız her nefes, attığımız her adım bizi ecelimize doğru yaklaştırıyor.
Müslüman kâfir ayırımı yok.
Zengin fakir ayırımı da yok.
Yatakta yatan yatalakla uçakta giden aynı hızda eceline doğru koşuyor.
Herkes her nefeste ömrünü tüketiyor ve son durağa yaklaşıyor.
Bize hayat verdiğini zannettiğimiz nefesler aynı zamanda hayatımızı da sona erdiriyor.
Bedenimizdeki her hücre de hicret yolculuğunda.
Çocukken gençliğe doğru yol alıyor, genç iken ihtiyarlığa doğru gidiyor.
Yolculuk devam ediyor.
Bu dünyaya gelişimiz isteğimize bırakılmadığı gibi, gidişimiz de kendi isteğimize bırakılmıyor.
İki halde de zorunlu göçe tabiyiz.
"Neden Neden Neden " diye istediğiniz kadar bağırabilirsiniz.
İsyan edebilirsiniz.
İnkâr açıkoturumları yapabilirsiniz.
Ama iyi bilin ki bu feryatların, inkârların ve isyanların hiç bir faydası yok.
Uçaktaki koltuğuna ters binerek gitmeyeceğini zanneden adam gibi olursunuz.
Öyle ise bizi yaratan, yaşatan ve yönetenin bizi bizden daha iyi bildiğinden, bize en faydalı yolu onun göstereceğine iman edecek ve onun iyi dediğini iyi kabul edecek ve kötü dediğini kötü kabul edip ona göre hareket edeceğiz.
Ne zaman, nerede, nasıl göç edeceğimizi kimse bilemiyor.
Onun için göçe her an hazırlıklı olmalı.
Bu yolun olmazsa olmazı ve birinci derecede alınması gerekeni Kuranın ve sünnetin tarif ettiği şekilde sahih bir imandır.
Müslüman olmayanlar bu gün hemen, hiç zaman kaybetmeden "Kelime-i Şehadet" getirerek Müslüman olmalıdırlar.
Müslüman olanlar da imanlarını kuvvetlendirecek eserler okumalı ve o doğrultuda amel/eyleme geçmelidirler.
Kabirde şehadet soracaklar.
Şehadetin var mı diyecekler.
İngiltere, Amerika, Avrupa, Çin, Japonya gibi devletlerin üniversitelerinden alınan şehadetnamaler geçerli değil.
Kuran ve sünnet mektebinin öğrettiği, "Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden resûlullah" şehadeti geçerlidir.
Bu şehadeti almak için kimsenin vizesine ihtiyaç yok.
Şehadet, parayla verilmiyor.
Şu kadar zamanda verilir diye bir kural da yok.
Geçerliliği bir ömür boyu değil, sonsuza değin hayatınızı garanti altına alıyor.
Göçünüz hayırlı, hicretiniz bereketli, kabriniz nurlu, mekânınız cennet olsun.