Dilimizde sıkça kullandığımız Akıl için yol birdir
deyimi vardır. Farklı kişilerin belli bir konuda aynı şekilde düşünmeleri ve
hareket etmelerini izah için kullanırız. Şahsen deyimlerin doğru ya da yanlış
olabileceğini, hatta bir deyimin her şartta aynı sonucu verip vermeyeceğini de
düşünmüş değilim. Ancak, önceki gün TBMM de dört eski bakanın Yüce Divan a
gönderilip gönderilmemesi oylaması öncesi ve sonrası iktidar ile muhalefet
sözcüleri birbirine zıt görüşleri dile getirdiler. Bir taraf 4 eski bakanın
Yüce Divan a sevk edilmesi gerektiğini, eğer suçsuzlarsa burada aklanmaları
gerektiğini savunurken, iktidar kanadı olay Paralelin Yüce Divan oyunu olarak
nitelendirdi ve oylama sonucunu Oyun tutmadı şeklinde yorumladı. Yani, akıl
sahipleri iki farklı yorumu doğru olarak sundular. Yani akıl için her zaman
yolun bir olmadığını, aklın her zaman tek doğruda buluşmadığını gösterdiler.
Hayatın aslında her alanında insanlar akılları ile birbirlerinden farklı
sonuçlara ulaşabiliyorlar. Çünkü aklın yönlendirilmesinde insanların inançları,
siyasi mensubiyetleri, fikri oluşumları belirleyici oluyor.
Böyle olmasaydı her durumda ve olayda insanlar aynı
sonuca ulaşabilseydi bir ülkede 50-60 siyasi parti olur muydu Bir takım
izm ler etrafından gruplar oluşur muydu Farklı dinlere inanan insanların aynı
olaylar karşısında aynı şeyleri düşünmesi, ortak hareket etmeleri çoğu zaman
mümkün olmaz. Bunun ötesinde tarih kitapları yüzyıllar boyu yaşanmış din
savaşları ile dolar mıydı Bir takım izm lerin mensupları birbirlerini yerler
miydi Kısacası aynı değer yargılarından beslenmiş, aynı ölçüleri kendilerine
ölçü kabul etmiş insanlar arasında Akıl için yol birdir ama farklı konumlarda
bulunanların akıl ile aynı çizgide buluşmaları mümkün değildir. Hatta
diyebiliriz ki, akıl için yolun birden fazla olması doğaldır. Çünkü insanoğlu
iyiye de kötüye de aklı ile ulaşır. Ne var ki, ulaştığı her sonucu doğru olarak
sunabilir. Kısacası insanlar yaptıkları her türlü kötülüğe ve yanlışa akılları
ile bir takım gerekçeler bulabilirler. Eğer akıl ile insanların her zaman
iyiyi, güzeli ve doğruyu bulmaları mümkün olsaydı vahye gerek kalır mıydı Öyle
ise akıl için yolun bir olabilmesi için aklın vahyin emrine girmiş olması gerekir.
Bu bakımdan yıllardır üzerinde hiç düşünmeden doğru kabul ettiğimiz, Akıl için
yol birdir deyimini, Vahye teslim olmuş akıl için yol birdir şeklinde
yeniden düzenlemek doğru olur. Öyle olursa bir olay karşısında siyasi konumları
farklı insanlar birbirlerinin zıddı şeyleri savunmaz, karşı cephelerde yer
almazlar. Ama akıl vahyin kontrolünden kurtulduğu anda, aynı konuda biri birine
tamamen ters görüşler doğru olarak savunulabiliyor.
Eğer tarafların değer yargıları ortak olursa bir taraf
Yüce Divanı aklanma yeri olarak nitelendirirken karşı taraf Paralelin Yüce
Divan oyunu tutmadı şeklinde tavır belirleyebilir mi