Hayatın, Politiğin ve Sosyalliğin Genel Eleştirisi

Abone Ol

Amerikan kültürü bütün dünyada olduğu gibi Türkiye de de

en etkin kültürdür. Koskoca Avrupa kültürü bile bu kültür karşısında varlığını

sürdürememiştir. Bugün Batı kültürü dediğimizde aslında Amerikan kültürünü

söylemiş oluyoruz. Amerikan kültürü diğer kültürlerin yozlaşmasından meydana

geldiği için her yerde iktidar onun elindedir. Doğu nun masalsı kültürü

Amerikan kültürü karşısında değerler göçerimi yoluyla naylon kültüre

dönüşmüştür. Çünkü Amerikan kültürünün özü insana ait bütün değerlerin göçerim

yoluyla naylonlaşmasından oluşuyor. Hangi milletin kültüründe sağlam ve

sağlıklı bir yapı varsa o yapı alınıp değer göçerimi yoluyla

naylonlaştırılıyor. Gerçi zaten dünyada kendine has kültürü olan bir millet de

kalmadı. Amerikan kültür endüstrisi son iki yüz yılda bütün dünyayı etkisi

altına alarak en başarılı endüstri olmuştur. Hegemonyası altına alarak

demiyorum bakın, bilerek, etkisi altına alarak diyorum. Çünkü dayatmadan, doğal

yollarla oluyor bu. Eğer mümkün olsa da dünya milletleri düzlük bir yerde

toplansa, bütün insanlarda Amerikan giyim, konuşma ve yaşam tarzından başka bir

tarz olacağını sanmıyorum. Teorik konuşmadan ziyade canlı yayını seven biri

olarak meseleyi güncel hayat üzerinden sizlerle göz göze getirmeyi düşünüyorum.

Türkiye de her değişim önce giyimden başlıyor. Cumhuriyet

ideolojisi ceket ve kumaş pantolonu ilke ve inkılâpların bir gereği olarak

dayattıktan sonra kadını açmayı da medeniyetin olmazsa olmaz koşulu olarak

tasarlamıştır. Bu gereklilikleri Avrupa dan ithal ettiğini sanarak halkı

batılılaştırma politikalarına uygun hale getirmiştir. Oysa bu format önce

Amerika da yapılmıştır. O dönemin Amerika sında bu tarz giyim modadır.

Cumhuriyet Türkiye sinde çağdaş milletler seviyesine ulaşmak için toplum

hayatına köklü formatlar atılmıştır. O dönemin uygulamaları tam bir komedi.

Düşünün daha dün savaştığın milletlerin seviyesine ulaşmaya çalışıyorsun, o

zaman savaşmasaydın birader demezler mi adama! Kaldı ki muasır medeniyet

seviyesi galiba uzayda yer alıyordu ki Türkiye habire bir seviyeye (yüksekliğe)

çıkmaya çalışıyordu. Şapka gibi bir giysiden dolayı bile cinayet işlenmiş,

şapka ile yükselmenin ne alâkası varsa! İşte bütün bunlar, Amerikan kültürünü

benimsemiş yöneticilerin, Amerikan kültürünü Türk insanına zorla ve hileyle

dayatmasıdır. Başlarda devlet, ilke ve inkılâplar gereği dayatmış ama sonra

halk benimsemiş; halk kendi kültürünü bir yana bırakıp başka bir kültürü

(Amerikan kültürünü) kendi kültürüymüş gibi alımlamıştır. 1990 lardan sonra ise

mont ve kot pantolon hayatımıza egemen oldu.

Sosyal hayata baktığımızda, mont ve kot pantolon giymeyen

kalmadığını görürüz. Düşünce insanından tutun şairinden yazarına, amirinden

memuruna, popçusundan rakçısına, öğretmeninden öğrencisine, tezgâhtarından

inşaat amelesine kadar kadınlı erkekli kot pantolon ve mont giymeyen bir zümre

kalmadı. Peki, bu kot ve mont giymeyi hangi kültürden ithal ettik biz Amerikan

kültüründen. Düşünün başörtülü kadınlar bile kot pantolon giyiyor. İmam bile

artık kot giyiyor. İşte Amerikan kültürünün değerler göçerimi; başörtüsüyle kot

pantolon giymek! Namaza kot pantolonla durmak! Amerikan kültürünün (değerler

göçerimi ile) bir başka versiyonu olan başörtüsünü seksi bir şekilde bağlamak

veya seksi görünmek için başörtüsü altına saten elbise ya da saten etek giymek!

Daha da ötesi böyle bir giyimle İslami değerleri anlatmaya kalkmak! Kürsüden

kot pantolonla siyasal İslami değerleri anlatmak! Burada kendini uyanık sanan

bazı aptal politikacılar hayır biz kumaş pantolonla siyasal İslami değerleri

anlatıyoruz demeye kalkmasın, kırılırım, gülmekten.

Değerler göçerimi en çok da dergi, gazete ve

televizyonlarda var. Edebiyat dergilerini açıyorum; soluyla sağıyla

İslamcısıyla hepsi Amerikan kültürüne karşı. Hepsinde Batı yı ve batılı yaşamı

yani Amerikan kültürünü eleştiren en az bir şiir, bir deneme, bir makale var.

Dergilerin giriş yani önsöz yazılarında da aynı. Peki, hemen soralım reklâm

hangi kültürün icadı Amerikan kültürünün. Bütün dergilerde reklâm yok mu

Bütün dergilerde reklâm var! Buyurun! Derginin kapakları içinde Amerikan kültürü

kıyasıya eleştirilirken dış kapağında ya da içlerde reklâm ya da reklâmlar var!

Ama biz kitap reklâmı yapıyoruz ahbap, hayır bunu diyemezsiniz! İşte değerler

göçerimi dediğim tam da bu; kendimize ait kültürün parçası olan kitabı Amerikan

kültürünün parçası olan reklâmla çorbalaştırmak! Yozlaştırmak! Masalın

naylonlaştırılması Gazeteleri açıyorum, Amerikan kültürünü bizzat savunan

gazeteleri bir yana bırakarak diğer gazetelere bakıyorum; aynı sayfanın sağ

yanında Budist katliamında ölen Müslümanların cesetleri sol yanında yaz tatili

keyfi olarak adlandırılan tatil yerleri reklâmı. Tatil keyfi ne demek; Amerikan

kültür algısında vardır keyif. Değerler göçerimi ile algı formatı! Yaz

güzelliğinin naylonlaştırılması! Aynı gazetelerde, üstte köşe yazısında batılı

düşünce ve yaşam tarzı eleştirilirken altta banka reklâmı var. Söz konusu

gazeteler faize karşıdırlar ama aynı zamanda da faiz makinesi bankaların

reklâmını yapıyorlar. Burada da inancın yozlaştırılması yani değerler göçerimi

ile inancın naylonlaştırılması var. Televizyonlar daha vahim! Laik televizyon

kanallarında Müslüman kültürü bir alt kültür gibi gösteriliyor. Bu normal çünkü

laik televizyonlar Amerikan kültürüyle yaşadığı için zaten içinde bulunduğu

kültür naylondur.  Ama aynı format diğer

televizyon kanallarında da var. İlk önce bütün televizyonlarda kendi

kültürümüzü bırakın kültür kelimesi bile yasaklanmış gibi bir durum olduğu için

zaten naylon hayat sunuyorlar insanlara. Ama bazı televizyon kanallarında yer

yer inanç programları var. Düşünün Kur an okunuyor ardından reklâmlar başlıyor.

Dini sohbet veriliyor sohbet arasında reklâmlar giriyor. Bu, tam anlamıyla

değerler göçerimi ile inancın naylonlaştırılmasıdır. 

Türkiye siyasal ortamına hiç girmek istemiyorum çünkü

Türkiye siyasal ortamı tamamen değerler göçerimidir. Siyasetçilerin konuşmaları

naylon, icraatları naylon ve yaşam tarzları naylondur. 

Amerikan rüyası dedikleri bu olsa gerek!