Hatıralardan silinmeyecek Demirel anekdotu!

Abone Ol

Süleyman Demirel, nam-ı diğer “Baba”, 91 yaşında hayata veda etti.

Geride, “yaşananlar” kaldı.

O yaşananlardan birini aktarmak istiyorum;

***

Tarih; 27 Ocak 1997. Günlerden Pazartesi.

Yer; Çankaya, Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısı.

Cumhurbaşkanı Demirel: - Gündemi biliyorsunuz.

Oramiral Erkaya: - Bir hususu arz edebilir miyim

Cumhurbaşkanı: - Buyurun, Güven Paşa.

Oramiral Erkaya: - Görüyorum ki benim önerdiğim konu yine gündemde yok.

Cumhurbaşkanı: - İrtica konusu üzerinde gereken uyarılarda bulunuyorum ve buna devam edeceğim. Laik, demokratik, sosyal hukuk devleti olan Türkiye’ye kimse başka bir rejimi getiremez.

Oramiral Erkaya: - Efendim sizin tavrınızı ve gayretlerinizi biliyoruz. Ancak ciddi endişelerimiz var.

Cumhurbaşkanı: - Nedir

Oramiral Erkaya: - Laik, demokratik, sosyal hukuk devleti sadece söylemle olmaz. Söylemin yanında eylem de gerekir. Sizin söylem ve eyleminiz aynı. Ama “farklı olanlar” da var.

Cumhurbaşkanı: - Yani

Oramiral Erkaya: - Hükümet mevkiindekileri kastediyorum. Söylemde “laik düzen.” Ama ya eylem Eylem, Anayasa’ya saygıyla olur. Yasaların uygulanmasıyla olur. Yasalar askıya alınırsa kaos doğar. Bugün hukuk dışı eylemler vardır.

Cumhurbaşkanı: - Güven Paşa, sizin önerinizi MGK gündemine alacağım.

Oramiral Erkaya: - Dahası var Sayın Cumhurbaşkanım. Sayın Başbakan, Ramazan münasebetiyle iftar yemeği düzenliyor Nerede Başbakanlık Konutu’nda. Kimlere Şeyhlere... Tarikat liderlerine.

Cumhurbaşkanı: - Evet…

Oramiral Erkaya: - 677 sayılı yasa kalkmadıysa, 2596 sayılı yasa varsa, Anayasa’mızın 14 ve 24. maddeleri yürürlükteyse, Sayın Başbakan bunu yapamazlar. Ben burada bir “davetiye” çıkarmak istiyorum.

Cumhurbaşkanı: - Ne daveti

Oramiral Erkaya: - Herkesi, yeminine sahip çıkmaya davet ediyorum… Liderleri yeminlerinden sapmamaya davet ediyorum. MGK üyesi olarak da, bir sade vatandaş olarak da bunu beklemek benim hakkım değil mi

Cumhurbaşkanı: - Tabii.

Oramiral Erkaya: - Sayın Cumhurbaşkanım, liderlik için sadece söylem yeterli değildir. Söylemin, eylemle desteklenmesi gerekir. Eğer söylem ve eylem birbirini tutmuyorsa, toplum o lidere saygı duymaz. Güven hiç duymaz. Üzülerek arz ediyorum ki bugün, böyle bir durum vardır.

***

Bu anekdot, ‘Baba’ya çok yakın gazetecilerden Yavuz Donat’ın 14 Ağustos 1997 tarihli Milliyet gazetesindeki köşesinden…

Peki, Demirel burada MGK’yı idare eden isim olarak şunları niçin söyle(ye)medi;

* Ey Güven Erkaya, Sayın Başbakan’ın ve sayın yardımcısının bazı davranışlarının mevcut hukuk düzeni ile bağdaşmadığını söylüyorsunuz... Somut olarak söyleyebilir misiniz Nedir bunlar

* Ramazan münasebetiyle Başbakanlık Konutu’nda iftar yemeği düzenlenmesinin anayasaya aykırı olan tarafı neresi 677 sayılı yasa, 2596 sayılı yasa, Anayasa’mızın 14 ve 24. Maddelerinin neresi karşı böyle bir iftar yemeğine

* Ve Demirel, yıllarca kendisine destek veren bir kesimin karşısına çıkıp, “Benden milletvekilliği, Genel Müdürlük istiyorsunuz. Ben varım ya!” repliğini bu Paşa’nın karşısına geçip neden yinele(ye)medi

İslamköy’den Kısa Notlar…

Türkiye Cumhuriyeti’nin 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in defnedileceği İslamköy’e ben de gittim.

Yapımı yıllar süren “Demokrasi Müzesi”ni gezenlerdenim.

Peki, nasıl bir yer İslamköy

***

Bir kere şunu ifade edelim; Demirel Külliyesi, Demokrasi Müzesi, Demirelin tavsiyesiyle kardeşi Şevket Demirel tarafından yaptırıldı.

* İslamköy, Isparta merkeze oldukça yakın. Ulaşım sorunu yok. Yolcu otobüsleri sık sık gidip geliyor.

* İslamköy’e gittiğimde konuştuğum Demirel’in akranlarından, sınıf arkadaşlarından biri ilgiyle dinlediğim şunları anlattı: "Hesap hendesesi iyi idi. Benim tarih coğrafyam iyi idi. Babası rahmetli, Demireli küçükken kepeneğe sarar, tarlaya kadar onu uyutarak götürürdü. Demirel çocukken de geçimsiz bir çocuk değildi. O zaman Şakir Bey isimli bir öğretmenimiz vardı. Oyun oynattığı zamanlar Demireli hep kumandan yapardı. Bir dönem okulun kantininin işletilmesi gündeme geldi. Okul öğretmeni bu iş için biçilmiş kaftan olarak Demireli düşündü, çünkü para işlerinden iyi anlardı. Ama babası böyle bir şeyi istemedi.”

* Babası Paşa Dayı köyde de 30 sene muhtarlık yaptı. İslamköyün ilk belediye başkanı da o idi…

* “Süleyman, kimseyle kavga etmezdi. Babası o zamanlar köyün zahire alış verişini yapıyordu, bir bakıma köyün tüccarı idi. Demirel, ilkokulda iken öğretmen daha bir matematik sorusunu sormadan bilirdi" cümleleri de bir başka arkadaşına ait.

*Demirel’in defnedileceği İslamköy/Çalcatepe Mevkiinde bulunan tepelik mekân, Demirel Külliyesini çaprazdan gören ve İslamköy Ovasına hâkim bir mevkide.

* Buradaki ilk çalışmaların, Demirel’in Çankaya Köşkü’nden indiği 2000’li yıllara denk geldiğini söyleyelim.

* Şevket Demirelin yetiştirdiği ve tanesinin yaklaşık 250 TL’ye malolduğu çam ağaçlarının getirilip bu alana dikilmeye başlanması da yine bu yıllara denk geliyor.

* Demirel aile kabristanında, Demirelin birinci dereceden yakınlarının kabirleri bulunuyor. Mezarlıkta iki mezar taşı diğerlerinden hemen ayrılıyor. Birincisi Süleyman Demirelin annesi Ümmühan Demirele ait. Aynen şöyle; "(1979) Hayatta kararların, çalışmaların bir anayasa gibi idi. Kimse değiştiremezdi yapacağını. Sanki ilahi bir emir gibi. Evlatlar yetiştirdin. Afife, Süleyman, Şevket, Ali. Şan ve şöhreti severdin fakat satmazdın. Başbakan annesiyim diye kimseye farklı bakmazdın. Bu ovada, bu köyde, bu evde, bu harmanda. Çalışırken işine herkes maşallah derdi. "

*Süleyman Demirelin babası Yahya Demirelin mezar taşında da şunlar kaydedilmiş (1972); "Ömrünü 16 sene harbedip vatana verdi. Geri kalan ömrü de az derdi. Beldenin ilk belediye reisi. Hafızası kitapların ötesi. Sohbetleri hayran bırakırdı herkesi. Ölümünde bir dağ devrildi dedi köylüsü. Evlatlar yetiştirdi. Afife, Süleyman, Şevket, Ali. Başbakan oldu Süleyman. Gururlanmadı hiçbir zaman. Ruhun Allah’ın rahmetiyle dost ola. Ruzi mahşerde buluşma arzun hakikat ola."

Bunları biliyor musunuz

* Şair ve yazar Cafer Keklikçi’nin “Ses Ayrıcalığı” (Şiir Üzerine Eleştirel Denemeler) kitabı ile “Tanınma Korkusu” (Şiir) kitabının Ülke Yayınları’ndan (Tel: 0212 518 95 87) çıktığını.

* Edebiyat dünyasının yakından tanıdığı Mehmet Nuri Yardım’ın Çağrı Yayınları’ndan (0212 516 20 80) çıkan “Şiirimizden Portreler” isimli hacimli kitabının raflarda yerini aldığını, biliyor musunuz

NOT: Bugün, 19 Haziran 2015, Cuma. 1) Emekliler yılda 15–20 TL zamla, hâlâ sürünmeye devam ediyor. 2) An itibariyle asgari ücretli “nasıl geçineceğim ” diye feryat ediyor. 3) Bu parlamento ve mevcut AKP iktidarı, 2011’den bu yana verdiği yeni ve sivil anayasa sözünü yerine getiremedi. 4) 28 Şubat darbesi döneminde kapatılan, yoksul-zeki Anadolu çocuklarının barındığı Başbakanlığa bağlı Vakıf Öğrenci Yurtları hâlen kilitli. Otur, sıfır!