Hasta ziyareti yapalım

Abone Ol

Şu altı ziyareti asla ihmal etmeyelim:       

1- Hasta ziyareti,                       

2- Hastane ziyareti,

3- Hapishane ziyareti,

4- Kabir ziyareti,

5- Komşu ziyareti,

6- Akraba ziyareti,

İmkânlarımız, fırsatlarımız ve ortamlarımız elveriyorsa bunlardan herbirine haftada birkaç saatimizi ayırmaya çalışalım. Yani her hafta bir ziyaret yapalım.

Hasta ziyaretimiz, bize sağlığımızın kıymetini öğretir. Sağlığımızın ne büyük bir değer olduğunu böylece anlamış oluruz.

Hastane ortamındaki hastalar daha farklı bilgilenmemiz için daha önemli bir fırsat olur. Ev ve hastane ortamında hastaların verdiği mesaj daha farklıdır. Böylece ders alabilecekler için hayata tutunmanın önemli fırsatları kullanılmış olunur. Allah (c.c.) hepimizi, bunlardan ders alabilme kabiliyetine sahip eylesin...

Hapishane ziyaretlerimiz hürriyetimizin kıymetini anlamakta önümüzdeki fırsatlardan biridir. Keşke herkes bunu anlayabilse.

Kabir ziyareti ahireti ve dünyamızın hesabını Allah a vereceğimizi daima hatırda tutmamızı sağlar. Bunu başarabilenler kolay kolay suç (günah) işleyemezler.Bundan dolayı İslâmî mimaride câmi, türbe ve mezarlarla, tekke ve mezarların bir arada bulunması, ölüm ile hayatın içiçeliğinin bir uzantısıdır. Bunu iyi değerlendirmek lâzım...

Komşu ziyaretine ecdadımızın verdiği önemi hatırlarsak, aynı apartmanda oturup da yıllar yılı aynı ortamda oturup kalktığımız insanları tanımanın ne büyük vahşet olduğunu kavramış oluruz. Lakin apartman hayatı böyle. Bu bize Batıdan ithâl edilmiş bir vahşet elebaşısıdır. Batı kültürünün ürünüdür. Bu aynı zamanda toplumumuza bütün hastalıkların mikroplarını da aşılamış/taşımış bir melanettir.

Allah (c.c.) hepimizi kurtarsın diye dua etmemiz, kurtulmamız için de kendi kültürümüze ve öz benliğimize dönmemiz gerekiyor.

Apartman hayatı, Batı da izine rastlanmayan akraba ziyareti kültürümüzü de helâk etmiştir. Kendi ana-babasıyla, kendi oğlu-kızıyla bir arada yaşayamayan ve güzellikleri paylaşamayan Batı tipi akrabalık anlayışı, Müslüman akrabalık anlayışını nerede ise bitirme konumuna getirmiştir.

"Körle yatan şaşı kalkar" atasözümüz, Batı ile düşüp kalkmanın, onlar gibi olmanın sevdasına kapılmanın bedelini hepimize çok ağır ödetiyor.

Evlerimizdeki dirlik-düzensizlik,

Çocuklarımızdaki mürüvvetsizlik,

Kazançlarımızdaki bereketsizlik,

Bulunduğumuz ortamlardaki güvensizlik ve itimatsızlık Batılı gibi olma arzumuzun azmanlaşmış sorunu değil mi Başka diyebileceğiniz birşey var mı Varsa, mantığınız hangi kafanın ürünü diye sormamıza bizi zorluyor.

İşte bütün bunları dikkate alarak ziyaret prensiplerimiz üzerindeki hassasiyetimiz kendimizi sorgulamaya taşıyacaktır. Bunun da önemli olduğunu düşünüyorum.