Harçlık, Bahşiş, Rüşvet…

Abone Ol

Onu sosyal medyada gördüm.

Sanki uzun yıllardır yaş almamış da,

Ya da yaşlı bedenine, bebek yüzü monte edilmiş, yaşsız kalmış insandı.

Sevimli, munis, ilgili,

Karşısındakine muhabbetle bakan teyze.

Emekli maaşını almak için tekerlekli sandalye ile bankaya gidiyor.

Lakin yaşama sevinci, etrafa olan saygısı, alakası, şefkati kendisiyle birlikte kocaman bir dünya gibi o tekerlekli sandalyede merhametli yüreğine eşlik ediyor.

Memur parasını hazır edip uzattığında,

Biraz mahcup, çokça memnun, tepeden tırnağa tevekkül içinde,

Almaya gidemediğinden birikmiş maaşına “maaşallah” diyor.

Çok buluyor emekli maaşını.

Ya da onca yoksul varken ben bunu nasıl harcayayım düşüncesinde soylu kadın.

Saniyeler içerisinde bebek masumluğundaki gözlerinde okunan cümlelerden, paranın yerini buluyor bile.

Kafasında taksimat hazır.

Kimlere taksim olacağı, hangi mağdura harçlık, hangi yoksula sadaka, hangi öğrenciye yardım olacağı anında şekilleniyor.

Gözlerinde muhterem bir minnet duygusu ile

Maaşından bir yüzlük alıp banka memuruna büyük bir sevecenlikle, al bu da senin hakkın der gibi uzatıyor.

O eller yaşamı boyunca o kadar dağıtmıştır ki.

O kadar vermeye idmanlıdır ki.

Hiç kısmamış, hiç esirgememiş, cimrilik nedir bilmemiş elleri, hep vermiştir.

Memur, kibarca kabul etmiyor.

Aslında yaşlı kadın, modern dünyanın unuttuğu bir geleneği o tertemiz yüreği ile yaşatmak istiyor.

Bahşiş vermek istiyor.

Eskiden biz çocukken manavın yolladığı öteberiyi getiren çırağa bahşiş verilirdi.

Kuaförde saç kesen berbere,

Su dağıtan sakalara, teneke suların ücretinden hariç bahşiş verilirdi.

Sabah simitlerini dağıtan Hasan Efendi’ye,

Günlük gazeteleri evlere bırakanlara,

Sanki şimdi unutuldu o gelenekler.

12. kata sırtında 20 kiloluk damacana çıkarıp ter içerisinde kalan gence dahi verilmemekte bahşiş.

Harçlık geleneğimiz de artık kalkmakta gibi.

Bayramlarda çocukların bütçesine katkı yapan aile büyüklerinin verdikleri harçlıklar unutulmazdı.

Hatta komşu çocuklar, dahası sokağın çocukları da bu güzel gelenekten müstefid olurlardı.

Sadece çocuklar değil, bir maaşı olmayan mahallenin yaşlıları, köyün muhtaçları, hali vakti müsait olmayanların harçlıkları aksatılmazdı,

Bu güzel gelenekler yavaş yavaş tedavülden kalkarken,

Son yıllarda,

Onların yerine evrilen sevimsiz bir engereği çokça duymaktayız lakin.

Rüşvet.

İnsanlar haksız kazançlarına,

Açılmayan kapılara,

İrinli bir anahtar bulmuşlar;

Rüşvet.

İmara açılamayan arsayı açacak anahtar.

Tapusu verilemeyecek sit alanının,

Paslı kilitini kıran keser.

Orman arazisine giren eşkıyaya göz yumacak köyün muhtarının önüne atılan ateşten çember.