Müslüman, Allah’ın izniyle zafere ulaşacağına inanan insandır. Savaşı cihat şuuruyla yapar. Ölse de zafere ulaşmıştır, gazi olsa da zafere ulaşmıştır. Karşısındaki inandığı kitapta tanımlanmış “kâfirler” topluluğu ise Müslümanlar savaştan asla kaçmaz. Böyle bir savaş tam ve gerçek anlamıyla cihattır. Bunun örneğini Gazze’de HAMAS çok iyi bir şekilde gösterdi. Bir yıldan fazladır ABD’nin tetikçisi terör örgütü İsrail, Gazze’yi işgal etti, ABD’nin verdiği her türlü silahla Gazze’de taş üstünde taş bırakmadı, vahşi bir şekilde soykırım yaptı. Her türlü savaş suçu işledi. HAMAS ise tek başına ABD ve tetikçisi İsrail’e karşı koydu. Teslim olmadı, canı pahasına Gazze’yi savundu. İzzeddin el-Kassam Tugayları, Müslümanların öncüsü ve yüz akıdır. İsrail, destekçisi ABD’den aldığı her türlü silahla, Avrupa devletlerinin onca desteğiyle Gazze’yi işgalde başarılı olamadı. Sonunda HAMAS’ın isteklerini kabul ederek ateşkes anlaşması için masaya oturdu. Üstelik HAMAS masada da tek başına. HAMAS tek başına, ABD ve tetikçisi İsrail’i hizaya getirdi. Bu, büyük zaferdir. HAMAS, yenilsem de yenilmiş sayılmam kararlılığıyla zafere ulaşmıştır.
Katar’da Katar Dışişleri Bakanı açıklama yapıyor. Ateşkes anlaşmasına varıldığını açıklıyor. İsrail’le HAMAS ateşkes konusunda anlaşmaya varmıştır diyor. Bu diplomatik sürecin içinde olan ülkeleri sayıyor; ABD, Katar ve Mısır diyor. İnsan neden Türkiye yok diye soruyor kendi kendine. Başta Türkiye denmeliydi, sıralama Türkiye diye başlamalıydı. Teşekkür faslında da Türkiye yer almıyor. Evet, Türkiye olarak ülkemiz Gazze konusunda maalesef pasif kalmıştır. Halkımız Gazzelileri destekliyor, dua ediyor, elinden gelen yardımı yapıyor. Devlet neden halkın durduğu yerde durmuyor. Anlaşmaya varıldığına dair açıklama yapan Katar Dışişleri Bakanı, Gazzelileri desteklemeye devam edeceklerini söylüyor. Açıklama bittikten sonra soru faslında, “İsrail anlaşmaya uymazsa, bu süreci yürütenlerden olarak siz ne yapacaksınız?” sorusu sorulunca, “Tarafların bileceği iş” deyip anında Gazze’yi ‘satıyor’. Anlaşmaya uymazsa İsrail’e şunu yaparız bunu yaparız diyemiyor ya da demiyor. Birinci Dünya Savaşı’ndan beri Müslümanlar cephede kazanıyor ama masada kaybediyor. İster istemez akla bu geliyor. HAMAS, Gazze’yi kahramanca savaştı savundu. Bu yiğitlikle, masada anında ‘satacak’ olanlara güvenmeyip kendi isteklerini karşı tarafa kabul ettirmeyi yani İsrail sahada nasıl ki başarısız olduysa masada da başarısız olmasını ve Gazze’den defolup gitmesini siyasi gücüyle sağlaması en büyük beklentidir. HAMAS’ın masaya oturttuğu Siyonistlerin Gazze’den dahası Filistin topraklarından arkalarına bile bakmadan kaçmalarını sağlaması en büyük zafer olacaktır. Beklenir ki bu zafer gerçekleşecek. İsrail eninde sonunda yok olacaktır. İsrail’in hırsızladığı Filistin topraklarına bir gün asıl sahibi mutlaka el koyacak.
ABD Başkanı ateşkes anlaşması açıklaması yaparken, “Zayiat verdik ama zafere ulaştık” gibi bir cümle kurarak “gazilerimiz var” dedi. HAMAS karşısında “zayiat verdik”, “gazilerimiz var” gibi açıklama yapan dünyanın süper gücü denilen ABD’nin başkanıdır. İnsan o cümleleri duyunca, HAMAS ve ordusu İzzeddin el-Kassam Tugayları’na özellikle yiğit komutan Ebu Ubeyde’ye ‘selama durma’ manasında ayağa kalkıyor. Süper güç denilen ABD’yi dize getirmiş Müslümanlara biz Müslümanlar selama durmalıyız. Süper güç denilen ABD’nin normalde bir sıkımlık canı var da halkı Müslüman ülkelerin yönetimleri bir avuç Gazzeli mücahit kadar olamıyor. Çok olmuşsun neye yarar ‘imani gücün’ olmadıktan sonra. Az ol ama ‘imani gücün’ olsun. ‘İmani süper gücün’ karşısında hiçbir dünyevi süper güç duramaz. İzzeddin el-Kassam Tugayları bunun somut örneğidir. Dünyevi süper gücü dize getiren ordu. HAMAS, ABD ve ABD'nin tetikçisi terör örgütü İsrail'i yenmiştir. Ateşkes anlaşması bunun uluslararası hukuki kanıtı.
İsrail’i Filistin topraklarından gemilere doldurup ABD’ye yollamak şart!