Haklıymış!

Abone Ol

SEVENİ sevmeyeni!

Dostu düşmanı!

Hepsi bir nokta birleşiyor:

Ve diyorlar ki: Erbakan haklıymış!

Bir insanın ölümünden sonra “sevenleri” tarafından “hayırla anılması” hepimizin alışkın olduğumuz bir durum.

Ama bir insanın ölümünden sonra “sevmeyenleri” hatta “düşmanları” tarafından bile “aranır” olması ilk defa karşılaştığımız bir hâl!

Evet, rahmetli Erbakan Hocamız “böylesine zor bir işi” de başarmış bulunuyor. Sağlığında kendisine “demedik laf” bırakmayanları bile vefatından sonra “safına çekmeyi” başardı!

Şimdi herkes “Erbakan haklıymış” noktasına geldi.

Keşke sağlığında bu hak “teslim edilebilmiş” olsaydı.

Sağlığında bu hak teslim edilmiş olsa ve rahmetli Erbakan Hocamızın yapmak istediklerine “köstek” olunacağına “destek” verilmiş olsa bugün Türkiye’nin “terör” diye bir sorunu olur muydu? 

Zira O hiç kimsenin sesini çıkarmaya cesaret edemediği dönemde terör konusunu kökten çözecek adımları atmaktan çekinmemişti!

Hatta bu yüzden mahkemelik bile olmuştu! Ne var ki kimse sağlığında bu inceliğin farkına varamadı.

Şimdi “Erbakan haklıymış” diye dövünmek pek işe yaramıyor.

Sağlığında rahmetli Erbakan Hocamızın “haklı olduğu” kavranmış olsa ve önerdiği “havuz sistemine” dört elle sarılınmış olsa bugün “Varlık Fonu” gibi kuruluşlara ihtiyaç duyulur muydu?

Kaldı ki “Varlık Fonu” diye ortaya sürülen sistemin havuz sistemi ile de uzaktan yakından alakasının olmadığı söyleniyor.

Bir süre sonra Varlık Fonu’nun sakıncaları ortaya çıkınca insanların yine “Erbakan haklıymış” diye konuşacaklarından hiç şüphemiz yok.

Rahmetli Erbakan Hocamız “yeri doldurulamayan” bir lider olarak tarihteki yerini aldı.

Bizlere O’nu rahmet, hasret ve minnetle anmak kaldı.

Özlemimiz her geçen daha büyüyor.

Tek teselli kaynağımız O’nun kendisine düşman olanları bile ölümünden sonra kendi safına çekerek “Erbakan haklıymış” dedirten büyük liderlik vasfı! Bugün “Erbakan haklıymış” deme noktasına gelenlerden ufak bir beklentimiz olduğunu söylemeden geçemeyeceğiz. Madem “Erbakan haklıymış” noktasına geldiniz o halde O’nun ortaya koyduğu Milli Görüş’e “dört elle” sarılın ve ortaya koyduğu “ilkeleri” sahiplenin.