Mescidi Aksa içinde 1118 Miladi yılında kurulmuş bulunan ve gayelerinden biri Mekke ve Medine’ye tecavüz olan Tapınak Şövalyeleri örgütü, onlarca yıl kanlı eylemler yapmışlardı.
Ancak Mukaddes Şehirlere giremiyorlardı. Çünkü Müslümanlar buraları canları, malları, ırzları gibi koruyorlardı. Çünkü bu Mukaddes Beldelere Müslüman olmayanların girişini Allah yasaklamıştı. Müslümanlar da bu yasağı canları pahasına uyguluyorlardı. Tapınakçılar bu bakımdan Mekke ve Medine’ye açıktan giremiyorlardı.
O halde hile ile girmeyi denediler:
1167 yılı idi. Zengi Devleti’nin Sultanı Nureddin Zengi, Suriye’de bulunuyordu.
Bir gece Peygamber Efendimizi rüyasında gördü. Efendimiz ona iki adamı göstererek:
-Nureddin, beni bu ikisinden kurtar!
Diyordu. Nureddin korkarak uyandı. Salih bir zat olan Cemaleddin Musuli’yi gece yanına çağırdı. Ona rüyayı anlattı. Ne yapması gerektiğini sordu.
Cemaleddin ona:
-Ne duruyorsun Sultanım, hemen Medine’ye hareket et. Bu rüyayı senden başkası görmedi. Onun için senin bizzat gitmen gerekir, ama bunu kimseye anlatma!
Dedi. Nureddin Zengi aynı gece hazırlandı. Yirmi kişilik bir grupla yola çıktı. O iki kişinin görüntüsü hep gözlerinin önündeydi.
Medine’ye vardığında etrafı yokladı, anormal hiçbir şey göremedi. O iki kişi de yoktu.
Efendimiz sallallahu aleyhi vesellemi ziyaret etti, namaz kıldı.
Sonra Medine halkına bir ilan yaptırdı.
Sultanınız Nureddin size kendi elleri ile yemek ikram edecektir! Herkes tabağını alsın falan meydana gelsin!
Herkes sıra ile yemek almıştır, ama o iki adam aralarında değildir.
Herkes bitti, dediler. Sultan:
-Kimse kalmadı mı iyi araştırın!
Dedi.
-Evet, Sultanımız iki zat var ama onlar Mescitten dışarı çıkmazlar. Evleri de hemen Mescid’in bitişiğindedir. Evden Mescid’e, Mescid’den de eve giderler. Bu iki insan çok iyi Müslümandır. Daima oruç tutarlar. Namazlarını Ravzai Mutahhare’de kılarlar. Her cumartesi günü Kuba Mescidi’ni ziyarete giderler, her gün mutlaka Cennetül Baki mezarlığını ziyaret ederler.
Diye cevap vermeleri üzerine o iki kişiyi huzuruna getirtti ki, rüyada gördüğü iki kişi idi. Tam abid, zahid Müslüman kisvesinde iki kişi.
Kısa bir sorgulama ile bunların Tapınak Şövalyeleri örgütünün casusları olduğu ortaya çıktı.
Tuttukları evin tabanından Ravzai Mutahhare’ye bir tünel açtıkları, çıkan toprağı gecenin karanlığında Cennetül Baki mezarlığına döktükleri, Efendimizin naşını kaçırmak emelinde oldukları, bu gece son kazmaları vurmak ve naşa ulaşmak üzere oldukları ortaya çıktı.
Orada cezaları verildi.
Açtıkları tünel kurşun ile kapatıldı.
Ravzai Mutahhare’nin etrafını derin bir şekilde kazdıran Sultan Nureddin Zengi, bu derin hendekleri de kaya ve metal alaşımları ile doldurarak benzeri suikastlar yapılmaması için tedbir aldırdı.
Ayrıca Haçlıların muhtemel saldırılarına karşı Medine’nin etrafını iki kat surlarla çevirttirdi.
Haçlıların bir saldırı girişimleri daha önlenmişti.Ama bu saldırı girişimi Haçlıların son saldırı girişimi olmadı.
Başka teşebbüsleri de oldu.
Gelecek yazılarımızda bunlardan bazılarını anlatacağız.