28 Eylül 2013 tarihinden bu yana kutsal topraklardayım...
Arafat’a çıkmadan önce en fazla arzu ettiğim hususlardan biri, Kabe’nin kapısının hemen önünde yüzbinlerce Müslümana 5 vakit namaz kıldıran, namaz kıldırmadan önce Kabe’nin duvarlarına kokular süren, tüm dünyanın merak ettiği Kabe imamlarından biriyle tanışmaktı.
Rabbim onu da nasip etti.
Kabe İmamı Halid el Hamidi ile tanıştım.
Çok sempatik, güler yüzlü, pozitif enerji veren bir isim Hamidi.
Önce, Halid el Hamidi’nin neler anlattığını aktaracağım, sonrasında bazı notlarım olacak.
Kabe İmamı Halid el Hamidi şunları söyledi:
“Bismillahirrahmanirrahim.
Allahü Tealaya hamd ve senadan sonra Resulüllah Efendimize ve ali ve ashabına salatü selamdan sonra sizleri selamlıyorum.
Cenabı Allah bizleri bu mübarek gecede bu mübarek ayda, bu mübarek beldede birlikte olduğumuz gibi Cennette de bizleri hep birlikte şehitlerle, salihlerle, sıddıklarla bir araya getirsin. Muhakkak ki Allah her şeye kadirdir.
Allah’a bize lütfettiği nimetlerden dolayı teşekkür etmek üzerimize düşen bir borçtur. Zira Rabbimizin Allah’ın Kur’an-ı Kerim’deki ifadesiyle; size her ne kadar iyilik dokunmuşsa Cenabı Allah’ın ikramıyladır.
İbrahim Aleyhisselam bu binayı inşa ettiği zaman ve oğlu İsmaille birlikte Allah’ın evini yükselttiği zaman “Allah’ım sesini nasıl duyurayım ” dedi. Allah (c.c.) Hazreti İbrahim’den insanları Kabe’yi ziyarete çağırmasını istedi.
Mekke’nin en yüksek tepesine (bu Ebu Kubeys olduğu ifade edilir) çıkarak “Ey insanlar Allah (c.c.) size Hac etmeyi farz kıldı. Bu davete icabet ediniz. Bu ilahi davete kıyamete kadar Hac vazifesini yerine getirecek olan kişiler “Lebbeyk” diyerek icabet etmişlerdir. Değerli Hacı kardeşim eğer bugün burada bulunuyorsanız o günkü İbrahimi davete icabet etmiş olmanızdandır.
Sizlerin burada bulunması ilahi bir lütuftur. Bu ilahi davet sadece erkeklere değildir. Bu müjde sadece erkeklere mahsus değildir. Hacca gelen kadınlar da bu ilahi davete Lebbeyk diyerek icabet etmiş olanlardır. Dolayısıyla sizlerin burada bulunmanız ilahi bir keramet, ilahi bir lütuftur.
Buraya ciddi mal sarf ederek, masraf ederek ciddi bir yorgunluğa katlanarak geldiniz. Sadece Allahü Teala’nın emrini yerine getirip bu konuda vazifeni yerine getirmek için geldiniz. Bu yaptığınız vazife iki önemli şarta bağlıdır; aksi halde yapılan harcamalar ve yorgunluklar boşa gitmiş olacaktır.
Hanginiz bu kadar zahmetin ve yorgunluğun boşa gitmesini ister Hanginiz meleklerin kendisine “Senin Lebbeyk’in kabul değil” demesini ister Elbette ki hiç biriniz bunu istemezsiniz.
Yaptığımız bütün amellerin temelinde iki şarttan bir tanesi “Allah memnun olsun, Allah kabul etsin” olmalıdır. Hac da buna dahildir. İkincisi, Kainatın Efendisi’nin (s.a.v.) yaptığı şekilde O’na uygun olması lazım. Çünkü O, Haccın yapılışını ve elbette ki diğer ibadetlerin yapılışını “Benden öğreniniz.” buyurmuştur.
İşte bu iki şart, amellerimizin Allah katında makbul olup olmayacağının şartlarıdır. Bunları dikkate alırsanız evlerinize ve yurtlarınıza dönerken de Rabbani bir dönüş yapmış olacaksınız. İnşallah yapacağımız Hac ibadetimizle rabbimizin memnun olduğu kullarından oluruz.
Türk halkının Hacca olan ilgisine de ayrıca teşekkür ediyorum. Kendileri İslam’ı en güzel şekilde yaşamak ve yaşatmak için yarışıyorlar. Hepsinin Peygamberimize layık birer ümmet olmalarını diliyorum.”
Halid el Hamidi bu sözlerini Türkçe olarak, “Allah sizlerden razı olsun.” diyerek tamamladı.
***
Kabe İmamı Halid el Hamidi ile, İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) Teşkilatı’nın Mekke’de düzenlediği programda tanıştım.
Nazım Karaman, “Gelir misin ” deyince koşturarak gittim.
Nefis bir programdı.
İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) Genel Başkanı Kemal Ergün genç ve atak bir isim.
IGMG’nin çalışmalarından bahsetti ve son dönemde teşkilatın ataklarını rakamlarla ortaya koydu.
Kemal bey, kotadan dolayı bu yılki Hacı adaylarının sayısında kısmi bir azalma olduğunu ifade etti ama diğer çalışmaların aynı hızda sürdüğünü anlattı.
Kemal Ergün’ün her biri ayrı değer taşıyan konuşmasından şu cümlesinin altını çizdim; “Her ne yapıyorsak, tümünü sadece ve sadece Allah (c.c.) rızası için yapıyoruz.”
Başka isimler de vardı; Mete Gündoğan’ı gördüm, mesela. Milli Gençlik Vakfı (MGV) kurucuları arasında bulunan ve 5 yıl yöneticiliğini üstlenen Nazım Karaman da oradaydı. Nazım bey, hizmetin nereden nereye geldiğini anlatan tamamlayıcı bir konuşma yaptı.
Kâbe imamları nasıl seçiliyor
Kâbe imamlarının nasıl seçildiğini merak ettiniz sanırım;
Genellikle, Ümmül-Kura Üniversitesi’nde yetişen Kabe imamları, Suudi Arabistan Kralı tarafından, belli kabilelerin çocukları arasından seçiliyor.
Kabe imamı olabilmek için doktora derecesine sahip olma şartı var ve imamlar aynı zamanda akademisyen olarak görev yapıyor.
Mekke’den İlginç Notlar…
Hani derler ya; yıllardır görmediğin bir dostun, ahbabın, arkadaşın çıkar da Mekke’de, Medine’de, Hac sırasında karşına çıkarsa sakın şaşırma! Aynen de öyle oldu; Taa
Mülkiye’li (Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi) yıllarından tanıdığım Erol Ayyıldız ağabey Mekke’de karşıma çıkmasın mı Erol bey Zonguldak Valisi iken son Valiler Kararnamesi’nde Aydın’a atandı. Çay içmek için sözleştik. Ne kadar mutlu oldum, anlatamam…
Mekke’de namaz saatlerinde tüm hayat neredeyse duruyor. Gece dikkat ettim dükkanların kapıları açık…
Son notum Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile ilgili. Malum, Abdullah Gül, bugün Mekke’ye geliyor, Kral’ın davetlisi olarak. Herkesin merak ettiği şu; acaba Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ihramlı görüntü verecek mi, vermeyecek mi Bence birinci şık. Peki, ya sizce
NOT: Bugün 13 Ekim 2013 Pazar… İktidar ve TBMM’de grubu bulunan partiler, 2012 yılında yeni ve sivil anayasa vaadini yerine getiremedi. Sınıfta kaldı. Umutlar bu yıla sarktı. Ama şu ana kadar “tık” yok… Du bakali n’olacak Her şeye rağmen yine de takipteyiz…