... İsmail Amasyalı’nın Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) hakkında yazdığı yazıyı okudum. Bunun üzerine Türkiye Diyanet Vakfı yetkililerine vakıf senedini, vakfa yapılan bağışları, camilerde toplanan paraları ve İsmail Amasyalı’nın vakıfla iletişime geçip geçmediğini sordum.
TDV yetkililerinden; İsmail Amasyalı’nın camilerin halılarını yıkayan bir şirkete danışmanlık yaptığını belirterek, vakıf yetkilileri ile Türkiye genelindeki camilerin halılarının temizlenmesi için görüştüğünü, istediği karşılığı bulamayınca da vakfın bütçesini istediğini öğrendim.
Vakıf yetkilerinden aldığım bilgilerle, İsmail Amasyalı’nın Türkiye Diyanet Vakfı hakkındaki yazdığı yazıları bir araya getirince İsmail Amasyalı’nın danışmanlığını yaptığı şirkete ticari bir kazanç sağlayarak “komisyon” almaya çalıştığı, ticari bir kazanç sağlayamayınca da eski dönemlerde olduğu gibi işi almak için gazetelerde tutarsız yazılar yazdığı anlaşılmaktadır.
“Komisyoncu yazar” İsmail Amasyalı’nın şunu iyi bilmesi gerekir ki Diyanet Vakfı özünde bir vakıftır. Vakfın gayesi, uzuvları, bu gayeye tahsis edilen mallar ve haklar, vakfın teşkilatı, ikametgâhı ve ismi vakıf senedinde yazar. Bir vakıf kurulurken bu senedin hazırlanması gerekir. Vakıf senedinde yazılan her şey yapılamayacağı gibi, vakıf senedinin de dışına çıkılamaz.
Yardım toplarken de böyledir. Eğitim, insani yardım gibi sebeplerle halktan yardım talep ettiğinizde talep edilen paranın nerede kullanılacağını da belirtmeniz gerekir. TDV’de bütün yardım faaliyetlerinde olduğu gibi camilerden yardım topladığı kampanyalarda da bu hususu özellikle belirtmekte ve bu doğrultuda para toplamaktadır. Diğer bağış yöntemleri ile yapılan bağışlarda da bağışçı, yaptığı bağışların nerede kullanılmasını talep ederse ona göre bağış kalemlerini seçebilmektedir. TDV’nin bağış topladığı https://bagis.diyanetvakfi.org.tr/ sayfasında bağışçı bağış yapmak isteği kalemi seçebilmektedir. Şartlı olarak alınan bir bağışta kesinlikle amacı doğrultusunda ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmakta, amacı dışında kullanılmamaktadır.
Fakat “komisyoncu yazar” Amasyalı, belli bir amaç için toplanan paraların danışmanlığını yaptığı şirketin faaliyetleri doğrultusunda cami halılarının temizliği için harcanmasını talep etmektedir. Bu doğrultudaki bir talep hem şeran hem de hukuken caiz değildir. Bu durum “komisyon” almak için vakfı usulsüzlüğe zorlamaktan başka bir şey de değildir.
Diyanet Vakfı Türkiye’deki her hangi bir vakıf gibi vakıflarla ilgili tüm kanunlara uymak zorundadır. Vakıflar Genel Müdürlüğü müfettişleri, vakıf mallarının gayeye uygun surette ve tarzda idare ve sarf edilip edilmediğini belli periyotlarla denetlemektedir.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kuruluş kanununun 17. Maddesine göre de “Başkanlık gerektiğinde, senedindeki hükümler çerçevesinde Türkiye Diyanet Vakfı ile iş birliği yapar. Anılan Vakıf hakkında 5072 sayılı Dernek ve Vakıfların Kamu Kurum ve Kuruluşları ile İlişkilerine Dair Kanun hükümleri uygulanmaz.” denilmektedir. Bu kanun çerçevesinde iki kurum iş birlikleri yapabilmekte ve beraber birçok proje yürütebilmektedir.
Bu durum TDV’nin resmi web sayfasında net olarak şu şekilde ifade edilmektedir; “Bu bağlamda Vakfımız, Diyanet İşleri Başkanlığı merkez hizmetleri ile eğitim merkezleri, müftülükler ve Kur’an kursları için ihtiyaç duyulan ve bütçe imkânlarıyla karşılanamayan demirbaş eşya ve kırtasiye malzemelerinin temini ile su, elektrik, doğalgaz, hizmet araçlarının bakım-onarım, sigorta ve akaryakıt giderleri için gerekli katkıyı sağlamaktadır. Ayrıca, 2012 yılı içerisinde yayın hayatına geçen Diyanet TV’de yayımlanacak programların hazırlanması/yapımı ve teslimi ile ilgili her türlü alım, satım, kiralama vb. iş ve işlemler Diyanet İşleri Başkanlığı ve Vakfımız Genel Merkezi ile koordineli olarak Yayın Matbaacılık ve Ticaret İşletmemizce yürütülmektedir.” denilmektedir.
“Komisyoncu yazar” Amasyalı vakıf senedini okuduğunda görecek ki vakfın kuruluş amacı sadece camilere yardım etmek değildir. “Komisyoncu yazar” Amasyalı, yazılarında vakıf senedinde belirtilen faaliyet alanlarını çarpıtarak, takip ettiği işi sonuçlandırmak için vakfın sadece camilere yardım etmesini isteyerek gerçek maksadını ifade etmektedir.
Ayrıca Diyanet Vakfının 985 şubesi vardır. Her şube kendi il veya ilçe sınırları içerisinde bağış toplayarak, camilerin ve ya diğer hizmet alanlarındaki resmi bütçe ile karşılanamayan ihtiyaçlarını gidermektedir. Cami dernekleri de bir caminin yaptırılması ve yaşatılması amacı ile kurulduğundan camilerin ihtiyaçları ile ilgili yardım toplamaları çok tabii bir durumdur.
Diyanet Vakfı, gerçekleştirdiği bütün kampanyalardan elde ettiği bağış miktarını hem kendi web sayfasından hem de değişik medya organlarından hayırseverlere duyurulmaktadır.
“Komisyoncu yazar” Amasyalı’nın ifade ettiği gibi Diyanet İşleri Başkanlığı Başkan Yardımcıları vakfın tabii mütevelli heyeti üyesi değildir. İki yılda bir yapılan genel kurul ile üyeler seçilmektedir. Bu kadar açık konuda bile araştırma ihtiyacı duymayan, gözünü hayırseverlerin bağışlarına diken, para kazanma hırsı ile hezeyanlara giren birinin sözüne ve yazdıklarına ne kadar inanılır?
Hayır kurumları ve hayırseverlerin iyilik duygularının köreltilmesi adına “silahşörlük” yapan “komisyoncu yazar” İsmail Amasyalı’nın “bozacısı” Hürriyet Gazetesi yazarı Yalçın Bayer yine hiçbir araştırma yapmadan “komisyoncu yazarın” yazısını olduğu gibi köşesine koymuş. Bu adamlar “kelli felli, ilkeli gazeteciler!” oluyor!?
2014 yılında planlanan bütçesi 321 milyon olan ve bu gün itibari ile bütçe gerçekleşmesi yaklaşık 240 milyon lira olan Türkiye Diyanet Vakfı, bu bütçesi ile 101 farklı ülkede eğitimden insani yardıma, cami inşaatlarından kültürel faaliyetlere kadar birçok alanda profesyonel hizmet yürütmektedir. Bu faaliyetler de değişik vesilelerle birçok kuruma rapor edilmekte ve basın kuruluşlarında da yayınlanmaktadır. Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) Türkiye Kalkınma Yardımları 2013 Raporu‘na göre, savaş, deprem, kuraklık ve doğal afetlerin yaşandığı coğrafyalara Türkiye‘den en çok yardım, 35,74 milyon dolarla Türkiye Diyanet Vakfı tarafından yapılmıştır. Vakfın bütçesi kimseye verilmese bu raporlar nasıl hazırlanacaktır?
Ulaşılması çok kolay bilgileri bile kullanmaktan aciz olan, Diyanet Vakfından iş alamayacağını anlayınca vücut kimyası bozulan “komisyoncu yazar” İsmail Amasyalı hezeyanlarına; “Diyanet Vakfı adına toplanan paralarla özel okullar, yurtlar, çocuk yuvaları, hastahaneler, huzur evleri, mülteci kampları, yetimhaneler açar. Şimdi cami önünde toplanan paraların cami ihtiyaçları için değil, gayesi dışında kullanılacağının yasal kılıfını gördünüz mü?” diye devam ediyor.
Halı yıkamayı okul yapmaya tercih eden, ticari kazancı için her yolu mübah gören “komisyoncu yazar” İsmail Amasyalı’nın bu ülkede milletvekilliği yaptığını ve halen bir gazetede yazı yazdığını düşününce memleketin bu güne kadar neden kalkınamadığını da çok iyi anlıyoruz.
“Komisyoncu yazar” İsmail Amasyalı ve “bozacısı” Hürriyet Gazetesi yazarı Yalçın Bayer Maun Suresini okusunlar. Okusunlar ki belki ibret alırlar.
Maun Suresi’nin meali; Gördün mü, o hesap ve ceza gününü yalanlayanı! (1) İşte o, yetimi itip kakan, yoksula yedirmeyi özendirmeyen kimsedir.(2-3) Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki, (4) Onlar namazlarını ciddiye almazlar.(5) Onlar (namazlarıyla) gösteriş yaparlar.(6) Ufacık bir yardıma bile engel olurlar (7)
Not: “Komisyoncu yazar” İsmail Amasyalı’nın danışmanlığını yaptığı şirketin kime ait olduğunu şimdilik açıklamadım. Gerek duyarsam o şirketin adını ve kime ait olduğunu da yazacağım.(EYMEN NEZİR-DİNİHABERLER.COM)
İSMAİL AMASYALI NELER SÖYLEDİ?
Camilerin görevlilerinin olumsuzluklarını köşeme taşırken, samimi görev anlayışı ile hizmet eden müftü, imam, müezzin ve kayyumların itibarsızlaştırılmasına sebep olabilecek çürük elmaların ayrıştırılmasına dikkat çekmeye çalıştım.
Bugün önüme 24 Aralık 2014 günlü Hürriyet Gazetesi getirildi, manşetten haber “İMAM - MÜEZZİN TEKME TOKAT“.
İstanbul Ümraniye’de, parseller camisinde görevli imam Serdar Şahinoğlu (48), müezzin Habibullah Abdülkerim Sağlık (34) arasındaki gerginlik, iddiaya göre 4 Ekim 2013 günü cami için toplanan bağış parasının üç kez sayılması üzerine tekmeli tokatlı kavgaya dönüştü.
Birbirlerinden şikayetçi olunca haklarında “KASTEN YARALAMA“ suçundan beş yıl hapis istemiyle dava açılan İKİ DİN ADAMI, Anadolu Adalet Sarayı 48.nci Asliye Ceza Mahkemesinde HAKİM KARŞISINA ÇIKTI.
Yazdığım yazılara, ortaya koyduğum somut delillere buğz eden abdestinden şüphesi olanlara TOKAT GİBİ CEVAP.
Hoca Nasrettin çocuğa su testisini teslim eder, suya gönderirken tokat atar. Çocuk sert tepki verir “Ne yaptım ki dövüyorsun?”. Hocanın cevabı, “Testiyi kırmaman için tokat attım kırdıktan sonra bir işe yaramaz” .
Ben, imamların müezzinlerin AKÇECİ İŞLERDEN UZAK DURMALARINI, cami önünde kanunsuz makbuzsuz toplanan paraların CAMİNİN DİN ADAMLARININ MAGNEVİ ŞAHSİYETLERİNE zarar vereceğini yazdım. Peki ne oluyormuş… Hürriyet’in manşetinde her şey var “ İMAMLA MÜEZZİN MAHKEMELİK KOLTUK SAVAŞI “
Alın size önemli bir konu daha… TÜRKİYE DİYANET VAKFI.
Devletin ismi, Allah’ın Dininin Tarifi, ecdadın kurduğu kurumların adının birleştiği Türkiye Diyanet Vakfının durumu yakında manşetlere taşınır ve Adliye koridorlarında kavgaya dönüşürse sürpriz olmaz.
Ecdat ihtiyaç zuhur ettiğinde onu ihya edecek, geliştirecek maddi mağnevi ihtiyaçlarını karşılayacak VAKIFLAR kurmuştur. Vakıflar kuruluş amaçları dışına çıkamaz ve kullanılamaz.
İslam anlayışında Vakıfların Cenab-ı Hakk’la illiyet bağı olduğu akdin şahidi iddiası vardır. Vakfedenin rızası alınmadan vakıf üzerinde tasarrufta bulunmak mümkün değildir.
13 Mart 1975 tarihinde kurulan, kurucuları Ahmet UZUNOĞLU, Yakup ÜSTÜN, Dr.Lütfü Doğan, Dr. Tayyar ALTIKULAÇ tarafından kurulan Diyanet vakfının kuruluş senedinde CAMİLERİN BAKIMI - ONARIM SAİR GİDERLERİNİN TEMİNİ için kurulduğu yazılıdır.
Türkiye Diyanet Vakfının Diyanet İşleri Başkanlığı ile illiyet bağı vardır. Diyayet İşleri Başkanı aynı zamanda vakfın başkanı, başkan yardımcıları da doğal olarak mütevelli heyet üyesidirler.
Diyanet Vakfının vakıf senedi ile hüküm altına alınan en önemli geliri cami cemaatinden toplanan paralardır. Camiler Diyanet Vakfı işleyişi içerisinde DÖNER SERMAYELİ İKTİSADİ İŞLETMELERDİR. Bu nedenle Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bütçesinde camilerin bakım onarım elektrik su ısıtma giderleri için ayrılmış bir para yoktur. Bunu karşılayacak kurum TÜRKİYE DİYANET VAKFI dır.
Ancak, son yıllarda Diyanet Vakfı, şubeleri adına cami cemaatinden toparlanan paralar camilerin zaruri giderleri için kullanılmamakta, ihtiyaçlar cami dernekleri, Belediyeler tarafından karşılanmaya çalışılmaktadır.
Yakın zamana kadar elektrik giderleri Türkiye Elektrik Kurumu tarafından karşılanan camilerin şalterleri indirilmeye başlanmıştır.
Geçmişe dönük elektrik borçları çıkarılarak icra takibine hazırlanılmaktadır. Özelleştirme ile işletmeleri devir alan özel sektörlerden SEDAŞ şalterleri indirmeye başlamış. Bu bilgiyi bugün Vakıflar Genel Müdürlüğünden aldım.
Türkiye Diyanet Vakfının 85.000 camiden topladığı paranın dışında ticari faaliyetler, bankalardan alınan faizler, HAC UMRE organizasyonları, müslüman vatandaşların vasiyet yolu ile bağışladığı menkul ve gayrimenkuller, milyarlarca lira para sirkülasyonu…!
Bilanço hesapları, gelir gider tablosu hakkında bilgi edinmek ise MÜMKÜN DEĞİL.
İşin içine girince insanın vücut kimyası bozuluyor. Milli ve Dini değerler ön plana çıkartılarak toplanan paraların hesabına kimse ulaşamıyor.
Bu iş için özel olarak Ankara’ya gittim. Diyanet İşleri Başkanlığı mali işler daire başkanı İSMAİL Bey’le makamında görüştüm. İnanılacak gibi değil, “mütevelli heyet kararı olmadan Bilanço, Gelir-Gider tablosunu vermek mümkün değil. 2015 Yılı Bütçe müzakereleri nedeni ile mütevelli heyet kararı alınarak TBMM Plan ve Bütçe Komisyonuna gönderildi oradan alabilirsiniz”.
Rahatladım şüphelerim zayi oldu doğru TBMM Plan ve Bütçe komisyonu bürosuna gittim. Böyle bir talebin TBMM tarafından yapılarak yazının TBMM’ne geldiği doğru. Ancak kayıtlara alınmadığı, Başbakan Yardımcısı Bülent ARINÇ’ın çantasında olduğu bilgisi üzerine Bütçe görüşmelerinin tutanaklarına girdim.
İzzet Çetin(Ankara M.V), “Sayın Bakan ben ve arkadaşlar soruyoruz. DİYANET VAKFI BÜTÇESİNİ ÖĞRENMEK İSTİYORUZ”
Ferit Mevlüt ASLANOĞLU(İstanbul M.V), “Sayın Bakan süre bitiyor siz hala DİYANET VAKFININ GELİR GİDER TABLOSUNU AÇIKLAMIYORSUNUZ”
Müslüm Sarı(İstanbul M.V) “Bütçesi ne kadar ?”
Başbakan Yardımcısı Bekir BOZDAĞ, “Diyanet Vakfı Diyanet İşleri Başkanlığı ile aynı amaca hizmet eden bir vakıftır. Adı üstünde “DİYANET VAKFI”
Adil Bozan(Hakkari M.V), “Sayın Bakan sen bizi aptal mı zannediyorsun. Biz vakfın ne iş yaptığını değil BÜTÇESİNİ SORUYORUZ”
Yukarıda aktardıklarım Meclis tutanaklarından alıntılardır.
Bütçe komisyonunda bulunan Bakanlık yapmış ünlü bir isim elime bir belge verdi. 28 Nisan 2013 tarihli TÜRKİYE DİYANET VAKFI RESMİ SENEDİ. Çok ilginç Vakıf kuruluş gayesi dışına çıkarılmış.
Cemaatlerle ihtilafa düşen hükümet “çocuklarınızı cemaat yurtlarına göndermeyin diye halkı uyarırken kaynağını camide bulmuş “DİYANET VAKFI ADINA TOPLANAN PARALARLA ÖZEL OKULLAR, YURTLAR, ÇOCUK YUVALARI VS AÇILACAK”. (Diyanet Vakfı resmi senet 2013 sahife 6-I fıkrası)
“TEDAVİ KURUMLARI, HASTAHANELER, HUZUR EVLERİ, MÜLTECİ KAMPLARI, YETİMHANELER AÇAR”. (Sahife 6-K bendi)
Şimdi cami önünde toplanan paraların cami ihtiyaçları için değil, gayesi dışında kullanılacağının YASAL KILIFINI GÖRDÜNÜZ MÜ?
Kurulacak Dershaneler, Suriyelilere ve diğer ülke insanlarına açılan mülteci kamplarının kaynağı CAMİ CEMAATİ.
SEDAŞ Elektrik şalterlerini indirmekte haklı.
Fetva hazırlanmış olabilir, “KARANLIKTA İBADET eftaldir”.
milligazete.com.tr
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.