Faizle birlikte pahalılıktan, halsizlikten, işsizlikten bunalıp zorluklar içerisinde kalmaya başladık. Bu milletin evlâtları nasıl olur da faiz kalkar mı, faizsiz olur mu? sorusunu soruyor. Senin milletinde esasen faiz diye bir şey yoktu. Kendini bu kadar da mı unuttun?!
Mülkiyete hürmetkârlığı esas alıyor. Ama Müslümanlık sistemi Batı’nın kapitalizm sisteminin tam kendisi değildir. Aradaki büyük fark şuradadır: Müslüman kazanacak, fakat Müslüman israf yapamaz. “İsraf haramdır”. Binaenaleyh Müslüman kazandığını mutlaka hayırlı bir sahaya harcamakla görevlidir.
Müslümanlığın kendine has mütekâmil bir iktisadî sistemi mevcuttur. Bu iktisadî sistem, ne Doğu’daki sistemdir, ne de Batı’daki sistem. Çünkü Müslümanlık iki kanatlıdır daima maddiyatla maneviyatı birbirine paralel yürütmüştür. Bundan dolayı Müslümanlıkta hem maddiyat vardır, hem de bununla beraber her zaman her yerde hiç ayrılmayacak şekilde bir de maneviyat vardır.
Bugün Yeryüzünde iktisadî sistemiyle, içtimaî sistemiyle ve dünya görüşüyle tam manasıyla yerleşmiş bir İslâm âlemi yoktur. Ama bunun fiilen mevcut olmaması, Müslümanlığın en ideal sistemi getirmiş olduğu hakikatini orta yerden kaldıramaz.
Müslümanlığın kendine has mütekâmil bir iktisadî sistemi mevcuttur. Bu iktisadî sistem ne Doğu’daki sistemdir, ne de Batı’daki sistem. Çünkü Müslümanlık iki kanatlıdır daima maddiyatla maneviyatı birbirine paralel yürütmüştür. Bundan dolayı Müslümanlıkta hem maddiyat vardır, hem de bununla beraber her zaman her yerde hiç ayrılmayacak şekilde bir de maneviyat vardır. Müslümanlığın iktisadî sistemi maddiyata hürmetkârdır. Herkesin malı mülkü vardır ve herkesin malı mülkü kendisine aittir, masundur, kimsenin buna yan bakmaya hakkı yoktur. Ve bu hak o kadar mühim bir şeydir ki Peygambere aittir, masundur, kimsenin buna yan bakmaya hakkı yoktur. Ve bu hak o kadar mühim bir şeydir ki Peygamber efendimiz (S.A.V.) birçok tavsiyelerinde: «Bana ahirete geldiğinizde başka türlü kusurlar, günahla gelin amma kul hakkıyla gelmeyin» buyurmuştur.
Mülkiyete hürmetkârlığı esas alıyor. Ama Müslümanlık sistemi Batı’nın kapitalizm sisteminin tam kendisi değildir. Aradaki büyük fark şuradadır: Müslüman kazanacak, fakat Müslüman israf yapamaz. “İsraf haramdır”. Binaenaleyh Müslüman kazandığını mutlaka hayırlı bir sahaya harcamakla görevlidir. Batı’daki insanın böyle bir prensibi yoktur, o kazandıktan sonra parasını her türlü nefsanî arzusu uğrunda rahat rahat harcayabilir. Ama Müslümanlıkta, israf etmemek, daima başkalarına faydalı olmak, fakirlere yardımcı olmak esası mevcuttur. Bu bakımdan İslâm sistemi Batı rejiminin mahzurlu taraflarını ortadan kaldırıp, kapitalizmin erişemediği ulvî gayeye kendi ölçüleriyle manevî kuvvetlerden faydalanarak ihdas etmek imkânını bulmuş bir sistemdir. Bu sistemin meydana getirdiği iktisadi hayatta hakikaten maddiyatla maneviyat birbirinden ayrılmaz.
Faiz meselesi halledilmeden...
Faiz müessesesi üzerinde en modern görüşlere, uygun bir tarzda durmaya mecburuz. Faiz meselesi halledilmeden kalkınma olmaz. Faiz meselesi halledilmeden içtimaî sulh olmaz. Faiz meselesi halledilmeden adalet olmaz. Faiz meselesi halledilmeden dengesizlik kalkmaz. Niçin? Kendimizi aldatmayalım: Faiz, kapitalist nizamın bir mefhumudur... Ve en zayıf noktası, en tehlikeli noktası, kapitalist nizamın yıkılacağı noktadır. Kapitalist nizam buradan yıkılacak. Modern iktisatçıların kitaplarını okuyun. Keynes, Schreiber gibi modern iktisatçılar faizi eleştiriyorlar. Kapitalist nizamı, bizzat o nizamın insanları beğeniyor mu? Nixon’un Reisicumhur adaylığını kabul konuşmasını okuyun: «Bizim nizamımız en mükemmeldir diye kim diyor, biz de değiştirmek istiyoruz» diyor.
Faiz nedir? Faiz zannedilmesin ki duran bir paraya bir yıl sonra bir nema getirmektir. Faiz; duran bir paranın bir yıl sonra faiz nispetinde kıymetini düşürmek demektir. Bu mekanizma yanlış anlaşılıyor. Şimdi Türkiye’de % 20 faiz var. Fiiliyatta Türkiye’de her sene fiyatlar % 20 artacaktır. Bunun önüne geçilemez. Mekanizmanız böyle; % 20 faiz eklemek her sene fiyatlar % 20 artacak demektir. Bu bakımdan faizci bir nizamın içerisinde stabil bir ekonomi kurmak mümkün değildir. Kapitalist nizamın bütün sancıları buradan ileriye geliyor. Hiç bir şeyi sabit tutamazsınız. Siz her sene paranın kıymetini % 20 düşürdünüz mü, otuz sene önce bir memur beş liraya, gider, istediği gibi, bütün kışlık erzakını alırdı. Veya bir ayakkabı alabilirdi. Şimdi bu faizci nizamı % 20 faizci nizamı getirip tatbik ediyoruz, bugün o beş liraya gidip bir ayakkabının bağını alamıyor, boyatamıyoruz. Bu, zulüm değil mi? Biz, bir takım haklara tecavüz ediyoruz sonra dengesizliği kendimiz kuruyoruz.
Bu memleketin evlâtları olarak faiz kalkar mı sualini sormaktan dünyada daha acı bir hal yoktur. Çünkü bizim milletimiz Viyana’yı kuşatırken, İstanbul’u fethederken işlerini faizle görmüyordu. Tarihimizde faizin yaygınlaşması inhitat döneminde başlar. Faizle birlikte pahalılıktan, halsizlikten, işsizlikten bunalıp zorluklar içerisinde kalmaya başladık. Bu milletin evlâtları nasıl olur da faiz kalkar mı, faizsiz olur mu? sorusunu soruyor. Senin milletinde esasen faiz diye bir şey yoktu. Kendini bu kadar da mı unuttun?!
Biz vatandaşın alın terinin karşılığını yine kendisine, Anadolu’muzun geri kalmış bölgelerinin yoluna suyuna, elektriğine, köylerine kadar fabrikaların, atölyelerin yayılmasına vereceğiz. İşsizliği ortadan kaldırmak ve dengeli bir kalkınma temin etmek için faize dayanmayan bir iktisat nizamı kuracağız.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.