AKP, seçimler yaklaştıkça harcamak için kaynak arayışını sürdürürken, ekonomistler iktidarın koltuğu kaybetmemek için uyguladığı genişletici ekonomi politikalarının yaratacağı sorunlara dikkat çekmeye devam ediyor.
Dünya gazetesi yazarı Şeref Oğuz, bu politikalar nedeniyle oluşacak maliyetlerin göz ardığı edildiğine dikkat çekiyor.
"Seçim ekonomisi sürecinde ekonomiyi canlandıracak, tüketimi hareketlendirecek adımlar atıldığı için enflasyon da tırmanmayı sürdürüyor. Tüketici fiyatlarında %36,08, üretici fiyatlarında %79,89 seviyelerine ulaşan fiyat artışları artık kanıksanmaya başlandı" hatırlatmasında bulunan Oğuz, yazısını şu satırlarla sürdürdü:
"Öyle ki TÜİK’in manşet enflasyonunun %50 olması dahi kimseyi şaşırtamayacak. Böyle bir dönemde altın ve altına dayalı enstrümanlar üzerinden çalışılma yoğunluk kazanıyor. Enflasyonla ancak altın baş edebilir düşüncesi ağırlık kazanırken, “yeniden seçilelim de gerisi Allah kerim” anlayışı dillendiriliyor.
Seçim ekonomilerinin dezavantajları nedir?
Arkasında ağır bunalım dönemlerini bırakır. Enflasyon ve işsizliğin yarattığı olumsuz seyir yeni gündemi belirler. Seçimi kazanan kucağında açık bütçe, yüksek enflasyon, dev işsizlik ve acilen yapılması gereken iğneden ipliğe zam listesi buluverir.
Seçim sürecinde hangi enstrümanlar öne çıkar?
Bu süreç paranın bollaştığı dönemdir. Bu nedenle hemen tüm varlıklarda bir yükseliş eğilimi görülebilir. Para musluklarının sonuna dek açıldığı bu süreçte yalancı bahar havası hakim olur. Herkes ve her kesim, “kazanıyorum” yanılgısına düşer. Sonra seçim biter ve gerçekler ile yüzleşiriz.
Cumhurbaşkanı’nın açıklamaları ve Bakan Nebati’nin söylemleri bize yeni bir Kredi Garanti Fonu üzerinde çalışıldığını gösteriyor. Fakat bankaların kaynak sorunu, KGF ile gelecek olan rahatlığın, seçim ekonomisi düzeyinde piyasaları canlandırma etkisinin olamayacağı endişesi taşıyor.
Nitekim “düşük faiz yüksek kur” yaklaşımı ilan edildiğinde şu soruyu sormuştuk; “böylesi düşük faizle ve negatif reel faizin %22’leri aştığı ortamda bankalar, kredilendirmek için kaynağı nereden bulacak?”
Bu sebeple eldeki altını eritip bir tür KGF’ye büründürerek dağıtılması adımı denenecek. Salgın yılında ihdas edilen KGF ile 1 trilyon liralık kredi dağıtılmış ve çoğu da dövize, altına akmıştı. Şimdi ise seçim ekonomisine kaynak arayışında, 700 ton civarındaki TCMB altınlarını eritmek olabileceği önerileri yapılıyor."
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.