Marmara Denizi ölüyor. Marmara Denizi su yüzeyini ve derinlerini saran ve “ deniz salyası” olarak adlandırılan müsilaj tehdidi altında.
Deniz salyası; İstanbul, Adalar, Tekirdağ, Çınarcık, Bursa, Erdek, körfezler, kıyılar ve denizin derinlerinde giderek etkisini artırıyor.
Uzmanlara göre yaşanan duruma "atıklar" neden oldu.
Marmara Denizi aynı zamanda Kanal İstanbul projesi tehdidi altında. Birçok akademisyen Kanal İstanbul’un devreye girmesi halinde Marmara Denizi’nin kaldıramayacağı bir organik yükle karşı karşıya kalacağı uyarını yapıyor.
TÜBİTAK eski başkan yardımcısı, deniz bilimci Cemal Saydam, Kanal İstanbul’un yalnız müsilaj sorunu tetiklemeyeceğini aynı zamanda Marmara Denizi’nin ölüm fermanı olacağına dikkat çekti.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun YouTube kanalında soruları yanıtlayan Saydam, ‘‘Kanal İstanbul yapılırsa hayat boyu müsilajla devam ederiz bunun başka bir izahı yok. Bizim bilgi birikimimiz ‘olmaz’ diyor. Bilimle inat da olamaz. Çünkü kimin kazanacağı belli. Bilime inat yaptık arıtma tesislerini yeteri kadar yaptırmadık. Müsilaj kazandı. Kanal İstanbul’u yaparsanız bu olurdu. Bu oldu, bunun üstüne Kanal İstanbul’u yaparsanız unutun, tası tarağı toplayıp gitmek gerek” dedi.
“Hidrojen sülfürü yabana atmayın” diyen Saydam, şunları söyledi:
“Çürük yumurta gibi kokar insan sağlığını tehdit eder ama sanayicinin makinasını da parçalar. Soğutma suyu olarak kullanan her fabrika filtrelerine baksın, filtreleri sık sık değişecek bu da maliyetlerini arttıracak. Kanal İstanbul ile yalnız Marmara Denizi değil Marmara Bölgesi elimizden gidecek.”
Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) İstanbul Şubesi de Marmara Denizi’nin ‘‘tükeniş ömrünü uzatmak için’’ hazırladığı 11 maddelik eylem planında Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un hazırladığı eylem planında atıfta bulunulmayan Kanal İstanbul ve Ergene Nehri’nin Marmara Denizi üzerindeki etkilerine dikkat çekti.
Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
‘‘Ergene`den Marmara Denizi`ne deşarja acilen son verilmelidir. Ergene havzasının atıksu toplayıcı sisteminin Marmara Denizi`ne bırakıldığı nokta ivedi olarak incelenmeli, derin deniz deşarjı ön arıtma ile birlikte ele alınmalı ve sıkı bir şekilde denetlenmelidir. Bu aşamada biyolojik arıtma tesislerinin hızla inşası hayata geçirilmeli ve Marmara Denizi çevresindeki sanayileşme ve nüfus artışının durdurulması için bakanlıklar tarafından acil çalışmalar yapılması gerekmektedir.
Halihazırda yaşanabilir nüfusun çok daha üzerinde bir nüfusu barındıran İstanbul`da mega projelerden vazgeçilmelidir. Atık suyunu biyolojik olarak arıtmadan Marmara Denizi`ne deşarj eden bir kente, Kanal İstanbul ve Yenişehir Rezerv alanları ile milyonlarca kişinin daha çekilmeye çalışılması intihardır’.”
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.