AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlenen "Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkının Verilişinin 86. Yıl Dönümü Programı"nda açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında İstanbul Sözleşmesine değindi. Erdoğan, "İstanbul Sözleşmesi başta olmak üzere zaman zaman yaşanan tartışmaların, hâlâ süren kimi yanlış uygulamalarla ilgili olduğunu düşünüyorum." dedi.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ TARTIŞMALARI UYGULAMALARLA İLGİLİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ilgili bölümünde şunları söyledi:
"İstanbul Sözleşmesi başta olmak üzere bu çerçevede zaman zaman yaşanan tartışmaların işin özünden ziyade hala süren yanlış uygulamalarla ilgili olduğunu düşünüyorum. Kimi yanlışları düzeltirken kimi yanlışlara yol açacak savrulmalara meydan vermeyeceğiz. Adımlarımızı toplumumuzu ayakta tutan dinamiklerin zarar görmesine yol açmayacak şekilde atacağız. Bunları başardığımızda bugüne kadar elde ettiğimiz kazanımları geleceğe taşımız olacağız."
HEPİMİZE DÜŞEN FITRATA UYGUN DAVRANMAKTIR
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için çaba gösteriyoruz. Mağdur kadınları devletin koruma şemsiyesi altına alıyoruz. İlk insan Hz. Adem ve Hz. Havva'dan beri bu hakikat değişmemiştir. Hepimize düşen fıtratımıza uygun davranmaktır. Dünyanın herhangi bir yerinde ilahi nizama aykırı davranılmış olması bizi doğrunun yanında yer almaktan alıkoymaz." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
TOPLUMUMUZ ATAERKİN VEYA ANAERKİL DEĞİL AİLE ERKİL TOPLUMDUR
"Bizim toplumumuzda kadın, tüm alanlarda en ön saflarda yer alıyordu. Bizim milletimizin ataerkin veya anaerkil değil, aile erkil olduğunu söylüyoruz. Aile kavramı bizim için bu kadar hassas, önemli. Hak ve özgürlük arayışını erkeği ve kadını için herkes için aynı değere sahip olduğuna inanıyoruz. Cinayetin faili ve maktulü kim olursa olsun, ayrımcılık kime karşı olursa olsun karşı çıkılması gereken konudur. Kadın kimsenin malı sayılması kabul edilemez. Her insanımız gibi kadınlarımızın onurunun, şerefinin korunmasını sağlamak devletin vazifesidir. Terör örgütü tarafından dağa kaçırılan kızlarımızı da korumak zorundayız. İnancı ve kıyafeti yüzünden ayrımcılığa maruz kalan kızlarımızı korumak bizim için görevdir. Ailenin korunmasını ve güçlendirilmesi sağlamak da bizim için hayati önemde bir sorumluluktur. Türkiye'yi diğer alanlarla birlikte ailenin güçlendirilmesi ve kadın hakları konusunda hedeflere ulaştırmakta kararlıyız."
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA) tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA) tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(4)Mehmet - Yahu imzaladiğiniz sözleşme değilmi yanliş olan!
Geveleyip, eğip bükmeye gerek yok!
Chp ve hdp ile bir olup oy birliği ile sizin çikardiğiniz yasa değilmi!
Yahya Yayla - bu şimdi ne dedi anlayan varmı ..
Cihat - Zina ve her türlü cinsiyet sapması girmemiş ev kalmamış nerdeyse hala aileymiş pöh
Ahmet C. - Sen anca trolleri kandırırsın. Sanki İstanbul Sözleşmesi'nin pisliklerini bilmiyormuş gibi "hala yanlış süren bazı uygulamalarla ilgili olduğunu düşünüyorum" diyor. Madem ne olduğunu bilmiyorsun İstanbul Sözleşmesine itiraz eden o dönem ki aile bakanı Selma Ali Kavaf'ı niçin görevden aldın? Sen yapmış olduğun her pisliğin farkında olarak yaptın. Aileyi korumakmış! İstanbul sözleşmesinden önce 5'te 1 olan boşanma oranları İstanbul Sözleşmesi'nden sonra yüzde 50 ye yükselmiş. Tabi bunun kadını ekonomik düzene alet etmekle yani iş hayatına sürmekle de ilgisi var ama o sorun yok o konuda da kendinizle övünüyorsunuz. Batılılar araştırma yapmış ve anlamışlar ki aileyi çökertmek istiyorsan kadını iş hayatına kazandır. O zaten yuvasını dağıtacaktır. Herkes için geçerli değil belki ama çoğunluğun durumu bu maalesef. Ekonomik özgürlüğünü kazanan kadın kimseye tahammül etmiyor.
Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA) tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.